Yıldırım, yaptığı açıklamada Eğitim Bir-Sen'in sendikacılığı, hak aramayı çatışma zemini olarak asla görmediğini ifade ederek, “Eğitim-Bir-Sen'in sokak eylemlerinde olmayışını hükümet yanlısı olmak şeklinde değerlendirmek çok yanlıştır. Herkes aynaya bakmalıdır. Eğitim Bir-Sen'in seçimlerine hem genel hem de yerel anlamda siyasiler asla müdahil olamazlar. Resul Akay'ın Kamu-Sen'den nasıl uzaklaştırıldığını hepimiz biliyoruz” dedi.

Kamu çalışanlarının en büyük sıkıntısının toplu sözleşme olduğunu belirten Yıldırım, “Önümüzdeki yıl hükümet tarafından toplu sözleşme meselesi çözülmemesi halinde Eğitim Bir-Sen masaya oturmayacağını ilan etmiştir” diye konuştu.

Üyelik çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettiğini ifade eden Yıldırım, “Üyelik çalışmamız ile ilgili bir sıkıntımız yok. Ancak Milli Eğitim Müdürlüğü'nde rahatsız olduğumuz uygulamalar var. Özellikle teftiş kurulunun inceleme ve soruşturmalarda çifte standart uygulamaları var. Bir örnek verirsek Hendek Anaokulu kurucu müdürü hakkında hem sendika başkanı hem gazeteci sıfatıyla bir köşe yazarı yazılar yazıyor. Hoca hanım hakkında yanlış yönlendirmeler yapılıyor. Burada Hendek Kaymakamın tarafsızlığından şüphe ediyoruz. Bunun ile ilgili olarak yaptığımız çalışmayı en kısa zamanda kamuoyu ile paylaşacağız. Kimin haklı kimin haksız olduğunu herkes görecek” dedi.