6
Mayıs
2024
Pazertesi
SAKARYA

Şeker Fabrikası 7 yıl sonra yeniden

Marmara depreminde büyük hasar gören Adapazarı Şeker Fabrikası'nı Özelleştirme İdaresi'nden satın alan Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi (APEK), fabrikayı 7 yıl aradan sonra yeniden üretime geçirdi. 

Özelleştirme İdaresi'nin geçtiğimiz yıl satışa sunulan Adapazarı Şeker Fabrikası'nı satın alan APEK, 7 yıl aradan sonra fabrikayı üretime geçirmenin mutluluğunu yaşıyor. 700 kişinin istihdam edildiği fabrika, 7 yıl aradan sonra bölge ekonomisine yeniden bir hareket getirdi. Pancarları fabrikaya teslim etmek isteyen çiftçiler, yıllar sonra yeniden uzun kuyruklar oluşturmaya başladı.
 
APEK ve Adapazarı Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mülayim, 7 yılda yapılamayanı 7 ayda yaptıklarını belirterek, "Adapazarı Şeker Fabrikası'nı büyük güçlüklerle satın aldık. 7 yılda yapılamayanı 7 ayda yaptık. Bunun için çok mutluyuz. Adapazarı ve bölge çiftçisine Adapazarı Şeker Fabrikası'nı kazandırmamız bizim için çok büyük kıvanç kaynağı. Bu noktaya kolay gelmedik. Çok önemli mübadeleler atlattık. Tasviye kararı alınarak fabrika satışa çıkartıldı. Fabrikanın gerçek sahibi olan bizler, 2005 Ağustos ayında yapılan ihalede önemli bir performans göstererek fabrikayı bölge çiftçisine kazandırdık. Herkesin 'alamazsınız' diye düşündükleri dönemde, bize hiç kimsenin şans tanımadığı dönemde, fabrikayı alarak herkesi şaşırttık. Kendimize güveniyorduk, inanıyorduk. Biraz da gözümüzü karartarak bu fabrikayı aldık. Daha sonra bu parayı nasıl ödeyeceğimizi sormaya başladılar. Önümüzde 3- 3.5 aylık bir süreç vardı. Bu anlamda yaptığımız çalışmalar sonunda parayı bulduk. İlk taksiti yatırdık. Çalıştıramazsınız' dediler. Çalıştırdık ve şeker üretmeye başladık. Son olarak 'Dışardan şeker aldılar. Kendi çuvallarına koydular. Onları pazarlıyorlar' gibi bazı söylemler oldu. Bunları bize yapılan büyük bir haksızlık olarak düşünüyorum. Yani biz bu kadar şeyi başardıktan sonra böyle bir tabir yanlış. Ama olsun hepsini hoş görüyoruz. Önemli olan fabrikanın çalışması, önemli olan bölge çiftçisinin pancarının tekrar kendi fabrikasında işlemesiydi. Bunu başardık. Bundan gurur duyuyoruz. Yaptığımız işin semeresini görmek bize mutluluk veriyor. Buraya kolay gelmedik" dedi.
 
Şeker sektörünün çok önemli bir sektör olduğunu vurgulayan Mülayim, "Bu sektör, 'beyaz altın' diye geçen bir sektör. Üzerine çok oyunlar oynanan bir sektör. Biz de bu sektörün içinde kendimizi dürüst ve ilkeli olarak ortaya koymak istiyoruz. Bunu başaracağız. Türkiye'de Avrupa Birliği (AB) sürecinde pancar kotalarıyla ilgili şeker üretimi ve tüketimiyle ilgili birçok problem var. Bu sorunlar bizim tek başımıza aşabileceğimiz veya başarabileceğimiz bir şey değil. Bir üst birliğimiz var; Pankobirlik (Pancar kooperatifi). Bunun bünyesindeki özelleşmiş şeker fabrikalarıyla birlikte devletle birlikte bir entegre olarak bütün sorunları aşmak istiyoruz. Biz de bu sektör içinde yerimizi almak istiyoruz. Bu sektörde bir ayı doldurduk, bugüne kadar önemli miktarda şeker sattık. Türkiye'ye eğer yurt dışından şeker girmezse bizim çiftçimize kota anlamında büyük katkı olacağını düşünüyorum. Dışardan gelen şeker vasıtasıyla Türkiye'de kota sıkıntısı çekiyoruz. AB sürecinde gelinen noktada pancar ekim sahalarının daralması söz konusu. Bunun önlemlerini hep birlikte almamız gerekiyor" diye konuştu.
 
Mülayim, Adapazarı Şeker Fabrikası'nın önündeki en önemli engelin kota sorunu olduğunu ifade ederek, "Pancar kotasıyla ilgili önemli bir sıkıntımız var. Bizim şeker kotamız 32 bin tondan 22 bin tona düşürüldü. Biz de şöyle bir soru sorduk; o zaman neden sattınız? Neden düşürdünüz? Yani bu bir anlamda bizi ağır bir tabir olacak ama linç etmek gibi bir şey. Bu bizim özel fabrikamız değil. Çiftçinin fabrikası. 60 bin ortağı olan çiftçinin fabrikası. Dolayısıyla yargıya gittik, yargıdan 80 bin ton kararı çıktı. Şimdi beklediğimiz, mahkemeyle, yargı kararıyla aldığımız kotanın bize geri verilmesi. Elimizde zaten bir yargı kararı var. Vereceklerine inanıyoruz. Bu haksızlığın, bizim adımıza yapılan haksızlığın giderileceğini düşünüyoruz. Biz çiftçi adına bu fabrikayı krediyle aldık. Dolayısıyla borcumuzu ödeyebilmemiz için bu kotaya ihtiyacımız var. Zaten yargıda bu anlamda kararını vermiş durumda, beklediğimiz bu. Kota artmazsa, bu fabrikayı rantabıl çalıştırmamız mümkün değil" dedi.
 
Adapazarı Şeker Fabrikası'nı bölgenin önemli fabrikalarından biri olduğunu vurgulayan Mülayim, "Biz şu ana kadar yapamazlar, yapamazsınız dedikleri her şeyi yaptığımız gibi, bundan sonra da başarılı olacağımıza inanıyoruz. Adapazarı Şeker Fabrikası bölgenin önemli fabrikalarından birisi. Pazarın ortasında İstanbul gibi büyük bir metropole yakın ikinci fabrikayız. Özelleşen fabrikaların ilklerindeniz. En son 2 yıl önceki Kütahya Şeker fabrikası özelleşti. Şimdi biz özelleştik. Bu sürecin devam edeceğini zannediyorum.
Hakkımız verildiği zaman ülkemize nasıl hizmet ettiğimizi herkes görecek. Türkiye çiftçisi de görecek" açıklamasında bulundu.
Adapazarı Şeker Fabrikası'nda şu anda 700 kişi istihdam edildiğini söyleyen Mülayim, bu sayıya yaklaşık 10 bin çiftçinin de eklenmesiyle bölge ekonomisine büyük katkı sağladıklarını kaydetti.
 
Mülayim, ham şeker tesisini devreye sokmak istediklerini de belirterek, "Fabrikada ham şeker tesisimiz var. Bu tesisi çalıştırmak istiyoruz. Bu konudaki resmi prosedürleri aşmak için büyük bir mücadele veriyoruz. Bu konuda herkesten destek bekliyoruz. Amerikan Cargill firması Suriye'de 20 milyon tonluk yatırım yapıyor. Suriye'nin şeker tüketimi 500 bin ton. Bunu nereye satacaklar. Bizim bunlarla mücadele edebilmemiz için önümüzün açılması lazım. Biz bu anlamda hazırız, sadece devletimizin bize bu konuda izin vermesi lazım. Çalışamazsak fason olarak çalışmayı planlıyoruz. Bu fabrikayı diğer fabrikalardan farklı hale getirmek istiyoruz. Tek amacımız fabrikayı 12 ay çalışır hale getirmek. Projelerimiz var. Eğer devletin çekincesini aşabilirsek, 8 aylık bir süre ham şekerle çalışmayı planlıyoruz. Kontrolü devlet yapsın. Şekerin girişi belli çıkışı belli, ihraç kayıtlıdır. Bu giren ham şeker yurtdışına satılmak kaydıyla Türkiye'ye giriyor, kontrol etmesi devlete düşer. Devletin memurunu buraya koysunlar. Türkiye'ye dışardan yılda 700 bin ton-1 milyon ton arasında kaçak şeker girdiği söyleniyor. Bunu önlemenin de çaresi bu. Yani siz oradan gireni engelleyemeyeceksiniz, burada çalışanı engelleyeceksiniz. Bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda bu yanlıştan döneceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
 
Mülayim, bu yıl fabrikayı çalıştırarak, şeker pancarını işlemeyi amaçladıklarını belirterek, önümüzdeki yıl ise yem fabrikası projelerinin olduğunu söyledi.
 
Adapazarı Şeker Fabrikası'nın çevreye saygılı bur kuruluş olduğunu da ifade eden Mülayim, "Sakarya nehrinde yaşanan balık ölümlerin fabrikayla alası yok. Biz o günlerde 3 günlük bir fabrikaydık. Biz kendi düzenimiz içinde pancarı yıkıyoruz. Atıklarımız var ama bunları 3 adet çökertme havuzunda çökertiliyor. Şimdi 2 adet daha havuz yapıyoruz. Biz 1.5 trilyona varan bir arıtma tesisi yaptırdık. Bizim için çevre çok önemli, insan sağlığı önemli. Kesinlikle çevreye saygılıyız. Bununla ilgili yatırımlarımız devam ediyor. Arıtma tesisimiz hayata geçmek üzere. Burası kapalı sistem olduğu için su vermiyoruz. Sızıntılar oldu, bunu da engelledik. Dolayısıyla bu konuda duyarlı olduk, bundan sonra da duyarlı olmaya devam edeceğiz" dedi.
İHA
Yayın Tarihi : 20 Kasım 2006 Pazartesi 16:02:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?