18
Mayıs
2024
Cumartesi
KOCAALİ - SAKARYA

Yağcılar, Dalkavuklar ve Otorite

Sürekli toplantılar yaparız…

Meseleleri sık uzun toplantılarla halletmeye çalışırız…

Çözümleri belli olmasına rağmen çok tartışıp kesin çözüme bir türlü ulaşamayız yada meseleleri basit kolay yollarla çözme yerine toplumumuz üzerinde hakim olan
Mevzuatçılık ve statüleri uygularız.

Söylediğimiz yada konuştuğumuz her şeyin doğru olduğuna inanır yada inandırmaya çalışırız. Aslında bahsi geçen şeylerin hiçbir araştırmaya incelemeye dayanmamasına rağmen niceliği ve niteliği ne olursa olsun hep onun doğru olduğunu empoze etmeye çalışırız. Yaşam sistemlerimiz bozuk olan yapı içersinde stres, yorgunluk, endişe, insani değerlerimizi zaman zaman yitirmemize hoş görülü olmaktan uzak tutup yaşam bezginliği doğurmaktadır.

Hastane kuyrukları, banka kuyrukları, bugün git yarın gel, bir çaresine bakarız yaa ! hallederiz, hemşerimdir, hamili yakınımdır ilgilenin, adam kayırma, torpil gibi kavramlar terk etmekte zorlandığımız yada iç içe yaşayarak alıştığımız olgulardır.

Var olan her otoritenin yağcı ve dalkavuk gurubu mutlaka vardır. Bu kesim işlerini yürütme adına her türlü şekle girip yetki sahibi kişilere karşı şirin gözükmek uğruna şeref, haysiyet, onur gibi kelimelerin anlamlarını bilmeksizin yine otoritenin bu insanların varlığını sezinlese bile onlarla çalışmayı, diyalog içersinde onları kullanmak adına aynı zamanda kendi otoritelerinin sağlama alarak makam ve mevkilerini koruyorlar. Yağcılık ve dalkavukluğu seven ve göz yuman otorite gerçekler karşısında her zaman ezik ve sürekli hesap verir durumda olur.

Etrafımızda gelişen bizi direkt ilgilendiren konulara oldukça ilgisiz kalır,
Bizi alakadar etmez mantığı yürütürüz. Aslında mevzu bize dayanır. Biz farkında olmayız. Haklarımızın ne olduğunu bilmeden yada bizlere ne kadar hak verildiğini, yada almamız gereken haklarımızın savunuculuğunu yapmakta aciz kalırız.

Bize ait olmasına rağmen meselelerimizi direkt muhatabıyla halletmek yerine sanki yapılamayacakmış gibi düşünüp araya alakasız insanları sokarak işlerimiz hallettirmeye çalışırız.

Toplum olarak yöneten ve yönetilenle aynı seviye de olabilmek için kavalın nağmelerine kendimizi kaptırıp sesin geldiği yöne gitme değil, kavalın nağmelerindeki ahengi çözebilelim, anlayabilelim yeter.

                                                                                                    Ersin Kuru Yenihaber Gazetesi

Yayın Tarihi : 17 Şubat 2005 Perşembe 14:46:20
Güncelleme :18 Şubat 2005 Cuma 16:43:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?