28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

10 Kasım duygusu

Bu tarih bende hep başka çağrışımlar yaratıyor...

10 Kasım...

Belkide Türkiye Cumhuriyeti'nin yarım kalan demokrasi devriminin son noktası...

Son tarihi...

En yasıl günümüz yani..

Her 10 Kasım'larda Atatürk'ü anarız...

Bir acı siren sesi, ayakta bir dakika saygı duruşu, sonra...

Sonrasını boş verin...

Hayat akıp gidiyor..

Bu ülkede de hayat akıp gidiyor...

10 Kasım'da demokrasi devrimimiz yarım kaldı demiştik...

Cumhuriyet devriminde Mustafa Kemal'e yakın olduğu için kendisinde suç işleme hakkı olduğunu sanan, demokratik tüm açılımlara hayır diyenlere karşı takındığı tavır nedeniyle kendisini "vefasızlıkla suçlayanlar" bugünleri görselerdi ne olacaktı..

Ben Atatürkçü değilim...

Her kes herşeyi yapıyor sonra "ben Atatürkçüyüm" diyerek onun arkasına saklanıyor..

O nedenle Atatürkçü değilim...

Bugün Türkiye'de türbanlı da, hırsız da kendisini savunmaya başlarken onun adını ağzına alıyor...

Bence en büyük saygısızlık bu...

Ben aynı safta değilim...

Ona saygım ve sevgim sonsuz...

İyi bir Kemalist olmaya çalışıyorum...

Kemalizm öyle kimilerinin (kurduğu partinin bugünkü yöneticileride dahil) rap rap tempolu bir felsefi yapı değildir.

Mustafa Kemal Fransız Devrimi'ndeki demokrasiye geçişte yaşanan anarşizmin (felsefi anlamda ve pratikte) bir özgürlük hareketini nasıl faşist bir yapıya dönüştüğünü gözleyen bir siyasetçiydi.

O nedenle Türkiye'nin demokrasi devrimi disiplin içinde ve sıkı kurallara bağlı olarak gelişti.

Bu despotizm değil, tam aksine çağdaşlığa giden yolun kazasız geçilmesi uğrışısıdır...

Ben asker Mustafa Kemal ile pek ilgilenmiyorum...

İlgilenmiyorum diyorum, çünkü onu her ağzımıza alışımızda birilerinin "rap rap" öyküsü anlatmaya başladığını gözlüyorum.

Benim asıl ilgim siyasetçi ve siyaset felsefecisi Mustafa Kemal...

Şöyle bir bakın, kimilerin insafsızca suçlandığı o dönemdeki; demokratik kazınımları bugün, korumaya çalışıyoruz.

Avrupa yeniden "kendi keşfi bir faşizme" doğru hızla ilerlerken, bizler, Mustafa Kemal'in bize öğretttiği, tam bağımsız demokrasiyi kurmaya veya elimizde olanı korumaya çalışıyoruz..

Mustafa Kemal'e saygı 1 dakikalık "ti" sesi ile ayakta sessiz durmak değildir...

Gelin hep birlikte Mustafa Kemal'i keşfedelim ve Kemalizmi tartışalım...

Öğreneceğimiz çok şey var...

İşte o zaman, "Demokrasinin kuyruğu uzun sempatik bir uçurtma" olmadığını o zaman göreceğiz..

Onu hep saygıyla anmak üzere meydanlarda buluşmak istemiyorum...

Çizdiği çağdaşlık ve demokrasi yoluna birlikte yürümektir tek arzumuz...

Ama zor görünüyor..



Yayın Tarihi : 10 Kasım 2006 Cuma 10:27:10
Güncelleme :10 Kasım 2006 Cuma 10:28:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?