23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

11 Eylül sendromu ve Paris

Bu konuya değinmedik… Değinmedik, çünkü olayların bu boyutta gelişeceği konusunda çok bir bilgimiz yoktu…

Aslında tarafların kim olduğunu da çok bilemiyorduk..

Kimileri tüm Avrupa’ya yayılabilir diyordu, kimileri olmaz diyordu;

“Bu bölgesel olaya sakin bakmak gerekir, ona göre pozisyon almamız şarttır” diye düşündüm…

Çünkü olayda bir garabet var…

Paris’teki isyan hareketinden söz ediyorum…

Bazı bilmişler olayı terörist noktaya çekti…

Bazıları, uyanan Fransız faşizmine karşı mazlumların direnişi olarak niteledi..

Kimse, “11 Eyül Provakasyonu”ndan söz etmedi...

Nereden çıktı demeyin…Aslına bakarsanız 11 Eyül olayı da “Medeniyetler Çatışması”nı üretebilmek için icat edilmiş trajik bir olay..

Daha önce de yazmıştım…

Tüm Amerikalılar ve ABD TV kuruluşları her sabah saat 07.45’te uyanır, ellerinde amatör ve ya profosyonel kameralarla her yönden ikiz kulelerin filmini çeker…

Sizin aklınız hiç profosyonel bir terörist saldırırın naklen yayınlanabileceğini kesiyor mu?

Neyse…

O neyse, Fransa’daki de o…

Sarkozy’nin işbaşına gelmesiyle, Fransa’daki Müslümanlar –ki bunlar türban eylemi yapan şerii takımı değil- Paris’ın dışındaki varoşlara itildi. Polis bunlara acımasız davrandı. Sonunda iki müslüman genç öldü, bir Türk yaralandı…

Ancak olayların içine pek Türk katılmadı..

Eylemi yapanlar daha çok Fas, Cezayir, Tunus gibi ülkelerden gelenler…

Ancak bunun uzantısı Almanya’da ve Hollanda’da, kısmen de Belçika’da müslüman Türkler biçiminde gelişti ve Allahtan çok yaygınlaşmadı.

Ancak Fransa’daki olaylar tüm dünya tarafından dikkatle izleniyor…

Ve konu dünya basınında ve TV’lerinde “Müslüman- Hristiyan, cami-kilise kavgası” gibi başlıklarla tanıtılıyor…

Yani Medeniyetler Çatışması tarif ediliyor…

Bu provokasyonu tezgahlayan derin güç her neyse bir taşla iki kuş birden vuruyor…

1-) Medeniyetlerin birbirleriyle anlaşamayacakları ve özellikle müslümanlar ile hristiyanlar arasında uçurum olduğu yönündeki iklim hızla geliştiriliyor…

2-)Aşırı milliyetçi tutumu ile ABD’ye cephe alan ve AB Anayasası’nın reddini sağlayan Sarkozy güç durumda bırakıldı ve diskalifiye olmak üzere…

Bu kavga sürer mi?

Zaman zaman durulacak ve yeniden alevlenecek…

Kamplar iyice keskinleşecek ve sonunda ülkelerinde içinde patlayan bu iç sürtüşme dünyayı yeniden onarılamaz kamplara bölecek…

Türkiye burada kilit ülke…

Hangi kararı verecek, hangi politikaları üretecek…

Şimdilik bu meçhul…

Aslına bakarsanız bu hükümetin beyin kadroları bunları düşünebilecek kapasitede değil…

Türkiye’deki entelejansya ise “kısır savaşlar” içinde…

Ama TV’lerde kendini aydın sanan zevat ahkam kesiyor, karşısındaki bir başka zevat onu anında yok ediyor…

Yani bir komedi…

Entel zevat kendini toparlar ve fikir üretebilirse Türkiye çok önemli yollar alacak…

Belki AB’ciler çözümü görüyorlardır…

AB’yi yeniden şekillendirmeyi düşünebilirler…
Yayın Tarihi : 11 Kasım 2005 Cuma 11:19:15
Güncelleme :27 Aralık 2005 Salı 15:14:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?