Seçim bitti...

Havalar sıcak...Bunalıyoruz...

Etrafımızda dolaşan güzellikleri bile göremiyoruz...

Göremiyoruz ama bunun nedeni sadece sıcaklar mı...

O güzeller sıcak nedeniyle böyle açıldı...

Bir seçim geçti, sıcaktan onu bile algılayamadık...

Kimi zaman sıcakların insan aklını dumura uğrattığı söylenenir...

Doğru mu?

Elbette bir tıp adamı değiliz, bilemeyiz...

Ama bazı şöyleri görmemiz mümkün...

Siyasi ve fikri fırıldak bir prof. eski karizmasına dayanarak, kendini
yeni bir misyon ve bu misyona uygun birde vizyon çizmiş..

Fırıldak sözüne takılabilirsiniz...

Haklısınız...

Kimi zaman değişmek erdemdir... Sadece ölüler ve deliler değişmez
derler ama o sözün özü şudur..

İnsan gelişen bir yaratıktır, düşüncesini sürekli geliştirir...

Bu gelişim, kimi zaman bir devrim niteliği taşır...

Mustafa Kemal Atatürk, gelişimin sonucunda oluşturduğu devrimle
(inkilap) dünya tarihine geçmiş bir düşünce insanıdır... Bir siyaset ve
yaşam felsefecisidir.

Bugün modern yaşamımızı onu bu gelişimi ve üretiği devrimin sonucudur.

Dikkat edin kalıplaşmış sözlerle tanımlamıyorum...

Ne kahraman bir askerden, ne de başarılı bir siyaset adamından söz
ediyorum...

Mustafa Kemal'ın o konudaki büyüklüğü tartışılmaz...

Ama herkes, o tarafını hatırlatır ama, felsefeci tarafından söz bile
edilmez...

Bu siyasi felsefenin adı Kemalizm'dir...

Ben kadrocuların (Şevket Süreyya ve arkadaşları)ürettiği Kemalizm'den
söz etmiyorum...

Kemalizm, Türkiye'nin bir kalkınma modelidir...

Bu felsefe bugün CHP'nin unuttuğu ama kimi zaman da kurtarıcı olarak
sarıldığı 6 oktur...

Kemalizm, Avrupalıları öylesin korkutmuştur ki, Mustafa Kemal'in
duvarlardan resimlerinin indirilmesini isteyecek kadar ileri
gitmiştir..

Çünkü Kemailzm bir siyaset ve yaşam felsefesi olarak öğretilirse
bugünkü Sosyalist Enternasyonal'i de vampirleyen vahşi kapıitalizme karşı
koyabilecek tek güçtür.

Bu çok kısaca değindiğimiz Kemalizm bugün Anayasadan çıkarılmak
isteniyor...

Bu işi kim tezgahlıyor...

AKP'ye taşeronluk eden eski solcu (kendisi öyle tanımlıyordu)bir
prof...

Eskiden savunduğu değerler şimdi hiç oldu...

AKP rahat, diyecek ki; ben istemedim sizin bir zamanlar muteber
adamınız istedi. Yani siz yaptınız...

Oyun rahatsız edici...

Niye böyle yapıyorlar diye sorabilirsiniz...

27 Nisan mektubu nedeniyle...

Bu ne demek derseniz, yanıtı şöyledir...

Türkiye'de üç şeye dokunulamaz.

1-)Laiklik: Tartışılıyor elden gitmek üzere. O da ilk anayasa paketinde
hakkın rahmetine kavuşacak...

2-)Bölünmez bütünlük: bundan bugün için pek söz edemiyoruz... Dileriz
böyle bir şey olmaz...

3-)Atatürk ilke ve inkilapları (Değiştirilmesi için taşeron firma
tarafından ihaleye açıldı)

Gerekçeleri ise şöyle...

Zaten tüm bunlar, bizim bildiğimiz kabul ettiğimiz şeyler bunların
Anyasa'da yazmasına gerek yok...

İsterseniz gülebilir, isterseniz ağlayabilirsiniz?

Bir hatırlatma...

Eğer bu üçünden birine dokunursanız, ihtilal olur...

AKP'de bunu istiyor...

Yara kaşınıyor...

Niye mi...

Bu çok sosyolojik bir olay...

Nasıl bir iktidar travmasıdır biz bilemeyiz...

Çözümü bilim adamlarında... Onlarda ellerin çabuk tutsunlar...

22 Temmuz'dan sonra daha trajik bir "derbe" yemeyelim...

Sonra hep birlikte çok ağlarız...

Analarımızda bizimle çok ağlar...

Haberiniz olsun...