28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Bayramınız kutlu olsun!

Bugün 23 Nisan…
Ne oldu 23 Nisan’da
BMM toplandı..
Yani Büyük Millet Meclisi..
23 Nisan’da toplanan meclisin adı BMM idi, TBMM değil… (Bk. Yeni Türkiye’nin doğuşu- Sıfır Noktası/ Toplumsal dönüşüm yayınları)
Ülkesiz bir parlamento kuruldu…
Bu Mustafa Kemal’in dehasıdır…
Bugün büyük bayramdır; kutlu olsun.
Mustafa Kemal dedik, büyük dahi dedik…
Her zaman ona hayrandık ve onun çizdiği yol bizi “sıfır noktası”ndan buralara getirdi…
Erken kaybettik onu…
Eğer biraz daha yaşayabilseydi, Türkiye adına çok şey değişecekti bilesiniz..
İnanın daha demokratik bir ülke olacaktık ve çağdaş uygarlık adına hedefleri daha çabuk yakalayacaktık…
Beni eleştiriyorlar…
Hiç Atatürk adını kullanmıyorum diye…
Kullanacak hal bırakmadılar ki…
Düşünün, TBMM’de etekteki yırtmaç boyutu konuşuluyor, o dönemlerde Mustafa Kemal’in kurduğu CHP’de yönetici olan bir zat, böyle davranmayı Atatürkçü bir yaklaşım diye savunuyor….
Bugün en şerii adamın ağzında bile bir Atatürkçülük var…Yere göğe koyduramıyorlar…
Türk askerinin Afganistan’a gitmesini bile “Atatürk’ün emri” diye yutturdular bize…
Oysa o söz sadece diplomatik bir nezaketti, talimata çevriliverdi…
Baksanıza AB’ye girmek bile Atatürk’ün emri…
Oysa o dönemin BM’si sayılan BM’ye davet edilmediği için girmeyi reddeden Mustafa Kemal kuruluşun işleyiş şeklinin değişmesine bile neden olmuştu…
Kime sorsanız Atatürkçü….
Kaç defadır kapım çalınıyor, kendileri Atatürkçü Düşünce Derneği’nden geldiğini öne süren iki genç elinde kitaplar “bunu satın alın Atatürkçü düşünceye yardım edin” diye size adeta yalvarıyor.
Her defasında da geri çevirdim…
Çünkü ya birkaç saat önce, ya da birkaç gün önce, elinde dini kitaplar olan hem de türbanlı güzel kızlar gelip ilmihal satmaya kalkıyorlardı…
Daha da ileriye gidelim…
Bir yıl önce de kendini Boğaziçi öğrencileri olduğun öne süren çok güzel iki kız elinde Yehova Şahitleri adına hem bilgilendirmeye hem de kitap satmaya kalkmışlardı…
Şimdi Atatürkçü Düşünce aynı kefeye gelmiş ki; kapı kapı gezip kitap satıp para kazanıyor… Yardım topluyor…
Bu Mustafa Kemal’e hakarettir…
Eski Başkanları Halil İbrahim Şahin aile dostum… Gördüğümde hatırlatacağım…
Sayın Yekta Güngör Özden’de bir büyük olarak buna dur demeli…
Mustafa Kemal’i bir pazarlama aracı olarak kullanıp saygısızlık yapmaya kimsenin hakkı yok….
Bizim görevimiz Mustafa Kemal’in siyasi felsefesine ayakta tutmak onu yaşama geçirmektir….
Görevimiz Atatürkçülük oynamak değil…
O, geçtiğimiz yüzyılın yetiştirdiği en büyük siyaset felsefecisiydi…
Oysa şimdi sadece Asker tarafıyla hatırlatılmaya çalışılıyor…
Bir süre sonra “faşist olarak” suçlayacaklar…
Buna da çanak tutuyorlar…
İlk sinyallerini de Avrupa Parlamentosu kürsüsünden söylemek küstahlığını da gösterdiler..
Yine hatırlatalım…
Mustafa Kemal bir siyaset adamı ve siyaset felsefecisiydi…
Bağımsız ve demokratik ve vatandaşı özgür bir Türkiye…
Bağımsız, demokrat ve özgür…
Hatta kimileri şunu bile söyleyebilir…Bağımsızlıkla özgürlük aynı…
İşte kelime içinde felsefe yapmayı beceremiyorsanız, Mustafa Kemal’i anlayamazsınız…
Bağımsız;, tüm dış etkenlerden ülke düşüncesini korumuş ve bir örgütün siyasal baskısı altında olmayan…
Demokrat; özgür iradesiyle oy vermeyi becerebilen bir ülke. Siyasi yapısı dış güçlerle manüple edilmeyen, biraz anda mantar gibi türbanlı üretmeyen…. Laik bir ülke…
Vatandaşı özgür; yasalar çerçevesinde her şeyi yapan, düşünen ve düşündüğünü söyleyen, düşüncesi baskı altında olmayan, düşüncesini satmayan, toplum için birey, birey için toplum olma bilincine varabilmiş yurttaşlık bilinci.
Eğer bu üç unsurdan biri eksik olursa, buna diren bir ülke yaratmaya çalışmıştı Mustafa Kemal…
Birde bugünün düşünün…
Bu felsefi yapı altında Türkiye de hangi iktidar olabilirdi ve hangi iktidar AB kapısında bir ülkeyi böyle rezil edebilirdi…
Elin oğlu biliyor…
Türkiye’dekiler farkında bile değil ama adım adım Kemalizm yasaklanmaya gidiyor..
Çünkü bu ABD, BM ve AB sömürüsüne ancak Mustafa Kemal felsefesi dayanabilir…
İşte o nedenle Kemalizm’e veryansın ediyorlar…
Biz ise “Atatürk soyadını bir mağara yaptık, her şeyi oraya gizliyoruz…
O ne geniş bir düşünce alanı yaratmış ki, önüne gelen bunu suistimal edebiliyor…
İnanın o biraz daha yaşasaydı, tüm bu yaşadıklarımızı, yaşasak bile böyle dehşetli ve korkunç şekilde şiddetli yaşamazdık…
Erken veda etti.
Bence Mustafa Kemal’i yeniden keşfetmek gerek…
Amma….
Bu günkü Atatürkçüleri bir kenara bırakarak…
Yayın Tarihi : 23 Nisan 2006 Pazar 14:11:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?