1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Erdoğan’ın söylemini okumak…

AKP’de neler oluyor…

Ekonomik krizin baş göstermesiyle daha önce sertleşene siyaset birden yumuşayıverdi.

Önce AKP’ni yaz kampında partinin sol kanadı olarak tanımlanan Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır ve arkadaşlarının Cumhuriyetin kazanımlarının parti tüzüğüne ve programına yansıtılması istemi, Atatürk’e bağlılık gibi önerileri destek gördü…

AB ile sertleşen hava yumuşatılmaya çalışıldı…

Son şaşırtıcı olay ise Başbakan Erdoğan’ın 10 bin feetde bazı gazetecilere yaptığı önemli açıklamalar..

Ne diyor başbakan,

“Ben cumhurbaşkanı olacağım diye bir şey yok. Benim yerime bir başkası da olabilir. Sivil toplum örgütleri ile konuşacağız. Bu kişi bütünleştirici biri olmalı. İsmini şimdi açıklayamam. Daha 11 ay var. İsmi etrafında çok spekülasyon yapılır, yıpratılır”

Söyledikleri mealen böyle…

Peki ne demek bu…

Eğer söylemi doğru okuduysak şöyle bir anlam çıkarmamız mümkün;

“bizim bir cumhurbaşkanı adayımız var. O ben değilim. Bu ismi sivil toplum örgütlerinin onayına sunacağız. İsmini şimdi açıklayamam”

Bu Türkiye’de yükselen tansiyonu düşürmek için yapılan bir açıklama mı, yoksa bir takiye, zaman kazandırma, kendi ismi etrafında dönen spekülasyonları berteraf etme girişim mi?

Hangi amaçla olursa olsun şimdilik sonuç verecek gibi görünüyor…

Ancak bu söylem yukarıdaki anlamı ifade ediyorsa ne kadar inandırıcı…

Bellekleri güçlü olanlara bir iki şeyi hatırlatmak istiyorum.

Başbakan Erdoğan, “Ben demokrasi trenine biner ineceğim durağa gelince inerim. Benim için demokrasi amaç değil araçtır” dememiş miydi?

Bu söylem hala akıllarda değil mi?

İkinci hatırlatmamız ise, AKP’nin henüz iktidar olduğu Erdoğan’ın milletvekili olmadığı bir döneme ait.

Gazeteci Taha Akyol, CNN Türk’teki “Eğrisi Doğrusu” programına konuk ettiği sade vatandaş, Recep Tayip Erdoğan’a programının sonun da şu ifadelerle bir soru sordu:

“ Fadıl Gündüz’ün (Siirt bağımsız milletvekili Jet-Fadıl) dokunulmazlığının kaldırılması ile düşecek milletvekilliği ve buradan boşalacak yer için yapılacak seçimde aday olmayı düşünüyor musunuz. Yani birinci sıradaki milletvekilini adaylıktan istifa ettirip yerine sizin aday olacağınız söyleniyor bu doğru mu. Ben şahsen böyle seçilmeyi ahlaken doğru bulmam. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?”

Erdoğan’ın yanıtı kısa ve netti;

“Evet bende sizinle aynı görüşteyim. Bende öyle düşünüyorum”

Şimdi yıllar sonra hatırladığım bu sözler sanırım hem Taha Akyol’un, hem de CNN Türk’ün arşivinde vardır…

Bu sözler bile Sayın Erdoğan’ın siyasete nasıl baktığını gösterir…

Bir yanlış anlamaya mahal vermemek için şunu hemen belirtmek isterim…

Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkmasına hukuken bir engel yoktur. Seçmenlerin sandığa gitmemesi bir demokrasiyi özümle sorunudur. Bir protesto olabilir –ki ben bu gruba dahilim- veya ilgisizlik. Her ikisi de bu meclisinin meşruiyeti tartışmaya açmaz.

Yani seçime katılma oranı düşük diye, kitleleri temsiliyetinde bir sorun olamaz, olamaz. Sandığa gitmeyen, gidenlerin verdiği karara saygılı olmak zorundadır. Daha doğrusu seçim sonuçlarını daha sandığa gitmeden peşinin kabul etmiş sayılır.

O nedenle bu meclisin seçeceği Cumhurbaşkanı meşrudur.

Sorun Erdoğan’da kilitleniyor. Erdoğan’ın siyasi kimliği, laisizme bakış açısı, demokratik tavrı insanların tepkisine neden oluyor…

AKP kampında yukarıda saydığımız önerilerin coşkuyla karşılanması işte bu tür eleştirilerin önünü kesmektir.

Sağ ve solda “çatı” aramak isteyenler, AKP’nin elini güçlendiriyor…

AKP ise Kasım’da yapılacak kongrede ilginç sonuçlar alabilir…

Tabi o güne kadar içerdeki muhalefet kanadıyla anlaşabilirlerse ve partiyi parçalanmaktan kurtarabilirlerse..

Birkaç güne kalmaz Cumhurbaşkanı adaylarının isimleri havada uçuşmaya başlayacaktır.

Her grup kendi adayını çıkaracaktır….

Ama ya tüm dünyayı şaşırtacak bir aday çıkabilir veya tek aday Erdoğan’dır.

Tüm dünyayı şaşırtacak aday kesinlikle parlamentodan değildir bundan emin olabilirsiniz…

Asıl tartışma işte o zaman başlar…
Yayın Tarihi : 2 Temmuz 2006 Pazar 14:50:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?