Anlayamıyorum...Gerçekten anlayamıyorum...
Bir İngiliz AB yetkilisi, Atatürk’e veriyor veriştiriyor...
Diyor ki; Atatürk’ün resimlerini duvardan indirin... O başarılı biri değildi... Çıkardığı kanunlar faşist kanunlardı...
Bir iki cılız ses...
Tepki yok...
Ne hükümetten, ne ordudan
Hele hele AB yanlılarından hiç ses yok...
Sivil toplu örgütleri ise maşallah, sanki hepsi deve kuşu..Kafaları kuma gömülü...
Hep söyleyegeliyoruz... Avrupa’nın amacı Türkiye’deki tüm değerleri yok etmek...
Kimse şöyle bir şey demedi:
Gösterilecek bir tek tepki var...
Terbiyesiz ve ahlaksız adam...Defol git....
O yasalar faşist yasa ise, faşist olan sizsiniz. Çünkü onları sizden aldık...
Yani faşist olan sensin, senin baban...
En devrimci dedikleri Fransız ihtilalinin sonuçları ortada... Sayısız insanı idam ettiler...
Yani övündükleri demokrasi kan üzerine kurulu...
Global dünyanın tek sorunu artık Kemalizm’dir.
Elin oğlu; emperyalist amaçlarını gerçekleştirebilmek için önce Kemalizm’e saldırıyor...
Türkiye’den tık yok...Çünkü biz Kemalizmin ne olduğunu bilmiyoruz...
Eveleyip geveliyoruz. Resimlerini asınca Atürkçü olduğumuzu iddia ediyoruz...
Gerçi bu Atatürkçü sözünden de pek bir şey anlamıyorum...
Kemalist felsefeyi bu kadar hafife alan bir başka söz de düşünemiyorum...
Atatürkçü düşüncenin de ne demek olduğunu henüz anlayabilmiş değilim...
Ama şunu iyi biliyorum;
Gelecekteki siyasal yapı Kemalizmdir...
Üretimden gelen gelirin hakça paylaşıldığı, sınıfsız, sosyal bir hukuk devleti.
İşte kemalizmin kısaca tarifi.
Hem devlet kapitalizmine, hem de özel sermayeye yeterince önem veren bir ekonomik yapı...
Özel sektöre kimi zaman ucuz hammadde üreten bir ekonomi anlayışı.
Bugün Güneydoğu’ya devlet gidip yatırım yapsın ve oradaki vatandaşı üretime katsın, PKK sorunu tek kurşun atmadan biter.
Güneydoğulu kardeşim PKK’yı bir kaşık suda boğuverir...
Hiç bir kamu dairesi kara delik değildir...
O kamu yatırımları hep göç yolları üzerine kurulmuştur. İşsizlik sigortası gibidir...
Orayı arpalık gibi kullanan ahlaksız siyasi iktidarlardır....
Türkiye “sıfır” ekonomiden, dünyanın en büyük 18’inci ekonomisine sahip olmayı o ekonomik modele borçludur. Özalizm safsatasına değil...
Türkiye “sıfır” ekonomiden 3.5 trilyon dolarlık bir ekonomi kurarak dünyanın en güçlü 22. ülkesi olmayı başarabilmiştir...
Bu başarı O ekonomik modeldir...
Türkiye’de 1960’lı yılların ortalarına kadar kimse açlıktan ölmemiştir. Şimdi mezarlıklarımız “açlıktan ve yetersiz beslenmeden ölen2 çocuk, genç yaşlı insanlarla dolu...
Özel sektöre karşı değiliz... Kemalizm de karşı değil.
Devlet, özel sektörün girmediği kazançlı olmayan büyük yatırımlar isteyen, stratejik sektörlerde yatırım yapar...
Bu ABD’de böyle değil mi?
İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da...
Elin oğlu aptal da biz mi akıllıyız. Olmayan kapitaliste dev şirketleri teslim ediyoruz...
Görünen kapitalistin arkasında ise bir ABD şirketi var...
Elbette AB’nin şarlatan yetkilisi Kemalizm’e karşıdır...Bunu ilk kez yapmıyorlar...
Daha öncede denemişlerdi...
Bu tek kelimeyle ahlaksızlıktır...
Bu ahlaksızlığı da Türkiye’yi AB kılıfı ile sömürgeleştirme adına yapıyorlar...
AB, ABD’nin Almanya ve İngiltere üzerinden Avrupa’yı ekonomik olarak işgal planıdır.
İşte bu nedenle o terbiyesiz, dünya tarihinin en büyük siyaset adamları içindeki en büyük isme hakaret etme cüretini göstermiştir.
Hatırlar mısınız ünlü TİME Dergisi 20. yüzyılın en büyük adamı konulu bir anket yapmış, Atatürk uzak ara birinci geldiği halde sıralamaya dahi almamışlardı..
Sonrada “kendi üretimleri” Mandela’yı birinci seçtiler...
O da ne yaptı biliyor musunuz?
Umumi arzu! Üzerine kendisine veren Atatürk Barış Ödülü’nü almayı reddetti...
Yani benim tansuyonumu yine fırlattı.
Bizim “ziyaları kendin menkul iki ayaklı aydınlanma aracı lambalar” ise o zaman, bu zaman hala ve de yine suspus...
Birde aydınmış...
Hadi sende...Satılık adam...
Yayın Tarihi :
20 Eylül 2005 Salı 16:30:58
Güncelleme :27 Aralık 2005 Salı 15:25:21
Yorumlarınız
sehap akın IP: 85.96.29.xxx Tarih : 21.09.2005 15:59:38
İŞTE BUDUR! Sayın Mehmet Aycan'ın kalemine sağlık. Gerçekten bu bir komplo teorisi değil,gelişmiş batı dünyası,Türkiye'yi ayağa kaldıran ve gelişmesini sağlayan tüm kurumlara,ideallere ve de değerlere karşıdır. Milli bütünlük, gelişme motivasyonun kırılması ve sinerjinin yok edilmesi için en başta yıkılması gereken bir kavramdır, arkasından sosyal çelişkilerin toplum kaosuna dönüştürülmesi, siyasi,ekonomik ve sosyal çöküntü. Güvensizlik ortamı,bütün bunlar bir toplumu ve de devleti yok etmek için kullanılan klasik yöntemlerdir."Böl ve yönet" zaten klasik olarak sürekli denenmektedir. Gelişmiş batının bu sinsi ideali maalesef zaman zaman samimi önerileri de aynı şüphe ile değerlendirmemize neden oluyor ancak batının bu güven vermeyen,samimiyetsiz ve art niyetli yaklaşımları var oldukça çöple samanı karıştırmaya devam etmek zorunda bırakılacağız. Bunun da sorumlusu biz değiliz. Sehap Akın