24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Güçlünün Hukuku

Bugünlerde yeni bir tartışma başladı.

-Demokrasi nedir ve biz demokrasinin neresindeyiz?'

Soyut kavramlar üzerine tartışmak belki keyif verici ama, sonuçsuz…

Bugüne dek kimse aşkın, sevginin, mutluluğun ve dahi demokrasinin tarifini tanımını yapamamış…

Dünyada 6 milyar insan yaşıyor, 6 milyar tarif var…

İngilizlerin efsane siyasetçisi Chourchil diyor ki;

-Demokrasi kötü bir rejimdir… Ama ondan daha iyisini bulamadık…

Tüm bunlar tartışılırken bir de biz soyut bir kavramın neresinde olduğumuzu tartışır olduk…

Her ülkenin kendi şartlarına göre demokrasisi vardır…

Ne eksik, ne fazla…

Kimi zaman kültürel yetersizlikten ve bunun sonuçlarından etkilenir, kızar ve bağırırız;

-Bu ülkede demokrasi var!…

Türbanlı kız bağırır;

-Bu ülkede demokrasi var!…

Türbanlı kıza, laik arkadaş bağırır…

O da aynı şekilde bağırır…

-Bu ülkede demokrasi var!…

Bir başkası cevap verir…

-Yok yaaaa….Varsa nerde?..

Bu tartışma hiç bitmez.. Çünkü 1. Meşrutiyet’in ilanından bu yana sürüp geliyor...

Herkes her istediğini yapar ve bağırır;

-Bu ülkede demokrasi var!…

Demokrasi her şeyi yapma özgürlüğü mü?

Fransız ihtilalinin ardından gelişen ortam, tüm özgürlüklerin sınırsızca kullanıldığı bir dönemdi…

Yani anarşizm (felsefi anlamda)

Sonuç, demokrasinin bazı kurallar zincirini de içermesi gerektiğinin ortaya çıkması…

Türkiye’de demokrasi sakızı öylesine çok çiğnenmeye başladı ki, gerçekten neye ihtiyacımız olduğunu şaşırdık..

Geçenlerde bir sürü kişi oturdu, demokrasiyi tartıştı, sonunda ayıp olmasa kavga edeceklerdi. Ama birbirlerine iyi bağırdılar…

Biz demokrasi konusunda kendi asgari müştereklerimizi oluşturamadığımız için, her kafadan bir sesin çıktığı bir ülke olduk…

Adamlar oturdular, olmayan bir katliamı var gösterdiler… Dahada ileri gittiler ve bunula ilgili bir de yasa çıkardılar…

Hem de demokrasilerinin zirvede olduğunu öne süren ülkeler yaptı bunu. İşte o demokratik ülkelerde;

“Türkler Ermenileri öldürmediler” demek suç…

Eğer ülkenize konuk olarak çağırdığınız bir bilim adamı, kendi ülkesinin çıkarlarını korumak için, “Biz Ermenileri öldürmedik” derse, hakkında savcılık soruşturma açar mı?

Eğer bu ülke İsviçre ise açar…

Ama bizim anlı şanlı bir yazarımız kendine pazar aramak için, “1 milyon ermeniyi ve 30 bin Kürdü kestik” deyiverdi…

Karşı çıkan bizim gibilere ise hemen karşı suçlama geldi ;

Demokrasi düşmanları…

Birde işgüzer bir kaymakamımız, şan olsun diye 5 kitabın bulunduğu ilyçe kütüphanesinde “yasak kitap taraması” yapınca kıyamet koptu…

-Düşünce özgürlüğü, demokrasinin temelidir

-Hukuk çiğneniyor

İsviçre’nin uygulaması hukuki ve demokratik…

Türkiye’nin uygulaması ise Anti demokratik ve hukuk dışı…

Bunun adı 'güçlünün hukuku' demetir…

Güçlüyseniz haklısınız…

Güçlü iseniz yaptığınız her şey demokratik kurlarla uygundur…

Polisin yol ortasında adam öldürebilir…

Güçsüzseniz, polisinizin yaptığı her şey hainliktir…

Güçlüyseniz sizin yargıçlarınız verdiği karar evrensel hukuka uygundur…

Eğer güçlü değilseniz, siz “adil yargılama” yapamazsınız.. Sanığınız 30 bin kişinin katili eli kanlı bir canavar da olsa bu öyledir..

Evrensel olduğunu öne süren bir sürü yargıç, “adil olmadığı” safsatasıyla bir ateş kopunu bu ülkenin kuçağına atabilir…

Bu ülkede o yargıç sürüsünün verdiği karar çerçevesinde, olyuşabilecek olaylar, tanrı korusun kaybolacak canlar, “güçlülerin hukuku”nun sonucudur…

Tüm bunlar nereye gidiyor biliyor musunuz?

Zaten sokaktaki vatandaş homurdanmaya başladı….

-Demokrasi bu mu?

-Evrensel hukuk cinayet işlemeye izin verir mi?

İşte bu tartışma kötü bir noktaya gidiyor…

Biz demokrasiye , hukuku tartışa duralım, vatandaş kararını vermek üzere…

Anlı şanlı “entellerimiz” önce düşünmeyi öğrenseler ve sonra düşünüp konuşsalar iyi olacak…

Unutmayın başka Türkiye yok…

Elin bize hazırladığı tuzağa dikkat…

Eksikte, topalda olsa bir demokrasimiz var…

Hukuk siteminden cümle vatantaş şikayetci ama en adil yargılamayı basit bir gerekçeyle bozarsanız, bu ülke insanın bu değerlere saygısı kalmaz…

Güçlünün hukuku , Türkiye’yi hukuksuzluğa sürüklemesin…

Bu tuzağa düşmeyelim…

Yayın Tarihi : 17 Mayıs 2005 Salı 11:26:42
Güncelleme :27 Aralık 2005 Salı 16:02:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?