Hatırlar mısınız Türk-Yunan dostluğunun temeli büyük depremle başlamıştı.
Bir felaket barışın temelini attı.
Doğru muydu, samimiydi hiç önemli değil...
Adım atıldı.
Tarih tekerrür ediyor...
Gazeteci Hrant Dink'in adice katledilmesi, Türk-Ermeni krizinin aşılmasına yardımcı olabilir mi?
Olmak zorunda...
Çünkü kimilerin kızdığı yüzbinlerin yürüdüğü cenaze töreni, "Sözde Ermeni Soykırımı" iddialarını dünya kamu oyu önünde oldukca sallayıverdi..
Salleyiverdi, eğer Ermeni sözcüğü Türkiye'de bir küfürse -ki kimi çevrelere göre öyledir, tıpkı Fransa'da, Avusturya'da, İtalya'da Türk kelimesi nasıl küfür ve hakaret anlamına geliyorsa öyledir- yürüyen yüz bin kişi kimdi...
Yani ilk kez bir siyasi komplo geri tepti...
Hrant Dink'in ölümü Türk-Ermeni ilişkilerini germedi...
Yürüyen kişilerin düşünceleri ile şu aşamada ilgilenmiyorum, ama bu yürüyen grubunu gösterisi Ermenistan'ı ve diosporayı zor durumda bıraktı...
Ancak, bu ilişki Türkiye -Ermeni ilişkileri için böyle bir sonuç verdi ama, diğer yandan, bir önceki yazımızda belirttiğimiz sonuçlar aynen çıktı.
TBMM, "ırak'a askeri harekat izni" için yaptığı toplantıda bu kararı askıya almak zorunda kaldı.
Yani TBMM boşu boşuna gizlice toplandı ve hiç bir şey yapamadı...
Yine bir tetikçi yakalandı...Arkası gelmedi..Zaten gelemeyecekti..
Oysa arkasında ki güçleri herkes biliyor...Kimse söyleyemiyor...
Ancak tüm bunlar yapılırken tetikçilik üzerinden Türkiye'de Hrant Dinik'in öldürülmesinden daha vahim bir durum ortaya çıktı.
Trabzon sendromu
Evet, Trabzon Sendromu...
Şimdi Türk enelejanyası, her zaman olduğu gibi yargısız infazda..
Medaya tam gaz bunları yazıyor...
Neredeyse bir kent düşman yatağı sayılıyor...
Nedense hep öteki yaratmayı ve ötekini hırpalamayı pek seviyoruz...
Düşünce Özgürlüğü nutku atan çok bilmiş kişiler, milliyetçi kavramına takılıverdiler...
Çünkü onlar için düşünce özgürlüğü sadece kendilerinin özgürlüğü ile sınırlıdır.
Hemen belirtelim...
Sol görüşlüyüm... Liberal sömürüye tüm gücümle karşı koymaya çalışıyorum...
Yenildiğimin farkındayım...
Ama uğraşmaya sonua kadar devam etmekte de karalıyım...
Önce enetelejansya tarafından "ötekileştirilen" milliyetçiliği alalım...
Milliyetçi cenah tüm varlığını "ırkı temel" üzerine oturttuğu için, sosyo-ekonomik programı yok...
Dolayısıyla siyaseten ayakları yere basmıyor...
Irkı milliyetcilik evrenseliği yakalayamadığı için hep yalnızları oyunuyor...
AB; bu ırki milliyetçiliğe karşı daha "evrensel bir çeşit ulusalcılık denemesi" gibi bir durumu ortaya çıkan bir ucube.....
Ayrıca ekonomik ve sosyal temeli olmadığı için, saldırı karşısında hemen "ötekiliği" kabulleniyor ve savunmaya geçiyor...
Panik içinde...
Panik içinde olduklarını da belirtince, suçlanmaları daha kolay oluyor...
Ama şunu unutmayın, Hrant Dink'in cenazesinde toplanan o yüzbinler, "mazlum" korumak adına hemen kamp değiştirebilir...
Bu hep böyle olmuştur..
Gelelim Trabzon meselesine
Bir kaç gündür, sanki Trabzon Türkiye'nin tetikçi merkezi gibi gösetirliyor...
Evet Karadeniz insanı serttir...
Yaşamı doğanın şartlarına uygun olarak sertleşmiştir..
Ancak onu daha sert kılan ise bir takım söyelentilerdir...
Düşünün Kardeniz insanına neler demediler...
Rum, Ermeni, Gürcü, Abaza...
Daha da ileri gittiler; Gürcistan Türkiye milli maçında tek Türk Bayrağı yok diye hepsini vatan haini ilan ettiler...
Savunmasız Karadeniz insanı sert mizaçlarına uygun olarak sert bir yapıya doğru doğal seyrinde meyl ettiler..
"Irkı milliyetçilik"
Karadeniz yöresinde "gayri milli" hiç bir şey yapamazsınız..
Karadeniz Bölgesi'nde bu devlet aleyhine hiç bir şey söyleyemezsiniz...
Bazı aklı evveller önce "milliyetçi" leri öteki ilan etti.
Sonra hedefi dahada netleştirdi "trabzonlu gençlerin hepsini potansiyel tetikçi" ilan etti...
Yani onlar "ötekisininde ötesinde öteki"
Karadeniz'de yaşamak zor...
Galiba artık daha da zor olacak...
Ancak o bazı zevzekler Karadenizlilerden ve Trabzonlulardan özür dilemeli...
Onlarda nasıl Hrantlar "öteki" değilse, Karadenizler, Trabzonlular "ötekiler" değil bizim insanımızdır...
Milliyetçi siyasi cenaha gelince 1 milyar yıllık söylemlerini değiştirsinler, felsefelerine ekonomik ve sosyal derinlik getirsinler...
Onları savunmak ta bizim gibi sol tüfeklere kalmasın..
Yayın Tarihi :
25 Ocak 2007 Perşembe 21:30:55
Yorumlarınız
uğur çetin IP: 85.105.110.xxx Tarih : 30.01.2007 14:51:02
Öncelikle saygılarımı sunuyorum bu saygıyı fazlasıyla hakettiğiniz için.Yazınız bana göre mükemmel ötesi.Karadenizde yaşayan bir genç kardeşiniz olarak(29) duygularınıza aynen katılıyorum.Ama emin olunuzki ne yaparlarsa yapsınlar Karadeniz insanının devletçi yapısını asla değiştiremeyecekler biz buna izin vermeyeceğiz.Karadenizin sesi olduğunuz için yüreğinize sağlık.Sevgiyle kalın!!!
K. Mükremin BARUT IP: 85.106.143.xxx Tarih : 31.01.2007 00:43:30
NE ZOR DEĞİL Mİ ? TÜRKİYE YILLARDIR GENÇLERİNİ MERKEZİ SEÇME SINAVI İLE ÜNİVERSİTELERE YERLEŞTİRİYOR. YÜKSEK PUAN ALANLAR, YANİ TEORİK OLARAK IQ'SU YÜKSEK OLANLAR MÜHENDİSLİK FAKÜLTELERİNE, KALANLAR DA SOSYAL BÖLÜMLERE YA DA GAZETECİLİK BÖLÜMLERİNE GİRİYOERLAR. MÜHENDİS OLANLAR, DEMİREL VE ÖZAL DIŞINDA, SİYASETE YA DA KÖŞE YAZARLIĞINA SOYUNMUYORLAR. YAZARLAR İSE TOPLUMU MÜHENDİS KAFASIYLA ANALİZ EDECEK TALENTİ YAKALAYAMIYORLAR.SAYIN MEHMET AYCAN KÖŞENİZDEN HERKESE ŞİRİN GÖRÜNMEK İSTESENİZ BİLE GERÇEKLER BAŞKA BİR MECRADA SYREDER DURUR. BUNU HER HALDE BİLİYORSUNUZDUR. GÜNLERDİR KENT HABER EDİTÖRLÜĞÜ İÇİN KENDİMLE HESAPLAŞIP DURUYORUM. HERKESİN "AY NE GÜZEL YAZMIŞSINIZ" DİYEREK YORUM GÖNDERDİĞİ BİRİ Mİ OLMALIYIM ? YOKSA GERÇEKLERİ SÖYLEYEN BİR YORUMCU MU ? KARADENİZLİLER ELBETTE BİZİM RUM PONTOS KÖKENLİ KARDEŞLERİMİZDİRLER. AMA ASLA ÖTEKİ OLAMAZLAR. NE ZAMAN Kİ SİZ BİR DİYARBAKIRLIYI KEMENÇE ÇALARKEN OYNATIRSANIZ, YA DA BİR LAZI DAVUL ZURNA İLE HORON TEPTİRİRSENİZ, İŞTE O ZAMAN SÖYLEDİKLERİNİZ HAKLILIK KAZANIR. SON ZAMANLARDA, KARADENİZLİLER ETNİK MİLLİYETÇİLİĞE DAYANAN EN ACIMASIZ YORUMLARI YAPIYORLAR. YORUM SAHİBİ GENÇ KARDEŞLERİMİZ İÇİN ÜÇ KİTAP TAVSİYE EDİYORUM. 1. ÖMER ASAN'IN "PONTOS KÜLTÜRÜ" 2. "GİZLİ DİN TAŞIYANLAR" (YAZARINI HATIRLAYAMADIM) 3. DİDO SİTİRYO' NUN "BENDEN SELAM SÖTLE ANADOLUYA" EVET EZBER BOZULDU. KUZULAR GİBİ BARIŞ İÇİNDE VE TEK BİR BAYRAK ALTINDA YAŞARKEN, BİRDEN TRABZONLU ÇOCUKLAR PAPAZ VE ERMENİ VATANDAŞLARIMIZI ÖLDÜRMEYE BAŞLADILAR. ÜSTELİK "ORHAN PAMUK AKILLI OL AKILLI" DİYE KAMERALARA SHOW YAPARAK. SAYIN MEHMET AYCAN BEŞ SENE SONRA BU ÇOCUKLAR İÇERİDEN, İDEOLOJİK OLARAK İYİCE KEMİKLEŞMİŞ BİR ŞEKİLDE ÇIKACAKLAR. BU ZAMADA GADRE UĞRAMIŞ OLDUKLARINI, TÜRKİYE TARAFINDAM ANLAŞILMAMIŞ OLDUKLARINI ÖNE SÜREREK DEDELERİNİN KÜLTÜRÜNÜN İZİNDE OLLDUKLARINI İFADE EDERLERSE NE YAPACAĞIZ ? PKK ORTAYA ÇIKINCAYA KADAR DOĞU VE GÜNEYDOĞULULARIN SİSTEM PARTİLERİNİN TABANINDA MÜCADELE ETTİKLERİNİ BİLMİYEN VAR MI ? ŞİMDİ ARTIK KEMİKLEŞMİŞ HALDELER. PARTİ ADI NE OLURSA OLSUN KÜRT İDEOLOJİSİNE DESTEK VEREN HER HAREKET İTİBAR GÖRÜYOR. ÖTEKİLEŞTİRMEYE KARŞIYIZ AMA ÖTEKİLER, BİR BAŞKALARINA ÖTEKİ GİBİ DAVRANIRSA O ZAMAN "LÜTFEN KENDİ GEÇMİŞİNİZE BAKIN" DEMEK HAKKI DOĞMAZ MI ? BİZ NEDEN MOZAİKTEKİ RENGİMİZE RAZI OLMAK YERİNE, "HAYIR BİZ TUALDEKİ ANA RENGİZ DİYORUZ." BİRAKIN RENK KALALIM. ÜSTÜBEÇ YANİ RENKLERİ BİR ARADA TUTAN MATERYAL ZATEN RENKSİZDİR. ONUN GÖREVİ ÜSTÜNE BİNEN RENKLERİ TAŞIMAKTIR. ANLAMADINIZ MI ? O ZAMAN BOŞ VERİN HEP BERABER TABLOYA BOŞ GÖZLERLE BAKALIM. KEŞKE DÜNYA BİZİM KÜÇÜK IQ'LARIMIZLA KAVRAYABİLECEĞİMİZ KADAR BASİT BİR YER OLSAYDI. 30 OCAK 2007-ANKARA