22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Kendini entel sananlar

Aslında okuyuca cevap verme geleneğim yok..

Bugüne kadar da yapmadım.

Ancak beni ürküten o cümleyi okuyuncaya kadar...

"Onlar bizim Pontus kökenli kardeşlerimizdir"

İşte, kadersiz bir cümle...

Zaten bizim söylediğimiz de budur..

Kendisini çok zeki ve akıllı sanan bir güruh "entel olacağım" sevdasına Türkiye'deki insanları katagorize etmeyi pek seviyor...

Ama her kategorize etme hevesi ipleri daha da geriyor ve insanları birbirine düşman ediyor...

Cünkü insanlar, ya asil olmanın cazibesinden, ya da öteki olmanın pozitif ayrımcılığından yana...

"Ötelenmiş öteki" herkesi kızdırır...

"Oteki" sözcüğünün sosyolojik sonuçlarını hep birlikte görmezlikten geliyoruz...

Fikri mastürbasyondan kendine özgü çıkarımlar sağlayanlar bu cinayetlerin perde arkasında "sanal" azmettiricileridir.

Hele ne yazık ki Türkiye'de bu tür azmetricilerin sayısı da giderek artıyor...

Biz aynı teraneleri 1968'lerde "kuğulu parkta" çok yaşamıştık...

Korkuyorum...Hem de çok korkuyorum...

Türkiye 1968'leri iyice hazmedemeden 1970'lerde "ideolojik bir iç savaşa" girdi...

Sonuç 5200 gencecik posbıyıklı, ay bıyıklı genç öldü...

Kanları yerde kaldı...

Çünkü o kan hiç bir şeyi çözmedi...

O kavgada bir tür "öteki" kavgasıydı.

Şimdi ise, aynı entel ejderha bu kez "etnik savaşı" körüklüyor...

Her kim olursa ilk soru "etnik" yapısı...

Eğer Hırant Dink'i soruyorsanız "o hep gururla Türkiye Ermenisi olduğunu" söylerdi..

Gidin dostlarına sorun...

Balık, rakı, biraz muhabbet ve şataraban saz semai ile de fasıl...

Size çok yabancı değil veya çok çok yabancı....

Ancak Türkiye'deki bu etnik ayrımcılık ve buna göre yeni bir toplumsal şekillenmenin hep düşmanlık üzerine kurulmak istendiği gerçeğini artık en cahil(!) bile görüyor...

Bu işin körükçüleri de zaten bu sevdanın peşinde...

Ancak Trabzon ve yöresi ile ilgili saptamamızın ne denli doğru olduğu ve insanımızın böylesine neden aşağılandığını anlamakta pek de zorlandığımı söyleyemem.

Ama bir tek şey söyleyebilirim.

Pontuslular Rum kökenli değildir...

Karadeniz bölgesine Pontus bölgesi denir. Pontuslular Trabzon'da M.Ö 80 yıllarında bir "kentdevlet" kurmuşlardır. Bu devlet te tarih sahnesinde yaklaşık bir asır yaşamış ve sonra yok olmuştur. O dönemde tüm Anadolu'da olduğu gibi Pontus bölgesinde de Rumlar yaşamaktaydı.

Bir adım daha öteye gidelim Anatolia ismi Helence (Grekçe)bir isimdir ve mealen anlamı da "Yunanistan'ın doğusu, Doğu Yunanistan" vb... gibi bir anlamı vardır...

Ancak Anadolu ve İstanbul hiç bir zaman Rum (Helen anlamında kullanılıyor...Ama orjinali Rume yani Roma'dır. Biz burada halkın anladığı anlamıyla kullandık) ülkesi olmamıştır...

Anadolu tarihsel yapısı itibarıyla tüm kökenlerin birbiriyle harmanlandığı bir bölgedir.

Kimse kimseye sen şu kökendensin diyemez...

Türkiye bu mozaiktir ama bu mozaik düşmanlıkları körüklemek için değil, sadece kardeşiliği ve dostluğu artırmak adına kulanılır...

Ve bu tarih boyunca bu coğrafyada böyle olagelmiştir.

Entel olacağım sevdasına ateşe körükle gidilmez...

Kimseye de etnik yafta yapıştırmak, kendini entel sananlara düşmez...

Bu ilk ve son kez yazılmış bir yanıt yazısıdır...

Atış serbesttir..

Yayın Tarihi : 1 Şubat 2007 Perşembe 19:10:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
K. Mükremin BARUT IP: 85.99.162.xxx Tarih : 3.02.2007 11:56:50
SAYIN MEHMET AYCAN; "Kendisini çok zeki ve akıllı sanan bir güruh "entel olacağım" sevdasına Türkiye'deki insanları katagorize etmeyi pek seviyor..." BU CÜMLE DE ÇOK TALİHLİ BİR CÜMLE SAYILMAZ. ENTELLEKTÜELLİK KÖŞE YAZARLARININ TEKELİNDE OLAN BİR ŞEY MİDİR ? İNTERNET ÖNÜNÜZDE. BUNLARI YAZMADAN ÖNCE,YORUM SAHİBİ OLAN K. Mükremin BARUT'UN KİM OLDUĞUNU ARAŞTIRSAYDINIZ DAHA İYİ OLACAKTI. KENT HABER YAZARLARINI TENZİH EDERİM AMA, KÖŞE YAZISINI YAZDIKTAN SONRA ELİNE TEK BİR KİTAP BİLE ALIP OKUMAYAN, GÜNÜN KALAN KISMINI ALKOL KÜRÜYLE GEÇİREN PEK ÇOK KÖŞE YAZARI TANIYORUM. "GÜRUH" KELİMESİNİ SİZE İADE EDİYORUM. YAZINIZ ÇOK AYDINLATICI. KEŞKE BU GÜZEL FİKİRLERİNİZ SALDIRGAN CÜMLELERİNİZİN GÖLGESİNDE KALMASAYDI. BU İŞ FAZLA UZAMSIN DİYE SAYIN ERDEM YÜCEL'İ TELEFONLA ARAYACAĞIM. "KENTHABER" BBG EVİ ÜSLUBUNA TAŞINIRSA YAZIK OLUR. AYDIN OKUYUCU KİTLESİNİ KAYBEDER. AYRICA OKUYUCUYA TAVSİYE ETTİĞİM ÜÇ KİTAP VARDI. ŞİMDİ ŞUNDAN EMİN OLDUM SİZ BU KİTAPLARDAN HİÇ BİRİNİ OKUMAMIŞSINIZ. OKUSAYDINIZ ÖZÜNDE AYNI ŞEYLERİ SÖYLEDİĞİMİZİ ANLARDINIZ. 3 ŞUBAT 2007 K. Mükremin BARUT

Buğra Türkmen IP: 88.253.14.xxx Tarih : 19.04.2007 01:23:42
Mükremin bey kafama birşey takıldı. Bir ilin mimarlar odası başkanı olarak yazdığı tek kitap 5 ytlden satılan bir tüccar zihniyet mi yoksa 47 yıllık gazetici ve iyi bir analizci mantıklı zihniyetler öğrenmeyi kendine meslek edinenler mi kurtarır memleketi? Bildiğim bir şel var. Bir tüccar az öz benim olsun diyerek memleketi satabilir ama geriye kalanlar herkes nasıl daha fazla kazanır derdine düşer. Kend payınıza düşeni yapmaya çalışın. Mimarlığa geri dönüp memleketi satamıyorsanız bile emekliye ayrılın belki birgün eviniz satılır... Ama bir gazeteöinin işine yani yorumculuğa karışmayın...