19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Mini etek ile türban ve Türkiye sentezi

Bir garip dünya da yaşıyoruz…

Tüm değerler ve bilgiler birbirine karıştı.

Geçenler de soyadı nedeniyle (!) önemli bir yazarımız buyurmuşlar;

100 yıl önce dünya haritalarında Türkiye diye bir ülke yoktu…

100 yıl sonra olacağı ne malum…

Buna benzer bir ifade… Aslına bakarsanız, bu yaklaşıma pek de hoş baktığımı söyleyemem..

Çünkü 1500’lü yıllarda çizilen Fransız haritalarında Anadolu’nun üzerinde “Turquie” yazdığını her kes bilir…

Yazının altındaki gerekçe bilgileri ise bir başka alem.

Türban’ı bir insan hakkı olarak görmek doğal…

Ama Türkiye’yi geren ve siyasi cinayetlere bile neden olan Türban’a da “siyasi ve fikir patronlarının” ciddi anlamda sahip çıkması gerek..

Sahip çıkması diyorum, çünkü Türban meselesi de artık iyiden iyiye sulandı.

Eğer Türkiye’yi 1.5 metrelik bir bez üzerinde tartışmaya sokmak ve geleceğinin buna paralel olarak yok saymak gibi bir durum varsa, bunun nedeni siyasiler kadar, bizim “ziyaları kendilerinden menkul iki ayaklı aydınlatma araçları”dır.

Nereden çıkardın diyebilirsiniz..

Anlatalım.

Bir hafta önceydi… Avcılarda önümde biraz da kiloluca bir hanım var. Hanım tesettürlü.

Bayağı tesettürlü, bonesi başörtüsü ile tesettürlü.

Güzel..

Güzelde küçük bir kusuru var ama…

Kolları japone, yani koltuk altından sonrası üryan…

Olabilir…

“Yanlış anlamış…” der geçersiniz..

Ancak, kazın ayağı öyle değilmiş..

Aradan birkaç gün geçti, aynı bölgede bir üst geçitten geçerken gözlerim yuvasından fırladı.

Bir tesettürlü genç kız geliyordu. Güzel bir yüzü ve ağır bir makyajı vardı.

Olabilir…

Ama, bir küçük, hatta güzel sayılabilecek bir kusuru vardı…

Hanım kızımız mini etek giymişti..

Tesadüf derken, aynı durumda 3 genç kıza daha rastladım.

Meğer, bunlar yakındaki bir lisenin öğrencileriymiş…

Malum Türban ve mini etek yasak…

Kızlarımız okula girerken uzattıkları eteklerini, okul çıkışında belinden büzüp, bonesini ve takkesini kafasına geçiriveriyor..

Ne var bunda diyeceksiniz…

Gençtir…

Ben şaşkınlığımı ofiste anlatırken, çağdaş bir kadın simgesi olan Devrim Çetin’in uyarısının şaşkınlığı ile durum açıklığa kavuştu.

-Büyükçekemece’de bu tür giyinen yüzlerce kız var…

Haklısınız…

Ne var bunda diyeceksiniz…

Bunlar genç insanlar..

Bizce, burada iki önemli mesaj var.

1-)Gençlerimiz her yasağa karşı ilginç bir şekilde direniyor..

2-)Din öğretilerinde saçını örtersen cennete gidersin gibi, bir telkin var…

Şimdi bu iki görüşü birleştirin…

Türkiye’de bir türban sorunu var mı?

Gerçek anlamda Türban takan ise şeriat provacısıdır..

Neden mi?

Türban, Fransızların kadın sarığına verdiği isimdir. Başörtüsü ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Ancak YÖK ilk kurulduğunda şu soru sorulmuştur.

-Başörtüsü ile üniversiteye girmek mümkün müdür…

Cevap

-Hayır

Soru

-Türban ile üniversiteye girmek mümkün müdür.

Cevap

-Evet….

İşte o gece başörtüsünün adı Türbana dönüştürülmüş ve baş örtüsü siyasi bir simge haline gelmiştir…

Türkiye’nin geleceğini 1.5 metrelik bez üzerinden pazarlık konusu yapanların, Türkiye’nin geleceği ilgili kaygılar taşıması normaldir..

Çünkü düşünce platformları sadece 1.5 metre karelik bir alan içinde sıkışıp kalmış..

Türkiye için vizyon sahibi kişiler gerekir…

Ben milliyetçi değilim ama atamı yok saymalarını kabul edemem.
Yayın Tarihi : 31 Mayıs 2006 Çarşamba 14:29:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ziya Arslan IP: 88.233.133.xxx Tarih : 5.08.2006 13:15:47
Ben büyükçekmece oturuyorum 6 senedir. Ama sizin bahsettiğiniz gibi mini etekli ve tesettürlü bayan görmedim daha. Neye dayanarak bunu söylüyorsunuz anlamadım. Ergenlik çağını daha tamamlayamamış gençlerin davranışları sizce bütün tesettürlü bayanları eleştirecek bir genelleme yapmaya yeterli mi?