18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Öcalan gerçekten hapiste mi? (1)

Uzun bir yazı olacak…

Çünkü konu derin ve güneydoğu konusunun hiç konuşulmayan yanı…

Biraz geriye gitmek isitiyorum…

5-6 ay öncesine…

İlk “sivil kalkışma”nın başladığı yere Mersin’e…

Aslında “sivil kalkışma” sözü yanlış..Ortada bir şey yoktu…

Ama birileri öyle bir kaşıdı ki ortalık toz duman oldu… Sonuçta henüz oyun çağındaki birkaç çocuk, provokatörlerin eline tutuşturduğu elli lira karşılığında bayrak yaktı…

Türkiye’de kıyamet koptu..

Orda tezgahlanan bir başka oyundu… Türk milletlinin en hassas olduğu konu kaşınmış ve insanların “kürt kardeşlerine” saldırmaları planlanmıştı…

Olmadı…

Türk milleti büyük bir olgunluk gösterdi. Evlerini bayraklarla donattı ve dünyanın en olgun protestosunu yaptı.

Bizim aklı evvel ziyaları kendilerinden menkul iki ayaklı lambalarımız ahkam üstüne ahkam kestiler…

Zavallı yaratıklar…

Sonra aynı zerzevat zevat, bu kez Ermeni Soykırımı yalanı üzerine bu insanları kışkırtmak istediler…

Olmadı…

Ne yaptılarsa olmadı…

Bu millet bu dolmaları yemedi…

Her türlü provokasyon geri tepti…

Birileri “kürt realitesi” sözünü yumurtlamıştı, bir başkası da “kürt sorunu” vecizesini ortaya attı…

Bir ülkeyi yönetmeye talip kişilerin böylesi sözleri söyleyebilmesi bu milletin en büyük şansızlığıdır…

Her kesin aklına şu sözler gelebilir:

-Biz bunları seçmedik…

Eğer öyleyse birileri seçti veya zorla seçtirdi…

Bu teori yüzde 3 ihtimal, ne yazık ki yüzde 97’den daha güçlü bir ihtimal…

Bu uzun bir hikaye…Yani bu yazı çok uzun olacak…

Yazını girişi böyle oldu…Gerisini siz düşünün…

Aslında oyun, “Said-i Nursi’ni namı diğer Kürt Sait’in kışkırtmasıyla başlayan ve İngilizlerin desteğini alan Şeyh Sait isyanı ile başladı…

Ondan önceki 30 Kürt isyanı isyan değil, “ağanın devletten haraç isyanı” idi…

Şeyh Saitd isyanı da Kürt isyanı değil, Kürt kimliği arkasına saklanmış bir şeri-i isyandır..

Ama ne yazı ki Türkiye’de kimi kişiler Saidi Nurs-i’ye Kürt Sait kimliği nedeniyle methiyeler düzdü.

Hem de tarihi bir çok gerçeği atlayarak…

Mustafa Kemal’in Said-i Nursi’yi kovduğu gerçeğini atlayarak…

Niye kovdu, hiç sordunuz mu…hiç düşündünüz mü…Hiç araştırdınız mı…

Said-i Nursi, Türkiye’de ilk Kürt hareketini başlatan kişiydi…

En büyük emeli de “Türkiye”nin değil “Kürdiye”nin kurulmasıydı…

Toplumsal tutkalı da şeriattı…

Şimdi onun uzantıları siyasilerden büyük destek görüyor…

Zaten şimdi bu alt kimlik üst kimlik tartışmasının gideceği noktada o…

Adını Türkiye koymayın…

Tavır o isme…Çünkü Türkiye ismi doğal olarak “Türk kimliğini” çağrıştırıyor…

ABD halen okutulan bir yardımcı ders kitabında Türk sözcüğünün karşılığında yazılanları şöyleymiş…

Şöyleymiş diyorum bir programda duydum bunu:

Türk: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kişi…

Türk: Türk ırkından gelen kişi…

Türk: Anadolu’da yaşayan Müslümanlar

Türk. Şiddet uygulayan kişi…

Buyrun bunu tercüme edin şimdi… İlk ve son eşleşmeye dikkat ettiniz mi?

Onları iyi irdelerseniz sorunun temeline inersiniz…

Sadece bir kitaptan dolayı mı öyle söylüyorum?

İtalyanların çocukların korkuturken söylediklerine dikkat edin…

“Anneceğim Türkler geliyor!”

Ya Fransızlar ne diyor?

“Türk gibi davranıyorsun!”

Benzeri binlerce örnek… Önce bu toplumu dünya kamuoyunda küçük düşüreceksin ve içinde barındırdığın diğer unsurlara karşı kışkırtacaksın…

Sonrada “zaten onlar Türk diyeceksin”

Son İsviçre maçında bu görülmedi mi? Rezil oldular ama kimin haberi oldu…

Bizimkiler bazı konularda devekuşudur…

Düşünün öyle bir ayrımcılık yapılıyor ki…

Müslümanlar arasında mezhep kavgası vardır…Tüm dinlerde vardır…

Aleviler Türktür ve hepsi de Türk olmaktan gurur duyar…

Ne diyor bizim zerzevat zevat:

-Alevi azınlık…

Daha önce kim dedi?

AB ropörtorü…

Tam AB Türkiye raporunun yanlanmasına 3 gün kala Avrupa Alevi Dernekleri Başkanı olan kişi yumurtladı. "Aleviler Müslüman değildir!"

Niye tam o zaman?

Hemen söyleyelim…Çünkü Lozan Antlaşmasına göre azınlık statüsü sadece gayri müslimlere verilir…

Bizim malum zevattan hemen destek geldi…

Eveeeet……

Ayakkabımın aydını…

Asıl ağırıma giden şey ben bunlara 270 milyon dolarlık adamlar ve eski dış memurlar demiştim…

Sonra da düşündüm… Yok ya bizi bu kadar ucuza da satmazlar…

Birsi de şöyle deyiverdi..

-Sen fazla fiyat koymuşsun aslında toplam 50 milyona bile yaparlar…

Neyse yeniden Güneydoğu’ya dönelim…

PKK olayı bitmişti…

APO’nun Nijerya’dan Yunanistan Büyükelçiliği’nden apar topar getirilmesiyle bu olay bitmişti… Daha doğrusu bize öyle gösterildi…

Tabi bu arada kuvvetli bir dedikoduyu da zikretmeden geçemeyeceğim…

Aslında Öcalan Nijerya’dan değil İsrail’den getirildi.

Bu tezi savunanlar ellernde belge olduğunu söylüyor ve küçük bir kanıtta ortaya sürüyor…

Bebek katili Öcalan’ı Nijerya’dan getiren uçağın menzili o kadar uzun değil.

Mutlak bir yerde durup yakıt alması gerekir…

Bir idda dikkate değer…Düşünmek lazım…

Biz devam edelim..

ABD – Irak savaşı öncesinde TBMM gerçek kimliğini gösterdi ve 1 Mart Teskeresi’ne onay vermedi…

Ve Türkiye’nin batısı kısmen, Güney doğusu tamamen işgal edilmekten kurtarıldı…

Demokrasi bir işgali önledi…

Şunu hemen kaydedelim…

ABD’nin hedefi hiçbir zaman Irak ve Saddam değildi…

Girdikleri bataktan hemen kurtulup gidecekler…

Ya sonra…

İşte bu sıralarda patlayan Mersin olayı nedeniyle bir yazı yazmış ve sürekli yazdığım “Bizim Dergi”ye göndermiştim…

Sonra haber saldım…

“Yazıyı koymayın. Çünkü erken”

O yazını kısa özeti mealen şöyleydi:

“Karnını kaşıyan adamın PKK’nın lideri olduğuna hiç inanmadım. Çünkü PKK gibi askeri ve stratjik örgütlenmesini yapabilmek karnın kaşıyan o adamın boyunu aşar…

Dağ savaşını karnı kaşıyan o adamın planlaması mümkün değil..Hatta örgütlemesi, sağdan soldan askeri uzman getirmesi de mümkün değil”

Böyle demiştim…

Haklıymışım….

Haklıymışım, Karnını kaşıyan adam hapiste, dağdakiler bağdakileri bu kez fena örgütlediler…

Hem de Şemdinli’de traji-komik bir provokasyonla…

Sonra Kürt sorun ve daha daha sonra Alt kimlik-üst kimlikle…

Madam(!) kimin adamıysa ve o kimse iyi planladığı kesin…

Bizim ziyaları kendilerinden menkul iki ayaklı lambalar ise ahkam kesmekteler..

Eğer Bebek katili Abdullah Öcalan hapisteyse bunları kim örgütledi…

Evet hapiste…öyleyse…

Öyleysenin cevapını aslında haftalardır satır arasında veriyoruz…

Daha net mi istiyorsunuz?

Demiştim bu yazı uzun olacak ama önce kendi kendimize “daha erken” diye sansürlediğimiz yazı…

Ama gelecek yazı beklemeniz gerekiyor…
Yayın Tarihi : 7 Aralık 2005 Çarşamba 12:07:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Vatansever IP: 213.74.67.xxx Tarih : 13.12.2005 13:45:46
Bugün Türk halkı olarak karşı karşıya bırakıldığımız tehlikeli oyunlardan bihaber bırakılmaktayız, bizlerin(toplumumuzun) gözlerinin önüne sadece görmemizi istedikleri renkli haberlerle oyalanılmaktayız. Elbet Türk halkı er ya da geç bütün başına örülmek istenen oyunların farkına vararak en sert şekilde sillesini atacaktır ancak erken uyanmamız gerekmektedir bunun içinde türk toplumunun önüne bu pis kirli oyunları serecek vatanperverlere ihtiyacı vardır.. Size burada yazdığınız uzun yazı ve bitmez devamı için şimdiden teşekkür eder ve bu ülke için gözünü kırpmadan canını verecek milyonların sizlerin yanında olduğunu tekrar hatırlatmak isterim... Teşekkürler