28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

OYAK işi ne olacak?

Öncelikle Bayramınız kutlu olsun... 

Zor günler içinde geçirdiğimiz bu Ramazan günlerinin ardından bayrama
vasıl olduk.. 

Artık bayramı kutlamak hepimiz için önemli bir an.. 

Evet ama... 

Ama diyoruz ve sürdürüyoruz. 

Başladık madem devam... 

Kimi dostlar soruyor... 

Neden şimdi? 

Şimdi, çünkü zamanı.. 

Eğer, şimdi değilse ne zaman? 

Zamanı geldi (mi) 

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) en ateşli destekçilerinden biriyim..
(ihtilaller hariç) 

TÜm kurumlar gibi TSK'nın da fikir beyan etme özgürlüğü vardır.. 

Evet bu gerçek..

Ancak, durum böyle olmuyor.. 

Bu da belli ki; diplomasi dilini çok iyi bilmemelerinden
kaynaklanıyor.. 

Olabilir.. 

Hangi general ağzını açsa, "fikir beyanı" değil sanki "emir tekrarı"
yapıyor... 

Birinin ağzından çıkanı hemen öteki sürdürüveriyor... 

Bu da "fikir beyanı"ndan çok "emir dikte ettirme"ye benziyor... 

Ona rağmen gösterdiği çaba ve özgüven tüm bu eksikliği vatandaş görmek
istemiyor. 

İstemiyor çünkü, güvenebileceği tek kurum olarak onu görüyor... 

Sonra TSK'nin Türkiye'nin modernizasyonunda öncülüğü üstlendiğini
izliyor... 

İritcaya karşı duruşunu takip ediyor... 

Demokrasiye inacını koruduğunu biliyor (27, Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve
28 Şubat faşizmi hariç) 

Güneydoğu'da teröre karşı verdiği üstün hizmet tüm övgüleri hak
ediyor. 

Amma tüm bunlara rağmen eleştiriyi hak etmiyor mu? 

Bunca güzelliklerin arasına sıkıştırılmış bir OYAK ise TSK ile pek de
bağdaşmıyor.. 

Kim ne derse desin OYAK, (Ordu Yardımlaşma Kurumu) TSK'nın sivil
uzantısıdır.. 

Bir meslek grubu elbetteki kendi ekonomik çıkarlarına uygun sivil
örgütlenmeye gidebilir.. 

Bunun değişik yöntemleri vardır.. 

Ama TSK bunu ticarete dökmüştür. 

Çok kalabalık kadrosu nedeniyle aidatların büyük bir sermaye grubu
oluşturması bu meslek örgütünü bir ekonomik dev haline getirmiştir. 

Gelmesinde ne mahsur var diye sorabilirsiniz... 

Mahsuru yok (mu)? 

Görünürde yok gibi. Amma... 

Şimdi şöyle bir düşünelim... 

Fransa Türkiye'ye tarihi bir kazık attı... 

Herkes ayakta.. 

Ama eylem olarak "tık" çıkmadı.. 

Ekonomik ambargo koyamadık.. 

Neden... 

Çünkü Fransızlar Reno kanalıyla OYAK'a dolaylı olarak da TSK'ya
ortak... 

Olmadı... 

Ordu'nun ticarete karışması yanlış..
Hele hele bisküvi, konserve gibi malzeme üretmesi külliyen yanlış.. 

Şunu söyleseler aklıma yatabilir. 

"Biz bunları, ordunun ihtiyacı için üretiyoruz" 

Ama inanmadığımızı da belirtiriz.. 

Bursa'da üretilen Reno fabrikasında ordu için tank üretiyoruz, top
üretiyoruz araç üretiyoruz deseler gönlüm rahatlayacak...Sokakta gezen
araçları görünce bu fikrimden de vaz geçebilirim... 

Deseler ki; banka ve diğer ticari kurumlardan elde ettiğimiz kazançları
TSK bütçesine aktarıyoruz, bu da pek inandırıcı gelmiyor... 

Biz biliyoruz ki; OYAK'ın tüm geliri üye subaylara gidiyor...Hatta
hatta astsubaylar bile bu durumdan çok şikayetçi.. 

Çok uzatmakta yarar yok..

Ama dünyanın tek ticaret yapan ordusu TSK'dır... 

Bu garip duruma bir çözüm bulunması gekekiyor... 

Nasıl mı.. 

Bunu ancak TSK üst kademesi bilebilir...
Yayın Tarihi : 22 Ekim 2006 Pazar 14:09:46
Güncelleme :23 Ekim 2006 Pazartesi 17:47:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?