Yazıya nasıl başlamalı ...

Bir çok giriş cümlesi var...

Sanırım bir çoğunu kullandık...

Sonra aklıma geldi...

Bundan 5 yıl önce yazdığım ve çok sıkça tekrarladığım bir iddia...

"sıfır Noktası" adlı kitabımdaki bir makalemde de yer alan bir iddia...

"Türk-Amerikan savaşı kaçınılmazdır"

Sonra

"Türk-Amerikan savaşı yakındır"

Ve son iddia.

Yıllardır bir soğuk savaş sürüyor. 1 Mart tezkeresi ile ABD Türkiye'nin Güneydoğusu'nu "savaşsız işgale" hazırlanıyor...

Nereden mi çıkardık...

Pentagon'un hazırladığı bir 1997 tarihli bir raporda Kafkasların ve Orta Asya'nın petrol ve dogal gaz kayanaklarının çok zengin olduğu kaydediliyor ve bu raporda iki bölge dikkat çekiyor..

Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgesi...

Hani hiç petrol olmadığı iddia edilen Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri...

Dikkat edin bu bölgelerin doğusu Ermenistan'a, Güney Doğusu ise Kürdistan'a verilmek isteniyor...

Niye çünkü her iki oluşumda (devlet demiyorum. Çünkü sadece asalak piyon iki toplum ABD'nin güdümünde hatta emrinde...)

Çünkü varlıklarını buna bağlamışlar..

Bu raporu Prof. Ümit Özdağ birçok kez açıkladı...

Yine hatırladığım kadarıyla bu raporda, Türkiye'nin "uçak gemisi" almak istediğini, artık, TSK'nın sıcak denizlere açılmak iddiasında olduğu yazılmıştı.

ABD birçok kez bu bölgeleri değişik yöntemlerle ele geçirmeye çalıştı.

İlk atış 1983'te bebek katili cani Öcalan'ın çetesinin bir köyü basıp masum insanları, yaşını doldurmamış bebekleri öldürmesiydi.

Beceremedi...

Yıkamadı... Benim Kürt kardeşim ABD'nin bu dolmasını yutmadı.

Yutmadı, 1 Mart öncesi Güneydoğu'ya yerleşmek için gelmişlerdi, giderken köylüler tarafından taşlandılar...

Çünkü o insanlar bu ülkeye inanıyorlardı...

Eğer inanmasalardı, bu kadar ağır baskılara karşı orada ciddi bir "kalkışma" başlayabilirdi..

O da denendi... Nevruz bahaneleri ortaya sürüldü... Olmadı...

ABD Büyük Orta Doğu Projesi'ni ortaya sürdü...

Sonuç daha vahim oldu...

Çünkü plan bazı çevrelerce "Büyük Osmanlı Projesi" olarak algılanmaya başlandı.

Proje sulandırıldı, genişletildi.

Şimdi ki piyon Barzani...

Değeri kendinden menkul Barzani geçtiğimiz günlerde yaptığı tehditi bir kez daha tekrarladı...

Hem de ağır tahrikler yaparak...

Çuval olayını kastederek göndermeler yaptı...

Diyarbakır'ı karıştırırız dedi, karşı koyarız dedi...

Falar falan...

Ama en vahimi ve en tahrik edici cümlesi; Türkiye'nin askeri gücü Saddam'ın askeri gücü kadar yok...

Bu cümle Türkiye'yi aşağılamak ve TSK'yı hiçe saymaktır...

Denen o dur ki ABD'liler güçlü Saddam Ordusu'nu bir gecede yok etti ve 6 tankla Bağdat'ı işgal etti...

Yani sizin sonunuz o olur...

Barzani kendi adına mı bu konuşmayı yaptı..

Hayır...Milyar kere hayır...

Haddine mi düşmüş o garabetin, fukaranın...

Söyleyen Washington, Pentagon ve Bush'tur...

Türkiye tahrik ediliyor...

Tuzağa çekilmek isteniyor...

Türkiye Irak'ın kuzeyine girerse orada ABD ordusu ile karşılaşacaktır...

Yani bizim 5 yıl önce iddia ettiğimiz gerçekleşecektir..

Bu tuzağa düşmemeliyiz...

Barzani için gittiğimiz Irak'ta ABD ile savaşacağımız kesindir...

Ancak hemen belirtelim...

Bu savaş Arnold Toynbe ve yardakcısı Yahudi bozması Sammuel Huddington'un medeniyetler çatışmasına dönecektir...

İslam dünyası ile "ötekiler" savaşa girecektir..

Çünkü böyle bir çatışmaya ne İsrail ne İran seyirci kalabilir..

Hatta Rusya bu oyunun içne girebilir...

ABD Barzani kanalıyla dünyayı dehşetli bir savaşın içine sokmaya çalışıyor...

Bu savaş sonunda dünyanın tüm dengesi değişecektir...

Bu denge değişimine sonra değineceğiz...

Ama şu bir gerçektir...

Türkiye yeni Dünya'da İnönü'nün dediği gibi daha güçlü bir ülke olarak çıkacaktır...

Türkiye'de sosyal bir irade mevcut...

Ama iktidarı ile muhalefeti ile siyasi irade ortada yok...

Hele AKP iktidarı ile böyle bir iradeyi bulabilmek hiç mümkün değil...

TSK için ise üzülerek belirtemeliyiz ki, halk arasında müthiş bir güven bunalımı yaşanıyor..

Dileriz, bu analizlerin tümü yanlıştır..

Ama, biz tedbirli olmaya devam edelim...