7
Haziran
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Tarihten gelen büyük hesaplaşma

Gündem hızla değişiyor. Aslında bu tanım pek doğru değil...

Değişme değil, ama çok hızlı gelişmeler yaşanıyor.. .

Son günlerde en somut örnekler ise AB, Ermeni ve Kıbrıs konusu.

Biz Avrupalı mıyız, değil miyiz sorusuna Avrupalı yurttaşların cevabı netleşmeye başladı...

Önce Fransa "ııh" dedi...

Sırada Hollanda, Danimarka ve İngiltere var...

Her ne kadar bu "anayasaya 'ııh' demeleri bizi bağlamaz" deseler de; bağlar...

Hemde kördüğüm bağlar...

Gerçi, siyasiler "Nayır.. nolamaz...Siz paniklemeyin" diyorsa da kazın ayağı öyle değil...

Siyasiler her ne kadar "Evet siz Avrupalısınız" desede vatandaşları "ıııhh"
demekte kararlı...

Avrupalı vatandaşlar, "Türkler Avrupalı değildir" diyor ve ekliyor; Onlar yıllarca bizim ülkelerimzi işgal ettiler.

Hatırlarsınız, "başkalarının düşüncelerini araklayarak, meşhur olmuş, bir siyaset ve sosyal yorumcu, kimilerine göre feylesof mertebesine ulaşmış, ünlü düşünce hırsızı" Samuel Houdington’un fikir babası Arnold Toynbe, "Türkler Viyanayı kuşatarak, Hıristiyan alemini tam 300 yıl geriye ittiler, gelişmesini engellediler" demişti. Aynı Toynbe, Ermeni idialarına dayanak gösterilen "mavi katabında mülellifi olduğunu hatırlatmak lazım.

İşte o Houdington, Türkiye’ye geldi ve malum görüşleri tekrarladı.

"Türkiye ile Avrupa arasında medeniyet ve din farkı var. Türkiye’nin AB’ye üye olması imkansız"
Doğru söyledi.

Avrupalılığı coğrafi bir tanım olarak lanse etmek ne kadar doğru bilemiyorum...

Fransadan yükselen bir ses "İsrail ve Lübnan Türkiye’den daha çok Avrupalı"
deyiverdi...

Türk aydın(!)ları nedense yorum yapmadı.

Oysa tam istedikleri bir sözdü...

"Evet biz Avrupalı olamayız" demeliydiler...

Yıllardır savuna geldiğim bir şeyi tekar söylemek istiyorum...

"Bizi AB’ye almazlar. Ama bu benim umrumda bile değil. Çünkü ben AB’ye karşıyım ve birliğin uzun soluklu olacağına da inanmıyorum. İşyin vahimi bu birliktelik bir ciddi çatışma ile de son bulabilir. AB dağılma sürecine girmiştir. O nedenle Fransa ve Hollandadakı referandumun sonuçların hiç bir anlamı yoktur. Bu referandumun tek bir sonucu vardır. Türkiye düşmanlığı.

Bunu milliyetci veya ulusalcı bir nedenle iddia etmiyorum.

Bana Avrupalıların Türkiye’ye karşı çıkması için somut bir neden gösterin.

Yüksek nüfusumuz mu?

Hayır..

Hayır çünkü Avrupa’nın yaşlanan ve azalan nüfusuna yeni bir kaynak olacak Türkiye’nin genç ve eğitimli nüfusu...

Bunun kanıtı ortada...

Almanya’nın 1860’lardaki nüfusu bugünlerde de üç aşağı beş yukarı aynı.

Ama tam 12 milyon insan trafsfer etmişler. Bunların 3 milyonu Türk, diğerleri Faslı, İtalyan, İspanyol...

Fransının nüfusu yüzde 10 azalmış... Cezayir ve Kuzey Afrika’dan transfer ettiği yaklaşık 8 milyon kişiye rağmen...

İngiltere, İtalya öyle...

İspanya üniversiteli öğrenci açığı için Latin Amerika ülkelerine yönelmiş... Yoksa üniversiteleri kapanacak.

İşte bu nedenle; Avrupa’nın yok olmasını engelmenin tek kaynağı bu. Yani Avrupa’nın genç ve eğitimli nüfusa ihtiyacı var...

Ama iş Türkiye’ye gelince değişiyor... Bunu sadece medeniyetler çatışması ile tanımlamak mümkün değil...

Türkiye geçmişiyle olan hesabını kapattı...

Ama Avrupalının intikam duyguları hala taze...İçlerindeki bastırılmış komplekselerini her fırsatta dışa vuruyorlar...

AB kapısının Türkiye’nin yüzüne kapatılacağı anlaşılınca "imtiyazlı ortaklık" itibar görmeye başladı. Ama unutmayın "gelişmiş bir imitiyazlı ortaklık" hiç olmayacak.

Çünkü bugünlerde dillendirilen şey, Türkiye’nin zaten yeterinden fazla imtiyazla sahip olduğu...
Ama şunana inananabilirsiniz...

AB ile müzakere süreci başlayacak ve bitiğinde siz bir sürü anlaşmaya imza atmış ama hiç bir yetkisi olmayan "yeni bir tür kapütülasyonların kucağına itilmiş" bir Avruphalı olacaksınız...
Yani Ecevit’in yıllar önce yanlış zamanda söylediği, "Onlar ortak bir pazar" sözü bu kez, "onlar ortak biz köle" şeklinde değişicektir..

Kimi iddialara göre, "İmtiyazlı ortalık" karşılığında "Kıbrıs sornunu rafa kaldıralacaktır", "Ermeni dosyası kapatılacaktır" ve de "Ege sorunu için Türkiye’nin tezleri doğrultusunda adımlar atılacaktır"

Eeee...

Rüşveti sadece Türkiye verecek değil ya...

Avrupalı da rüşvet verir...

Zaten onlarda siyasi ahlak yoktur...

Yoktur, eğer olsaydı, altına imza attıkları bir çok dosyanın gereğini yerine getirir, Türkiye’yi 1980’li yılların sonuda üyeliğe kabul ederlerdi.

Şimdi gündemde tutulan Ermenistan...

Ve Ermeni iddaları doğrultusunda düşünün bir grup bilim adamı(!) konferans düzenleyeceklerdi..
İçişleri Bakanı’nın ser açıklamısyıla geri çekildiler...

Niye ?..

Yasak yoktu, engelme yoktu... Korktular mı ?..

Hayır!

Bu konferansı sponse eden pravaktör amacına ulaştı...

Türkiye zorda kaldı... AB’den ve ABD’den açıklama peş peşe geldi... Şimdi gelelim işine gerçeğine... Ermenistan bir fukara devlet...Değil Türdkiye’ye yan bakmak, ağızlarına bile almaya korkar...

Eğer bir soykırım varsa ve Amerikada diaspora ermenisi benim dedemi ninemi kestiler diyorsa şunu sormak lazım değil mi?

"Onlar öldülerse sen nereden doğdun kardeşim?"

Madem soykırım oldu bu Ermeni mileti amip gibi bölünerek mi üredi.? Yoksa insan kolonlama yıllar önce keşfedilde bizim haberimiz yok... İşin aslı şu:

Soykırım iddiacılarının elinde hiç bir kanıt yok...

İnglizler 1918’de "sözde sanıkları" yargıladı ve hepsi İngliz mahkemelerinden bereat etti..
Fransa’da ise "soykırım yapılmadı " belgesinin altında Ermenilerin askeri lideri Bagos Paşa’nın imzası var...

Bu konferans onlara bir "sözlü bir belge" imkanı sağlayacaktı.

Yani diyeceklerdi ki; Bu soykırım yapılmıştır. Türk bilim adamları da böyle söylüyor...
Bu kirli bir hesap...Bu kirli hesaba Türkiye’de uyanlar var.

Ermenistan kurulduğunda nüfusu 3 milyon civarındaydı, şimdi 800 binlere düştü...
Sadece Karadeniz bölgesinde 160 bine yakın kaçak Ermeni işçi var. Bir o kadar da İstanbul ve Anadolu’nun diğer kentlerinde...

Türkiye bunu biliyor ve göz yumuyor...

Bu onlara en büyük kıyak. Ermenistan’ın Dünyaya açılan tek kapısı ise Türkiye.
Gürcistan ile de arası limoni... Azerilerle ezeli ve ebedi düşman...

Yiyecek ekmeği bile yok...

Türkiye’den kaçak yollarla giden gıdalarla besleniyorlar. Bunu her kes biliyor ama kimse sesini çıkarmıyor...

Çünkü yoksa açlıktan ölecekler.

Böyle bir Ermenistan’ın Türkiye’ye kafa tutacak bir hali olabilir mi ?..

Ama oyun kirli.

Fransa’daki referandum, tarihle hesaplaşmanın çirkin bir sonucunu verdi...

Yayın Tarihi : 31 Mayıs 2005 Salı 11:23:43
Güncelleme :13 Haziran 2005 Pazartesi 17:57:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?