Garip… AKP tam köşeye sıkışmışken, sağda ve solda birleşme fos çıktı.

DP (eski DYP) ile ANAP’ın nikahı yatak odası yolunda bozuluverdi.

CHP ile DSP’nin nikahında ise bir garabet var…

DSP listesinden aday gösterilenlerin hiç biri seçmeni arkasına takacak, sürükleyecek kimlikte değil. Hepsi vefalı bir siyaset adamı, ama düş

Ünce üretebilen tek kişi mevcut değil…

Kısaca, DSP ağır toplarını silkeleyerek CHP ile haşır neşir oldu…

CHP ise vitrin yenilemesini sağcılarla yaptı. Kendi sosyal demokrat ağırlıklı insanlarını adeta sıfırladı.

Aklımıza bu maniplasyon mu? sorusunu getiriyor…

Çünkü akıl sır ermiyor bu olanlara…

Böyle düşünmek zorundayız, siyaseten böyle bir harakiri yapmanın sırası mıydı…

Bu soru artık aklımızın bir köşesinde hep duracak..

CHP ve DP oy alırsa, bu oylar sadece tepki oylarıdır…

Çünkü bölgelerinde kitleleri arkasından sürükleyecek düşün insanları harcanmış görünüyor…

İddialar ise dudak uçurtacak cinsten…

Bir kısım kişiler alenen “Havuza aktardık listeye girdik” diyorlar…

Bunun tercümesini yapmak istemiyorum…

Asıl sorun, Sosyalist Enternasyonal’in Başkan Yardımcısı’nın liderliğini yaptığı bir partide; siyasi kimlikleri sağın içinde bile aşırı uçlara gitmiş kişileri liste başı yapıp oy avcılığı yapılması…

AKP’de yaptı diyebilirsiniz…

Doğrudur…

Ancak AKP’nin kısa siyasi geçmişinde bu var…

Ayrıca koltuk hırsı içindeki kimliklerin AKP’de yer alması hiçte yadsınacak bir olay değil…

Çünkü AKP’nin kuruluş felsefesinde bu var.

Yine de belirtmeliyiz, “eski sol çakaralmazlar” Tayyip Erdoğan’ın başını çok ağrıtacaklar…

CHP vitrinine çıkan “sağ entelejansya” ise CHP ile kolayca uyum sağlayacağa benziyor…

Çünkü sayın Baykal dünya siyasi literatürüne yeni bir deyim kazandırdı. “Liberal sol”

Bu işte sihirli cütmle…

Hiçbir siyasi kaynakta rastlanmayan bu tanımı acaba “liberal sosyalizm” diye nitelesek ne olur…

Elbette çok komik olur…

Bir başka “siyasi traji komik” hadise ise şu;

Evet tüm bu komik yapının içinde hiç kimsenin beklemediği bir parti barajı aşıp geliyor…

Arabesk yapısı itibarıyla AKP’nin de önüne geçen Genç Parti; kimilerine göre “popülist söylem” ama gerçekte “sosyal gerçekler”i dile getiren bir propaganda yöntemi belirlemiş… Türkiye’de, İbrahim Tatlıses’i meclise göndermek isteyen milyonlarca varoş insanı var.

Cem Uzan son dakikada, kendisini ikinci plana iterek partisinin lokomotif ismini ortaya sürüverdi: Tatlıses…

Uzan’ın vaatleri, bize Demirel ve Özal’ın vaatlerini andırıyor… Tek fark ikisinden de çok genç olması ve ticari geçmişi…

Erdoğan’ın mağduriyet portresini bu kez Uzan da sahneliyor.

Söylemleri ise tam bir sosyalist söylem…

İlginç… Bir patrondan bu sözler….Hayret… İşte siyaset…

AKP’nin bu seçimlerde korkulu rüyası CHP değil… Listeler açıklandıktan sonra bu ortaya çıktı…

DP hiç değil…. Ama barajı zorlayabilir.

ANAP’ın ise ciddiye alınır bir yeri yok… Artık Erkan Mumcu bir siyasi meftadır…

Bu böyle biline…

Belki Genç Parti…Ciddiye alınması gereken bir olgu.…

Bir başka rakip ise Saadet…Barajı geçip geçmeyeceğini bilemiyoruz, ama AKP’nin oyların böleceği kesin…

Erbakan faktörü Türkiye’de ağırlıklıdır…

Şimdilik listelerin açıklanmasından sonra görünen Siyasi Türkiye manzarası bu…

İstesek de istemesek de, beğensek de, beğenmesek de, Türkiye, yüzyılın yeni karanlıklarına ve belirsizliklerine doğru koşar adım gidiyor… 

Vebali ise, “Sadece ben” diyen bencil siyasi liderin sırtındadır..

Onlar isimlerini biliyor…

İki elimiz de onların yakasında