7
Haziran
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Van’da iki trajedi ve yargı

Yargı ve yargılama tekniği konusundaki görüşlerimi “Yeniden Türkiye’nin Doğuşu- Sıfır Noktası” adlı kitabımda belirtmiştim…

Ben Türkiye’de yargıç ve savcılara çok geniş yetkiler verildiğini bu yetkilerin, kimi zaman art niyet değilse de teknik hatalara neden olabileceği iddiasında bulunmuştum.

Çünkü tek başına karar verme yetkisine sahip bir yargıç veya savcının siyasi düşüncesinin etkisi altında kalmadığını düşünmek en azından saf dillik olur…

Mahkemelerde hukuki kararları yargıçların değil, kamunun yani halkın yani seçilmiş jürinin vermesi gerektiğini, yargıçların sadece kanun maddelerini uygulaması gerektiğini belirtmiştim…

Hatta şöyle bir savı da öne sürmüştüm ki; bu konuda epey eleştiri aldım..

4 yıllık bir fakülteden mezun bir kişiyi vicdanı ile baş başa bırakıp insan yaşamını direk etkileyecek bir karar verdiremezsiniz demiştim…

Dünyadan örnekler gösterdik…

Zaman ne yazık ki bizi haklı çıkardı. Önce yargı Türkiye’de anlamsız ve gereksiz bir tartışmanın ortasına çekildi. Tartışma konusu yargının şekli ve işleyişi biçiminde değil, senin yargıcın iyi benim yargıcım kötü noktasına geldi…

Ermeni Meselesi’nde 3 kişilik bir yargı heyetinin verdiği karara sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan Van’da genç bir savcının verdiği karara sahip çıktı…

Sonuç:

Ermeni Konferansı Türkiye’de derin yaralar bıraktı… Genç savcının tutuklama istemiyle göz altına aldırdığı iki bilim adamından biri intihar etti, diğeri yaşam mücadelesi veriyor. İkisi de onur savaşına yenik düştü…

Ermeni Konferansı’na dur diyen davanın yargıcı sesiz sedasız görevden alındı… Diğerleri devam ediyor…

'Bunlarda ne var?' diye sorulabilir…

Her iki kararda siyasiydi…

Ama, siyasi iktidar kendi siyasi doğrultusunda karar veren yargıya arka çıkarken, diğerini tu-kaka etti…

Van Cezaevi’nde iki bilim adamının yaşadığı trajik olay Türk yargı tarihinin dönüm noktası olmalıdır.

Yargıçlarımız genel tavırlarını terk etmeli ve bu konuyu kendileri masaya yatırmalıdır…

Çünkü siyasi iktidarlar bu durumdan memnundur ve bunu istismar etmeye devam edeceklerdir..

Unutmayalım ki, Türkiye’de yargının az yanıldığını söylemek hiç mümkün değildir.

Çok yanılan bir yargı sosyal dengeleri de alt üst edecektir.

Ortalıkta mafyanın bol bol gezinmesi yargının çokca yanılmasının bir eseridir.

Konu sadece yanılma değil, aynı zamanda gecikmede söz konusudur…

Yazık oluyor…

Kime mi?..

Hepimize…

Bu konuda ilk hareket yargıdan gelmeli ve üzerindeki bu karabulutları dağıtmalıdır…
Yayın Tarihi : 15 Kasım 2005 Salı 13:32:12
Güncelleme :27 Aralık 2005 Salı 15:14:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Buğra Türkmen IP: 85.99.234.xxx Tarih : 15.11.2005 14:41:28
Gerçekten trajdik bir olay zinciri yaşanıyor bugünler de Van'da. Ama bu olaylar sadece Van'da mı yaşanıyor. Uzağa gitmeye ne gerek var. Kız kardeşine sarkıntılık eden adama benzettiği için bana akşam karanlığında silah dayayan olmuştur. Adaletin yetersiz kalacağını düşünürek kendi işini halletmeye çalışan bir insan. Yargı sisteminin külliyen değişmesi neleri değiştirir ki.Önemli olan var olanı en doğru şekilde kullanacak zihniyetlerin yetişmesi ve nağımsız çalışma haklarına saygı gösterecek zihniyetlerin üst düzey yönetimlere gelmesini sağlamaktır. Yarın çok güzel olaak umuduyla yatmazsınız uykunuz gelmez elbet... Teşekkürler Mehmet amca