16
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Ve bomba patladı

Defaatle yazdık...

En az 10 kere...

"Yanlış yoldasınız. Biz bu filmi tam 4 kez gördük. 27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de ve 28 Şubat'ta. Dikkat, her an düdük çalabilir"

İnternet medyası, yazılı medyadan daha yaygın ve daha okunuru olduğu halde pek "takan" olmadı.. 

Gül'ün adaylığının yanlış olduğunu belirten bir önceki yazımızın başlığı ise şöyleydi:

"Gül, Türkiye'nin kucağında bomba"

Bunu ben gördüm, başkaları da gördü, hatta hatta hükümette gördü...

Ama bile bile lades diye buna denir..

Hemen belirtelim....

Genelkurmay'ın internet sitesinde yayınlanan bu açıklamaya içerik olarak katılmakla birlikte; demokratik teamüller açısından ordunun müdahalesini pek hoş karşılamayız...

Bu muhtırayı vermesi gerekenler sivil toplum örgütleriydi..

Ne yazık ki onlarda güdümlü... İsimlerine de pek gerek yok...

14 Nisan'daki Türkiye'de çokta etkin olmayan bir derneğin 'ADD' yaptığı eyleme 1.5 milyon kişinin katılması, bu yönde yapılan en önemli uyarıydı.

Takan olmadı..

Bu hükümete karşı bir bildiri mi?

Muhtıra mı?

Bunlar işi hafifletmek olur...

TSK bildirisinin en can alıcı cümlesi şöyle:

"Ne mutlu Türküm diyene" sözüne karşı çıkan benim düşmanımdır.

Yani...Ordu ilk kez, ideolojik bir savaşım içine girmiştir..

Bu bildiri seçmene verilmiş bir "darbe mektubu"dur.

Bu mektubun tam metnini okuduktan sonra çıkan sonuç şu:

"Eğer seçimlerde sandıktan AKP çıkarsa TSK iktidara gelir"

Bunun tercümesin siz yapın...

Bugün, Türkiye dünkü Türkiye değildir.

İhtilal ve muhtıra sözcükleri her zaman tüylerimi diken diken etti.

28 Şubat dışındaki ihtilallerde ideolojik bir yaklaşım yoktu.

28 Şubat'ta başlayan süreç Şemdinli operasyonu ile bir kuşak generali yok etme operasyonuna dönüşünce işlerin rengi değişti..

Çok uzatmaya gerek yok...

Yüksek Hakimler ve Savcılar Kurumu'nun haklı direnişi "rap rap" seslerinin duyulmasının ilk işaretleriydi.

Büyükanıt'ın yumuşak konuşmasını, Harp Okulları'nda yaptığı konuşma ile sertleştiren Sezer'in uyarıları da belli ki kimseleri pek bağlamamış.

Bu arada, kapalı kapılar ardında Cumhurbaşkanlığı için ciddi pazarlıklar yapılmış ama, bildirideki iddialara göre, şeri kanadın "en uç ismi"nin bastırmasıyla "milli görüşü" Çankaya'ya taşıma operasyonuna dünkü mektup dur demiştir...

Dikkat..

Bildiriye rağmen Gül bu satırların yazıldığı saate kadar, istifa etmemiş Türkiye'yi seçime taşımamıştır.

Her inat, bir askeri iktidar davetidir.

Türkiye'nin böyle bir lüksü yok...

Hükümet adına ilk açıklamayı Cemil Çiçek yaptı.

Aşağıda A.A'da geçen o açıklamın yine A.A tarafından yapılmış ön haberini okuyacaksınız...

Orda okuyacağınız satırların tıpkısının aynısını 12 Mart'ta Süleyman Demirel söylemişti.

Sonra şapkasın aldı ve gitti...

6 yıl da koltuk görmedi...

Ancak o muhtura bir ideolojik muhtura değildi..

Fazla inat edilirse, o koltuk çok tehlikeli olabilir..

Biz 4 ihtilal görmüş biri olarak bundan çok korkuyuoruz..

Ama siz yinede Adalet Bakanı'nın açıklamasını okuyup bir derin düşünceye dalın:

xxx

Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil çiçek, ”Genelkurmay Başkanlığı tarafından çeşitli konulardaki görüşleri ifade eden bir açıklama basın yayın organlarına gece yarısı verilmiş ve Genelkurmay internet sitesinde yayınlanmıştır. Bu açıklama hükümete karşı bir tutum olarak algılanmıştır. Demokratik bir düzende bunun düşünülmesi dahi yadırgatıcıdır” dedi.

Bakan Çiçek, Başbakanlık Merkez Binasında düzenlediği basın toplantısında şunları kaydetti:

“Genelkurmay Başkanlığı tarafından çeşitli konulardaki görüşleri ifade eden bir açıklama basın yayın organlarına gece yarısı verilmiş ve Genelkurmay internet sitesinde yayınlanmıştır. Bu açıklama hükümete karşı bir tutum olarak algılanmıştır. Demokratik bir düzende bunun düşünülmesi dahi yadırgatıcıdır.

Başbakanlığa bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez. Genelkurmay Başkanlığı, hükümetin emrinde, görevleri anayasa ve yasalarla tarif edilmiş bir kurumdur.

Anayasamıza göre, Genelkurmay Başkanı görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur. Bu metnin basın yayın organlarına verilmesi ve Genelkurmayın internet sitesinde yayınlanmasındaki zamanlama manidardır.”

Bakan Çiçek, “Sayın Başbakanımız ile Sayın Genelkurmay Başkanımız faydalı, verimli bir telefon görüşmesi yapmışlardır. Onu da bilgilerinizi sunuyorum” dedi.

xxx

Ben bu açıklamadan çok ürkttüm..

Siz hangi fikre kapıldınız bilmiyorum..

Yayın Tarihi : 30 Nisan 2007 Pazartesi 17:28:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
sezai IP: 88.228.143.xxx Tarih : 7.05.2007 22:07:30
hocam web siteniz güvenilir değil kodları bizde sizlerle görüşme imkanımız var mı

melike yağız IP: 212.175.112.xxx Tarih : 3.05.2007 11:24:21
yaşar büyükanıtın geceyarısı yaptıgı açıklama hekesi çok ürkütü.bir askerin kameralar önüne geçipte siyaset yapması hiç doğru bir davranış değil. bir türk vatandaşı olarak bir daha böyle sahneler görmemek en büyük temenlim