23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Zor dostum zor...Hem de çok zor...

Zor dostum zor...Hem de çok zor...

Avrupalı olmak zor...

Daha doğrusu AB’li olmak zor... Yoksa Avrupalılık elbetteki bir takım ülkelerin tekelinde değil.

Yüzyıllar öncesi Yavuz Sultan Selim’in "Birleşik Avrupa'yı kuralım" diye Fransa Kralı'na gönderdiği bir mesaj olduğunu okumuştum bir yerlerde.

Mesaj, böylesi bir birliğin savaşların önüne geçeceğini de içeriyordu hatırladığım kadarıyla...

Ne oldu ?..

Hiç!...

Mesaj yerine ulaştıysa bile ciddiye alınmadı. Sonra Büyük Osmanlı Devleti kuruldu.

Aslında bugünkü yapılan savaşları şöyle bir çoğrafi bir incelemeye tabi tutun, kanayan yerleri göz ucuyla bir tarayın...

Irak... Kan gölü...

Suriye namlunun ucunda...Lübnan karmakarışık geleceği karanlık bir ülke...

İsrail-Filistin bitmeyen savaş...

Bir de düne bakın Cezayir, Fransızlar'ın soykırım yaptığı yer... Trablus barışın geç geldiği ülke..
Batıya dönün; eski Yugoslavya, Arnavutluk...

Ölen binlerce insan ve dünyanın bu coğrafyayı paylaşmak için gösterdiği olağanüstü (!) çaba..
Kafkasya’ya bakın. Gürcistan’da 'turuncu devrim'... Ermenistan-Türkiye- Azerbaycan sorunu...

Bu coğrafyada var olan başka savaşlar...

Bu çoğrafya size bir şey hatırlatıyor mu?

Evet...

Bu kan gölüne dönen ülkeler neresi ?..

Şöyle bir tarihe göz atın...

Hepsi yaklaşık 85 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan parçalar...

Osmanlı 85 yıl önce parçalandı ama paylaşımı henüz bitmedi..

Aslına bakarsanız, Osmanlı’nın resmi mirascısı Türkiye üzerindeki pazarlıklar da bitmedi...

Parçalama operasyonları hızla sürüyor...

Buyrun Ermeni meselesi...

Buyrun PKK vahşeti...

Bir de Kıbrıs’ı ekleyin üzerine...

Gürcistan ise karmakarışık..

Size bir bilgi daha...Bunun dumanı tütmeye başlamadı, yakında gümbürtüsü kopacak...
İster inanın ister innamayın ama bu resmen böyle...

AB’nin bir alt komisyonu HATAY meselesini masaya yatırdı.

Bağımsız bir HATAY Cumhuriyeti’nden söz ediliyor...

Yeni özgürlüklerine kavuşan Türk Cumhuriyetlerinde ise renkli devrimler yapılıyor ve iktidar hep Türkiye’nin aleyhine değişiyor...

Azerbaycan sırada...

Tüm bu karmaşanın arasında Türkiye, 'Avrupa Birliği' diye feryat ediyor ve bir ölçüde bu örgüte girip bütünlüğünü kurtarmaya çalışıyor..

Haklı...

Haklı ama haklılıını ciddiye alan yok...

Sakın dost ülkeler masalına kanmayın...

Uluslararası arenada dost ülke yoktur. Uluslararası hukuk hiç yoktur.. Güçlüyseniz dostunuz çoktur ve hukuken haklısınız...

Bu kadar...

Türkiye, AB sevdasına elindeki tüm olanakları kaybetti.

16 Kasım 2001 tarihinde New York’ta Rusya ile "Avrasya İşbirliği Planı"nı imzalamıştık. Plan önceleri enerji eanalında işbirliğini içeriyordu. Bununla ilgili adımlar atıldı...

Ama sonra...

Sonra bir AB sevdası tutturldu, Rusya’ya sırt dönüldü...

Rusya’da gecikmeden cevabını verdi..

"Ermeni iddialarını" doğrudur diye parlamentodan geçiriverdi...

Şimdi böyle bir durumda Avrasya’nın gündemde kalması hatta işlerlik kazanması ne kadar gerçekçi olur ?..

Dedik ya 'dostluklar sadece çıkarla bağlantılıdır.'

Türkiye bu yolu tıkadı...

AB bu tıkanmayı gförünce de işi yokuşa sürmeye başladı...

Avrupa’da yükselen bir Türk karşıtlığı var...

Avrupa hala, Viyana kuşatmasında kaldı.

Hıristiyan dünya bunu hatırlıyor. Ortodoks dünya ise dinsel başkentleri İstanbul’un bir İslam ülkesinin içinde kalmasını hala hazmedemiyor...

Çok değil kısa bir süre sonra "Fener Özerk Cumhuriyeti"ni duyacaksınız...

Tıpkı Roma’daki "Vatikan" gibi..

Patrik efendi, Fenerdeki tüm evleri değişik kişilere satın aldırıyor yani ileride düşünülen "Fener dinsel devleti"nin tapusunu alıyor..

Bu bir varsayım mı ?..

Hayır, yıllardır Türkiye’de böylesi oyunlar oynanır...

Hatta tarihte Ermeni ve Yahudilerin Adana ve çevresini satın almaya başlaması üzerine dönemin padışahı Abüdlhamid bölgenin tüm tapusunu üzerine çıkarıp satışı engellemiştir...

Bu konuya ileride daha geniş değineceğiz...Çünkü gelen bilgiler ürkütücü...

Neyse...

Türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor...

Avrupa’da ve Amerika’da değişik nedenlerle Türkiye’ye ve Türklere karşı bir yargı oluşuyor...

Tepki ise oldukça sert..

Yükselen dinsel içerikli milliyetçilik tehlikeli bir tırmanış gösteriyor...

Kutuplar sertleşmek üzere...

Türkiye yalnızlığa mı itiliyor?

Soru bu.

Yanıt ise hayır.

Elbette yalnızlığa itilmiyor.

Şu anda da kitapçılarda vitrinde olan "Türkiye’nin Yeniden Doğuşu" adlı kitabımda tam 2 yıl önce bir iddiayı dile getirmiştim.

"ABD’nin dikte ettirdiği "Büyük Ortadoğu Projesi" aslında "Büyük İsrail Projesi"dir... Bu projenin kapsadığı haritayı önce Doğu Roma, Sonrada Osmanlı İmparatorluğu haritasıyla üst üste getirin...

Büyük bir şaşkınlıkla çakıştığını göreceksiniz... Bu bir baskı projesidir emperyalist bir amaç taşır... Bu baskı, "Büyük Osmanlı Projesi"nin gündeme getirebilir...

Bu ülkelere bu baskıya karşı eski güç birliğini isteyebilir ve bunun ilk işaretleride de geliyor" diye yazmıştım...

Yanılmamışım...

Cezayir Cumhurbaşkanı, Dışileri Bakanı Abdullah Gül’e, "Bizde Comenvelt gibi birlik kuralım. Bak İngiltere eski sömürgeleriyle güç birliği yaptı. Hem o ülkeler güçlendi, hemde İnglitere. Biz zaten hiç bir zaman Osmanlı’yı emparyalist bir güç olarak görmedik. Gelin ’Osmanlı Devletleri
Topluluğu"nu kuralım." deyiverdi...

Bu Türkiye’de çok yankılanmadı ama, ABD’nin şimdiki Büyük Ortadoğu Projesi’ni aslında Büyük Osmanlı Projesi’nden esinlenerek geliştirdiği anlaşıldı.

Ve tabi ABD’nin "Siz BOP’un lider ülkesi olacaksınız" sözündeki keramet te ortaya çıktı...

ABD’nin efsanevi Dışişleri Bakanlarından Hanry Kissinger bir toplantı da "Ortadoğu’da barışın anahtarı bölgenin denetiminin Türkiye’ye verilmesiydi. Bu düşüncemi kimseye açmadım" dedi...

Habere göre, masadakiler çok gülmüş...

Çünkü öneri ütopik...

Ancak her oluşum önce hayal etmekle başlar ve hepside ütopiktir.

Dünya laik İslam dünyasına böyle baskı yaparsa, bu ütopya çok kısa bir sürede gerçeğe dönüşebilir..

Zaman herşeye gebedir...

Bekleyeceğiz ve göreceğiz...

Yayın Tarihi : 24 Mayıs 2005 Salı 11:21:54
Güncelleme :27 Aralık 2005 Salı 15:59:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?