31
Mayıs
2024
Cuma
BÜROKRASİ-BÜROKRAT

BİLGİLİ VE CESUR BİR ADAMDI

Gözümün önünden bazı anılar geçiyor: Atina büyükelçiliği sırasında bir öğle yemeğinden sonra uzun bir sohbet, katılanlar arasında Prof. Kitsikis de vardı. Türkiye’nin yeni büyükelçisi Gündüz Aktan geniş bilgisi ve ikna edici hitabeti ile Atinalıların saygısını kazanmıştı. Ortodoks kilisesi üzerinde geniş bir bilgi sahibiydi. İkametgâhının duvarında
bir madalya beratı gördüm, büyükbabasınındı. 1896 Türk-Yunan savaşında verilen bu madalya beratında, adet olduğu üzere madalyanın sahibi olan Yanyalı genç asker Mehmet Suphi’nin yararlılıkları sayılıyordu. Gündüz Aktan, Türkiye halkının önemli
bir kesimi gibi Rumeli’den geliyordu. Eski valilerimizden Bekir Suphi Aktan’ın oğluydu. Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunudur. Benim gibi idari şubeliydi. İlk görevi de Manavgat Kaymakamlığı’ydı. Sonra 1967’de Dışişleri Bakanlığı’na geçmiş.
Dışişleri Bakanlığı’nın gençleri içinde hem Türkçesi hem İngilizcesi fevkalade düzgün üsluplu, sorunları iyi işleyebilen güçlü memuru Gündüz Aktan’dı. Bunu bütün amirleri ve hatta Coşkun Kırca gibi müşkülpesent büyükelçiler bile ifade ederdi. Geniş tarih, coğrafya bilgisi vardı ve iyi bir hukukçu kafası oluşmuştu.

Türk milleti, davasının savunucusunu bulmuştu


Dosyasına hâkim memurlardandı, yani ilgili her şeyi okur ve hafızasında yerine koyardı. Sadece diplomatlar arasındaki müzakerelerde değil, entelektüeller arasındaki münazara ve görüşmelerde de değinilmeyen ve tabuları yıkan görüşleriyle tanınırdı; burada da oldukça cesur bir üslup sahibiydi. Nitekim kendisine karşı çıkanlar bu mantık, bu taviz vermez üslup ve bilgi karşısında ya dinlemeyi ya da saldırgan bir üslup takınmayı tercih etmiştir. Boş bidon çok ses çıkarır.
Dışişleri’nde 10 yıl büyükelçilik yaptı. Gittiği yerlerde iyi müzakereciliği dışında Türklerle kurduğu sıcak ilişkiler, isabetli idareciliği ile de tanındı. Bakanlıktan erken ayrılması o kurum için büyük bir kayıptır. Basında ve politika hayatında Türkiye’nin önemli meselelerinde bilgili ve düşünen biri olarak raporlar kaleme aldı.
Bütün diplomatlarımız gibi ASALA’nın şehit ettiği arkadaşlarının yarattığı dehşet ortamı içinde 1915 Ermeni tehcirinin ardını araştırmaya başladı. Soykırım iddiasını adil bir hukukçu ve zeki bir tarih gözlemcisinin raporlarıyla irdeledi. Büyükelçi Gündüz Aktan’ın tarih ve hukuk bilgisini birleştirmek ve o tarz bir diyalog kurmak muarızlarının erişebileceği bir noktanın üzerindeydi. En kritik noktalarda bilhassa dış dünyada itiraz edilemeyecek delilleri ileri sürdü. Türk milleti savunucusunu bulmuştu.
Perşembe günü onu Büyükada’ya götüren tekneye uğurladık. Hüzünlü bir vedalaşmaydı. Türk halkı davasını uygar, ilmi biçimde savunan büyükelçisini kaybetmiştir.

Bence cuma günü bir tören ve namazla İstanbul halkının bu müstesna evladıyla vedalaşması lazımdı.

Herhalde dostları onu çok özleyecek ama asıl yakın meslektaşları onun muhakeme ve bilgisini çok arayacak. Türkiye siyaseti aralarına geç katılıp kısa kalan bu milletvekilinin şahsında partizanlığı değil, davaları savunan bir milletvekilini unutamayacak. Büyükelçi Gündüz Aktan
bir sene içerisinde sadece partisinin değil, bütün muhalefetin gözdesi olmayı başarmıştı.
Hatta iktidar partisi bile onun adını hürmetle anardı. Dış akademik dünyada ise bence Gündüz Aktan’ın yazdıkları bir dosyanın
nasıl geliştirilip konuların ele alınacağı konusunda en iyi örnektir.
Perşembe günkü cenaze töreni kalabalıktı; her sınıf halktan ve yaştan kalabalıklar onu uğurladı. Millet kendine hizmet edeni ve onu temsil etmeyi bileni unutmaz.
Gündüz Aktan Avrupa ve Amerika üniversitelerinde okumadı ama bilgili ve güçlü bir diplomat diline sahipti. Bizim liselerimizde, bizim üniversitelerimizde okudu; yani Türkiye mamulâtı adamlarımızdandı ve beynelmilel niteliğe de sahipti. İnsanlar onun dostu olmak ve toplum olarak böyle bir münevvere sahip olmakla övüneceklerdir.

İlber Ortaylı - Milliyet
Yayın Tarihi : 23 Kasım 2008 Pazar 18:49:30
Güncelleme :23 Kasım 2008 Pazar 19:49:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?