14
Haziran
2025
Cumartesi
BÜROKRASİ-BÜROKRAT

Her bakanlık ayrı telden çalıyor

Her bakanlık ayrı telden çalıyor, kene can almaya devam ediyor

İlk olarak 2002'de ortaya çıkan kene vakasından bugüne kadar 140'ın üzerinde kişi hayatını kaybetti. Peki, çözümü yok mu? Var ama asıl sorun konunun tarafları arasında diyalog eksikliğinin bulunması ve her kesimin kendi çözümünü üretmeye çalışması.

Gündemdeki konular farklı. Ama gündemde olmayıp da bir o kadar da önemli bir başka konu daha var. Türkiye'nin gerçeği. Hem de acı gerçeği: Kene vakaları. Bir başka adıyla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi.
Eminim içinizden, "Bu da nereden çıktı şimdi, başka konu mu bulamadın yazacak" diye geçiriyorsunuzdur. Rakamlara bakınca -ki, sizlerle de paylaşacağım- olayın ne kadar vahim ve önemli olduğunu anlayacaksınız. Hani derler ya, "bir şeyler yapmalı"... İşte kene vakaları da aynen öyle.
Şimdi rakamlara bakalım. 2002-2003 yıllarında kene vakası sayısı 150 iken, ölüm sayısı 6 olmuş. 2004'te vaka sayısı 249'a çıkmış, 13 kişi hayatını kaybetmiş. 2005 yılında ise 266 vaka görülmüş, ölüm oranı 13 olmuş. 2007 ve 2008 yıllarında vaka sayısında ciddi artışlar yaşanmış. 2007'de 717, 2008'de 315 vaka görülmüş, ölüm sayısı ise 2007'de 33, 2008'de 135 olmuş. 2009 yılının ilk beş aylık döneminde de 5 kişi hayatını kaybetmiş.
Uzun lafın kısası ilk olarak 2002 yılında ortaya çıkan kene vakası her geçen yıl artış göstermiş. Bugüne kadar 100 köyde toplam 2315 hastalık görülmüş ve 140'ın üzerinde kişi de hayatını kaybetmiş.
Rakamlar çarpıcı değil mi? Hiç de öyle yabana atılacak, göz ardı edilecek gibi değil.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden Prof. Dr. Zafer Karaer, bu konuda uzman bir isim.

Vaka sayısı artıyor
Zafer Karaer, kene olaylarına doğru noktadan bakılmadığından şikâyet ediyor. Karaer, geçen yılın temmuz ayında, bu yıl için kene vakalarının artacağı tespitini yapmış. "Gerçekten de bu sene baktığımızda kene vakası sayısında katlamalı bir artış var" diyor Karaer ve "Kene tutan insan sayısı olarak 2008 yılının nisan ayında 40 civarında olduğu halde, 2009 yılının nisan ayında bu sayının 185'ler civarına ulaştığı görülüyor. Demek ki, biz olayı doğru noktalarda ele alıp, doğru şekilde olayın üzerine gidemiyoruz" şeklinde konuşuyor.
Zafer Karaer'e göre kene konusunu uzun yıllar tartışmaya devam edeceğiz. Çünkü, çözüm ile ilişkili olarak yapılanların daha çok çözümsüzlüğe neden olduğunu savunuyor Karaer ve konuyla ilgili sorumlu bakanlıklar arasında diyalog eksikliğine dikkat çekiyor.
Bu bakanlıklar da Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı. Karaer, bu bakanlıklar arasında diyalog eksikliği, koordinasyonsuzluk olduğunun altını çiziyor ve şöyle devam ediyor:

Her kafadan ayrı ses çıkıyor
"Burada bizim yapabileceğimiz en kolay şey, bir kere bir araya gelmeyi bileceğiz. Bütün bakanlıklar olsun, dekanlıklar olsun, özellikle bir de belediyeler var. Yani kentsel alanda bu işlerle ilgili girişimlerde bulunan belediyeler var. Bunların hepsi birbirinden bağımsız bir şekilde, genel olarak kendi başlarına iş yapıyorlar. Bir plan dahilinde yapılan bir iş yok."
Zafer Karaer'e çözümün ne olduğunu da soruyorum. "Bilimden geçiyor. Bilimsel çalışmalar yapılmalı" diyerek başlıyor anlatmaya ve tüm kesimlerin bir araya gelmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ardından da yapılması gerekenleri sıralıyor: "Bir kere Türkiye'de kene faunasını kimse bilmiyor. Yani, Türkiye'de hangi kene türleri var, ne zaman ortaya çıkıyor, ne zaman kayboluyor, ne gibi mevsimsel aktiviteleri var. Bunlar bilinmiyor. Mesela, dünyada 890 tane kene türü var. Türkiye'de bunların 30 tanesi bulunuyor. Bu hastalığı taşıyan tek tür bir kene tespit edilmiş. Ancak dünyada tespit edilen 7 tane daha tür var. Burada Türkiye'de bunlardan 3-4 tanesi var. Yani yeterli kene araştırmamız yok. Bugüne kadar Türkiye'de 30 tane kene çalışması yapılmıştır. Bunun yüzde 90'ı İç Anadolu Bölgesi'nde. Yani Ankara'da yapılmış. Kars'takini, Edirne'dekini bilmiyoruz. Benim demek istediğim bilimsel çalışmalar yapmak gerekmektedir. Burada hastalık taşıyan kenelerin bölgesel tespiti, Türkiye'de hastalıklara karşı aşı çalışmaları yani bunların hepsi yapılması gereklidir."
Görünen o ki, kene konusunda kelimenin tam anlamıyla bir keşmekeşlik yaşanıyor. Herkes kendine göre çözüm bulmaya ve mücadele etmeye çalışıyor. Ama her kafadan bir ses çıktığı ve ortak bir hareket olmadığı için bugüne kadar 140'ın üzerinde insan hayatını kaybetti.
İşin kötüsü, uzmanların da söylediği gibi biz bundan sonra da bu kene vakasını konuşacağız. Yine anladığım kadarıyla biz bundan sonra da kenenin neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına çok can vereceğiz.

Noyan Doğan-Referans
Yayın Tarihi : 8 Temmuz 2009 Çarşamba 16:18:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?