Ziyaretçi valiye ceza

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ı makamında ziyaret eden eski Bolu Valisi Ali Serindağ’a, müfettişlerin “Suç yoktur” yönündeki görüşüne karşın “kınama” cezası verdi. Serindağ’la sohbeti Vakit gazetesinde yayımlanınca, Sav, yasadışı olarak dinlendiğini iddia etmişti.

İçişleri Bakanlığı, Sav’ın yasadışı olarak dinlendiği iddiasının ardından olayı incelemek için müfettiş görevlendirdi. Olayı inceleyen müfettişler, Sav’ın iddiasının doğru olmadığını, kamuoyuna yansıyan görüşmenin Sav’ın cep telefonunu dikkatsiz biçimde kullanmasından kaynaklandığını belirledi. Atalay, müfettişlerin bu çalışmasının ardından, bu kez Serindağ’a yönelik olarak disiplin incelemesi yapılması talimatını verdi.
Serindağ ile diğer tanıkların bilgisine başvuran müfettişler, hazırladıkları sonuç raporunda, “Serindağ’ın, CHP Genel Merkezi’nde Sav ile görüşmesinde herhangi bir disiplin suçunun işlenmediği” saptamasında bulundu.
Disiplin incelemesinin sürdüğü dönemde, valiler kararnamesiyle merkeze alınan Serindağ hakkında gerekli işlemin yapıldığını kaydeden müfettişler, Serindağ’a herhangi bir ceza verilmesine gerek olmadığını bildirdi.
Valilerin 1. derecede sicil amiri olması nedeniyle yetkisini kullanan Atalay, müfettişlerin görüşüne karşın Serindağ’a “kınama” cezası verdi. Ceza kararı, bakanlık tarafından Serindağ’a tebliğ edildi.

Sicil amiri bakan

Atalay’ın, müfettiş raporunda ceza istenmemesine karşın kendi inisiyatifini kullanarak disiplin cezası vermesi dikkat çekti. Devlet memurlarına uygulanan disiplin cezaları arasında yer alan kınama cezası, idari yargı tarafından bozulamadığı için idarenin en çok tercih ettiği bir ceza türü. Bu durum, görevi sırasında kınama cezası alan devlet memuru için daha sonraki görevlendirmeleri sırasında sicil sorunlarına yol açıyor.
Serindağ’ın CHP ziyaretine kınama cezası verilmesine karşın, temmuzda yapılan Fethullah Gülen cemaatine yakın Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Abant Platformu’na katılan ve orada “farklı bir siyasi üslup” kullanan Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar’ın ise bir incelemeye bile muhatap olmaması dikkat çekti.