İNŞAAT SEKTÖRÜNE DİKKAT EDİN
Ekonomideki büyümenin öncü sektörlerinden biri inşaat sektörüdür. 2004’te büyük ivme kazanan sektör sıkıntılı günler geçiriyor ve durgunluk önlenemezse katkı sağladığı yan kollarda da 500’e yakın mal üreten ve satan sanayici, tüccar ve esnafı perişan edecektir. İşsizliği ise daha da artıracaktır.
İnşaat sektöründe, bir taraftan girdi maliyetlerindeki artış, diğer taraftan ekonomide yaşanan belirsizlik sonucu zor günler yaşanıyor. Konut satışları azalmadı, tamamen durdu. Öz sermayeden ziyade konut satışlarından elde edilecek finansmanla proje üretenler bir bir iflas ediyor. Konut alanlar da, pembe boyalı evlerini ancak kurdukları hayallerde görebiliyorlar.
İstanbul’da yükselen prestijli binalar hariç, inşaat projeleri tamamen durma noktasına geldi. Satış ofislerine uğrayan yok. Buna rağmen girdi maliyetleri hızla artıyor. Demir 600 YTL’den 2 bin YTL’ye kadar yükseldi. Şimdilerde ise 1.450 YTL’de durmuş gibi. Girdi maliyetlerindeki artış demirle sınırlı değil. Tüm girdilerin fiyatları arttı. Sektörde işler iyi iken, fiyatları artırmak için suni olarak arzını daraltan çimento sektöründe ise, nedense fiyatlar gerilemiş durumda. Buna rağmen çimentocuların kapısını çalan yok.
İnşaat sektöründe yaşanan bu daralma, sadece inşaatçıları sıkıntıya sokmadı. Bildiğiniz gibi inşaat sektörüne mal satan 500 civarında mal kalemi var. Onların tamamında hayat durdu. Yaprak kımıldamıyor. Boyacısı, parkecisi, seramikçisi, PVC’cisi, camcısı, mutfakçısı, banyocusu, çivicisi, kerestecisi ve daha nicesi siftah yapmıyor. Ellerindeki ödenmeyen çek ve protestolu senet sayısı da artıyor. Bu sektörlerin tamamının gözü, inşaat sektörünün yeniden canlanmasında. Ancak pek umut da yok gibi.
TOKİ müteahhitleri daha da zorda. Devlete yol ve baraj yapan müteahhitlerin ise, artan maliyetler sonucu aldıkları fiyatla işi bitirmeleri mümkün değil. TOKİ ve devlet müteahhitleri bir bir iflas ediyor. Gücü yerinde olan müteahhitler ise, ceptekine sarılmış durumda. Nereye kadar dayanabilirler, tahmin etmek çok zor. Kimileriniz, bana ne, onlar yıllarca devletin sırtından para kazanmadılar mı diyecektir. Haklıdırlar, ancak iş o kadar kolay değil. Bu kez sıkıntı ülke ekonomisini tehdit eder boyutta. İnşaat işçileri, iş olmayınca kendileri yiyecek ekmek bulamadıkları gibi, onlardan gelecek birkaç kuruşu bekleyen aileleri de aç ve susuz.
İnşaat sektörüne mutlaka eğilinmeli. Sektörü ayağa kaldıracak planları devreye sokmak lazım. Sektöre uzun veya orta vadeli finans sağlanmalı. Konut sahibi olmak isteyenlere düşük faizli ve uzun vadeli konut kredisi verilmeli. Gerekirse konut alıcıları için devlet sübvansiyonları sağlanmalı. Hem insanlar konut sahibi olur. Hem de yarım kalan inşaat projeleri yeniden hayatiyet kazanır. Bu sektörde çalışan yüz binlerce inşaat işçisi de işsiz kalmaz.
Sorun ciddi. Önlem alınmaz ise yarın çok geç olabilir.
