Kentin geleceğini belirleyen 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı eleştirilerin hedefi oluyor. Birçok meslek odası plandaki kararlara karşı çıkarken, en çok Silivri’ye havaalanı yapılmasına itiraz geliyor. Şu anda askıda olan plana kişi ve kurumların itiraz ve dava açma hakkı bulunuyor.
1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, , tartışmaları da beraberinde getirdi. İstanbul için hayati bir önem taşıyan ve kentin anayasası olarak nitelendirilen plan gelecekte kentin nasıl bir kimliğe bürüneceğini belirlemesi bakımından önem taşıyor. Yıllardan beri üzerinde çalışılan ve nerdeyse yap-boz’a dönen planın ilgili meslek odalarından yeterli görüş alınmadan ve aceleyle çıkarıldığı yönünde eleştiriler artıyor.
Yıllardan beri aldığı yoğun göç ve beraberinde gelen çarpık yapılaşmayla büyük bir deformasyona uğrayan kentin plansızlığının bu planla giderilemeyeceği, aksine planın ciddi sorunlar doğuracağı öne sürülüyor.Bu planın hazırlanma aşamasında Elektrik Mühendisleri, Harita ve Kadastro Mühendisleri, Jeofizik Mühendisleri, Maden Mühendisleri, Şehir Plancıları ve Mimarlar Odası gibi pek çok meslek odasının yer almadığı iddia edilirken, Silivri’de üçüncü bir havalimanı yapılmasının yaratabileceği tahribat endişeleri artırıyor. 25 kilometre ileride Avrupa standartlarında Çorlu Havalimanı varken, birinci derecede korunması gereken tarım alam olan Silivri’de havalimanı yapılmasının bölgeyi tahrip edeceği düşünülüyor.
TMMOB’ye bağlı meslek odaları planın onaylanmasının ardından yayınladıkları ortak bildiride, planın yanıltıcı bir katılımcılık ve şeffaflık maskesiyle onaylandığını savundular.
Daha önce iptal edilen plandaki sakıncalı planlama yaklaşımının yeni onaylanan plana da aynen yansıdığı vurgulanırken, yeni planın da aynen iptal edilen plan gibi, teknik olarak yeterli olmayan, kente insan öncelikli değil, rant ve pazarlama öncelikli bakan bir yaklaşımın ürünü olduğu belirtildi. Ayrıca kentin gelişmesini daha da olumsuz yönlere çekecek plan kararlarının yeni planda da yer aldığı dile getirildi.
Küçükçekmece su havzasından çıkıyor
Yeni planda Küçükçekmece içme suyu havzası olmaktan çıkarıldı. 1 ve 2. derece arkeolojik sit alanı olan gölün batı yakasının tamamı da üniversite alanı olarak gösterildi. Kazılar sonucunda İstanbul için son derece önemli ve çarpıcı verilere ulaşılan bu alan plan raporlarında da vurgulandığı gibi İstanbul’un ekolojik ve biyolojik önem taşıyan doğal yaşam mekanları arasında yer alıyor. Ayrıca, Büyükçekmece ve Küçükçekmece gölleri planlama bölgesinin en önemli su toplama havzalarının ve su yüzeylerinin başında geliyor. Bu çerçevede alınan kararlar tarihi, kültürel ve doğal değerler üzerinde geri dönüşü olmayan tahribatlara neden olacaktır.
Ataşehir’in batısı ticaret alanına döndü
Merkezi hükümet tarafından bir üst plana dayanmaksızın gündeme getirilen Kartal, Zeyport, Haydarpaşa gibi birçok kentsel dönüşüm projesi, iptal edilen planda yer aldığı gibi yeni planda da yer alıyor. Yeni plan, buna ilaveler de getiriyor, iptal edilen planda konut alanı olan Ataşehir’in batı yakasının, yeni planda ‘1. Derece Ticaret ve Hizmet Merkezi’ne dönüştürülüyor, iptal edilen 1/100.00 ölçekli planda konut alanı olan Ataşehir’in Batı yakası, plan kararları hiçe sayılarak, 1/5.000 ve 1/1.000 ölçekli planlarla MİA (Merkezi İş Alanı) olarak planlandı.
Onaylanan yeni 1/100.000 İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda da, bu karara aynen uyularak, bu alan, konuttan ‘1. Derece Ticaret ve Hizmet Merkezi’ne dönüştürüldü.
Planda, ‘Doğal yapı eşik sentezi’ paftasında ‘mutlak korunacak alan’ olarak gösterilen alanlarda yapılaşmaya açıldı. Bu alanların hemen hepsi, yeni planda fonksiyonlarında değişiklik olmakla birlikte, yapılaşmaya açık alanlar olarak planlandı. Bu arada, eski plana altlık olarak hazırlanan ‘Doğal yapı eşik sentezi-1′ paftasında da değişiklik yapıldığı; ‘mutlak korunacak alan’ olarak gösterilen bazı alanların, ‘mutlak korunacak alan’ statüsünden çıkarıldığı; Değirmenköy ve Çanta’daki konut alanlarının da bu çerçevede statüsü değiştirilmiş alan üzerinde yer aldıkları görülüyor.
3. havaalanı tarım alanını yok edecek
Yeni planda, Batı yakasında, Silivri’de, E-5 kuzeyinde,’tarımsal niteliği korunacak alan’ üzerinde İstanbul için üçüncü bir havalimanı kararı getirildi. Bu kararın planlama süreci sonunda oluşmuş bir karar olmadığı açıktır, iptal edilen planda böyle bir karar söz konusu olmadığı gibi, devam edilen plan çalışmaları sürecinin hiçbir aşamasında da böyle bir ihtiyacın söz konusu olmadığı biliniyor.
Fakat Ulaştırma Bakanlığı üçüncü bir havalimanı yapılacağını açıkladı. Yani, yine planlama bütününden uzak biçimde merkezi hükümet tarafından gündeme getirilen ve yerel yönetim tarafından da hemen plana işlenen bir yatırım kararı söz konusu. Plandaki bu ihtiyaç dışı yeni havalimanı korunması gerekli alanları cazibe merkezleri haline getirecek bir konumdadır ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nın Kurtköy ve çevresinde yarattığı gelişmelerin ve doğal ve tarım alanlarındaki tahribatın bu alanlarda da yaratılmasına neden olacaktır.
Kuzeye kentsel donatı alanı
Yeni plandaki bir başka sakıncalı karar örneği de, batı yakasında, kentin kuzeyinde, iki baraj havzası arasında, ‘Tarımsal karakteri korunacak alan’ üzerinde yer alan ‘Kentsel ve bölgesel donatı alanı’dır. Planın 2008 Aralık ayında meclise giren şeklinde, bu alan üniversite alanı olarak gösterilmişti.
Onaylanan planda ise ‘Kentsel ve bölgesel donatı alanı’ olarak gösterildi. Hâlbuki bu alanın etrafında herhangi bir yerleşme bulunmazken, aksine korunacak alanlarla çevrilidir.
Bu alana bu tür bir donatı alanı gelmesine ihtiyaç olmadığı gibi, mutlak korunması gereken bir alanda bir çekim merkezi yaratmak doğal değerlerde tahribata neden olacaktır.
Orman alanları tehdit altında
Kentin yaşam kaynaklarının, ormanlarının, içme suyu havzalarının korunması, bunun için kentin kuzeye doğru gelişiminin engellenmesinden söz edilen plan raporlarının aksine, iptal edilen eski planda olduğu gibi, yeni planda da kuzeye gelişime yol açacak plan kararları yer alıyor. Yeni planda iptal edilen plandakilere yeni sakıncalı plan kararları da ilave edilmiş.
Ümraniye’de, hem de 2-B arazisi üzerine ticaret ve hizmet alt merkezi kararı getirildiği görülüyor. Bu alan, 2-B alanı olmanın ötesinde, Elmalı içme suyu havzası ve orman alanına komşudur. Bu karar, yaratacağı çekim alanı ile kuzeye doğru gelişimi teşvik ederek, içme suyu havzası ve orman alanlarında yeni yapılaşmalara ve dolayısıyla ciddi tahribata neden olacaktır.
“Planı inceliyoruz, gerekirse dava açacağız”
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkam Erhan Demirdizen, 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Planı hazırlanırken, görüşlerini bildirdiklerini belirterek,” Fakat plan onaylanırken bize hiçbir şekilde görüşleriniz dikkate alındı ya da alınmadı gibi bir açıklama yapılmadı. Bu nedenle hangi görüşlerimiz dikkate alınmadı bilmiyoruz” dedi.
Demirdizen, planın son halini askıda gördüklerini vurgulayarak, “Bu plan hazırlanırken birinci muhatap olmalıydık. Şu anda planı ayrıntılarıyla inceliyoruz. Ayrıca İstanbul’daki tüm şehir plancılarının katılacağı bir istişare toplantısı düzenleyeceğiz ve bir eylem plan hazırlayacağız” diye konuştu.
Planla ilgili incelemelerin ardından gerekirse itirazlarda bulunacaklarını açıklayan Erhan Demirdizen, itirazların dikkate alınmaması durumunda da dava açacaklarını söyledi. Demirdizen, planla ilgili olarak en fazla Silivri’ye yapılması planlanan üçüncü havaalanının kendilerini rahatsız ettiğinin altını çizerek, şunları söyledi:
“Daha önce iptal edilen planda Silivri’ye havaalanı yapılmasıyla ilgili bir karar yok. Bu planda birden karşımıza üçüncü havaalanı çıktı. Fakat havaalanı yapılmak istenen bölge hem tarım arazisi hem de su havzalarından oluşuyor. Bu karar bölgenin bu özelliğinin tamamen yok olmasına neden olur. Zaten Çorlu’da bir havalimanı var.”
Erhan Demirdizen, son günlerde tartışılan boğaza üçüncü köprü yapılmasıyla ilgili olarak da şöyle konuştu: „
“Eğer boğaza üçüncü bir köprü yapılacaksa bunun mutlaka planda yer alması gerekiyor. Bu saatten sonra plana bu derecede büyük bir eklenti yapılması ise plan geçersiz kılar. Çünkü üçüncü köprü gibi büyük ölçekli, kentin kuzeyinde orman alanları ve su havzalarını etkileyecek bir projenin eklenmesi planın bütünlüğünü bozar.
Önceden hiçbir teknik çalışma yapılmadan köprüyle ilgili karar plana eklenmemeli. Bu en baştan planlanmalıydı. Bu karar kentin tüm dengesini bozar ve kuzeye doğru gelişmeyi tetikler. Orman alanları ve su havzaları yok olur. Üçüncü köprü ulaşım açısından ikna edici bir çözüm değil, siyasi bir karardır. Eğer üçüncü köprü plana eklenirse mutlaka dava açacağız.”
Plan askıda bekliyor, herkes itiraz edebilir
Bu önemli planın uzun bir geçmişi bulunuyor. Plan ilk olarak 22.08.2006 tarihinde onaylandı. Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı meslek odaları tarafından 1/1000.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı hakkında iptal davaları açıldı. Böylece plan, 21.03.2008 tarihinde yargı kararı ile iptal edildi.
Bu sürecin ardından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1/100.000 ölçekli plan üzerinde yeniden çalışmaya başladı. Ardından Şehir Planlama Müdürlüğü’nün, 14.07.2008 tarihli yazısı ile 1/100.000 İstanbul il Çevre Düzeni Planı revizyon çalışmaları tamamlandı ve plan onay için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ne gönderildi.
Bu süreç sonunda hazırlanan 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı, 13.02.2009 tarihinde oy çokluğu ile onaylandı. Plan son olarak, 15.06.2009 tarihinde Büyükşehir Belediye Başkan Kadir Topbaş tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.
Plan şu anda askıda bulunuyor. Kişi ve kuruluşlar yanlış buldukları konularda plana itiraz edebiliyor. 16 Ağustos’a kadar askıda kalacak plana ilişkin yapılan itirazları belediyenin 2 ay içinde, 16 Ekim’e kadar olumlu ya da olumsuz olarak dikkate alması gerekiyor. Eğer bu süreye kadar cevap gelmemesi durumun-daysa 2 ay içinde yani 16 Aralık tarihine kadar dava açılabiliyor.