16
Mayıs
2024
Perşembe
EMLAK-KONUT

Ahmakların cenneti dönemi bitiyor

Adanır, "Düşük faiz ve likidite bolluğu ortamının yarattığı 'Ahmaklar dönemi' bitiyor. Kredi piyasalarında oyunun kuralları değişiyor" dedi.

Akbank Yönetim Kurulu'na murahhas üye olarak atanan Bülent Adanır, 'mortgage krizi'ni değerlendirdi. Adanır, "Yaşanan duruma 'Ahmakların cenneti' deniliyor. Düşük faiz şartlarında ortaya çıkan bir durum. Bu dönemde herkesin sorumluluğu var. Şirket veya kişi ödeyemeyeceği kadar kredi alıyor. Banka veriyor. Düzenleyici kurumlar göz yumuyor. Dolayısıyla herkes suçlu" dedi. Adanır, şöyle dedi:
"Her zaman böyledir. Faizler yükselirse tasarruf artar. 100 dolara 1 dolar faiz vererek tasarruf ettiremezsiniz. Faiz düşerse tasarruf olmaz. İnsanlar para harcar, kredi alır. Faizler düştü. Dünyada büyük bir likidite fazlalığı vardı. İnsanlar devamlı bir şeyler almaya başladı. Konut değerlerinde hızlı artış oldu.
Bu köpükte bankalar kredibiletisi zayıflara da kredi verdi. Kredibilitesi iyi olanların konutlarının değeri artınca ilave kredi verildi ve menkul kıymetleştirildi. Müşterinin kazancına bakılmadı. Riskli ürünler çıktı. Faizler 2.5 gibiyse gidiyor. Buna 'Ahmakların cenneti' durumu deniliyor. Faizler yüzde 5'e çıkınca her şey değişmeye başlıyor."

'Düşüşün sürmesi kötü'
Konut fiyatlarının düşmeye devam ettiğini ve kredi teminatlarındaki erimenin sürdüğünü belirten Adanır, ABD Merkez Bankası'nın da (FED) bunun için endişeli olduğunu söyledi. Adanır, "Düşüşün devam ediyor olması tehlikeli. FED, faizleri düşürerek teminat erimesini engellemeye çalışıyor. Bu yılın 3'üncü çeyrek rakamları biliniyor. 73.5 milyar dolar zarar vardı. Son açıklamalarla bu biraz daha arttı. 4'üncü çeyrek rakamları açıklanınca zararın büyüdüğü görülecek. Korku reel sektöre sıçramasında" diye konuştu.

Türkiye'de çok sorun olmaz
Adanır, krizin Türkiye'ye etkileri konusunda da şu değerlendirkeyi yaptı:
"Türkiye'de mortgage kredilerine dayalıçıkarılmış menkul kıymetler yok. Bankalar tüccar işlemi yapmıyor. Türkiye'de konut kredisinde müşteri yüzde 20-30'unu kendi ödüyor. Değişken faizlilerde, faizler artınca sorun olabilir ama bizde faizler aşağı gidiyor.
Asıl etkisi banka ve şirketlerin kredileri ile ilgili olabilir. Bankaların 2008'de 10 milyar dolar sendikasyonu var. Bol likidite ortamı yok. İyi tarafı, ödemelerin büyük kısmı 2008 ikinci yarısında. Çünkü 2008 ilk yarıda bu sorunun geride kalacağını tahmin ediyorum. Ancak oyunun kuralları değişiyor. Dış kredilerde maliyetler artacaktır. Ancak Türkiye'de ekonomi yavaşladı. Merkez Bankası'nın faizleri yukarı çekmesi çok olası değil. Bu nedenle YTL'de maliyetlerin artacağını sanmıyorum. Konut kredilerinin de büyük bölümü YTL."

Bülent Adanır kimdir?

Akbank'ın yeni yönetim kurulu üyesi Bülent Adanır, "28 yıllık bankacıyım. Bunun 26 yılı Citibank'ta geçti. 1 ay önce Akbank'ta göreve başladım. Banka yönetiminde Citibank'ı temsilen bulunmuyorum. Transfer oldum denilebilir. Türkiye bilmediğim bir piyasa değil" dedi.
1981'de Citibank Kurumsal Bankacılık Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak göreve başlayan Bülent Adanır, 1997'de adını Citi olarak değiştiren Citigroup'un Londra merkezine atandı.
Adanır, 2007 yılına kadar Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgeleri risk yönetimi ve kredi risk denetimi alanlarında üst düzey yönetici olarak çalıştı ve bu bölümde devletler ve devlet kuruluşlarına (KİT'ler) verilen kredilerden sorumlu olarak görev yaptı.

Adım adım subprime sorunu

Nasıl başladı?
Faizler düştü, likidite fazlalığı oluştu
Konut değerleri hızlı arttı.
İlk defa borçlananlar, ödeme kapasitelerinin üstünde borçlandılar.
Kredi kullanmış olanlar, konutlarındaki fiyat artışı kadar ilave kredi aldı.
Finans kuruluşlarında yaklaşım değişikliği oldu. Bankalar faaliyet dışı gelirlere yöneldi. Kredi alacaklarını finansal ürünlere dönüştürüp sattılar. Ön ödemesiz ve anapara ödemesi olmadan sadece faiz ödemesine dayalı kredilendirmeler yapıldı.
Buna bağlı olarak yüksek riskli finansman ürünleri çıktı. SIV'ler (Structured Investment Vehicles-Yapılandırılmış Yatırım Araçları) kanalı ile bu tür porföyler hızla büyüdü. 2000-2006 döneminde subprime kredilerin toplam kredilerdeki payı yüzde 3'ten yüzde 14'e çıktı. (Bunların yüzde 50'si değişken faizli)
Konut balonu rekor düzeyde borçlanmaya sebep oldu.

Neler oldu?
Balon hava kaçırmaya başlayınca, kendilerini kısa vadeli fonlayan SIV'ler problemin derinleşmesine neden oldu
SIV'lerin aktif değerleri yüzde 30 ile 50 oranında değer kaybetti. Başka bir ifade ile krediler kullandırılırken teminat kabul edilen konutların değerlerinde aşınma oldu.
500 bin ev icra yoluyla satışa çıkarıldı.
Bankalararası piyasa dondu.
Paket halinde kredi satışı başladı.
Bankalar 'Kaldıraç Finansmanı - Leverage Finance' birimlerini kapatmaya başladılar.

Zarar bilançosu ve önlemler...

Krizin boyutu ile ilgili beklentiler çeşitli. UBS'in açıkladığı 10 milyar dolarlık "batık" ile birlikte dünya finans sisteminin yazdığı zarar 100 milyar dolara ulaştı. En az 150 milyar dolara ulaşması beklenen subprime kredi zararlarının 400 milyar dolara ulaşabileceği de tahmin ediliyor.
Bu ABD milli gelirinin yüzde 1'i ile yüzde 3'ü arasında bir büyüklüğe denk geliyor.
Ancak, düşmeye devam eden konut fiyatları nedeniyle bankaların zarar yazmaya devam edecekleri, zararların daha yüksek olabileceği de telaffuz ediliyor.

2008'de 2 milyon kişinin konut kredisi faizlerinin yeniden ayarlanması ve konut fiyatları düştüğü için 500 bin kişinin ödeme problemi yaşaması bekleniyor.
Bu aşağı yönlü gidişatı durdurmak için konut kredisi fazilerinin dondurulması gibi önlemler alınmaya çalışılıyor.

Milliyet
Yayın Tarihi : 17 Aralık 2007 Pazartesi 18:13:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?