18
Mayıs
2024
Cumartesi
EMLAK-KONUT

Mortgage'ye TDK engeli

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Doç. Dr. Abdüllatif Şener, Mortgage sistemine verilen ismin, Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından kabul görmediğini, bu yüzden sistemin isminin "Uzun Dönemde Konut Edindirme Sistemi" (UDKE) olarak değiştirildiğini söyledi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, İstanbul Ticaret Üniversitesi Eminönü Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen "V. Ulusal Üretim Araştırmaları Sempozyumu"na katıldı. Sempozyumda Şener'in yanı sıra, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı eski büyükelçi Sönmez Köksal ile çok sayıda davetli hazır bulundu.

Konferansın açılış konuşmasını yapan İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, üretimin küreselleştiğine değinerek, "Bugün ne üretim ne de sermaye sınır tanıyor. Bizim de kendimizi ona göre gruplandırmamız gerek. Pazar sınır tanımıyorsa, biz dünya üzerinde rekabetçi olmak zorundayız. Eğer finans ve sermaye sınır tanımıyorsa, biz bırakın yerli sermayeyi, yurt dışındaki sermayeyi ülkeye getirmek için elimizden geleni yapmalıyız. Eğer sınır tanımıyorsa, biz üretimimizi o kadar verimli hale getirmeliyiz ki, dünyanın diğer ülkelerindeki üretim araçlarıyla rekabet eder hale gelmeliyiz. Geleceği iyi olan ülkeler, sınır tanımayan ekonominin gereğini yerine getirilen ülkelerdir" dedi.

Daha sonra söz alan İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Sönmez Köksal, üretim olmadan katma değer olmadan ülkenin refah düzeyine ulaşamayacağının altını çizerek, "Küreselleşmeden katılmayı amaçladığımız AB'den, ulusumuzun refahını en üst düzeyde arttıracak şekilde yararlanmanın yolu, imalat ve hizmet sektörümüzün bir bütün olarak rekabet gücünü geliştirmekten geçer. Küresel rekabetin yararlarını yeryüzünde yaşayan 6 milyar insan birlikte hissetmelidir. Artık insanlar ya da ülkeler kendilerince koydukları statülerde mutlu ve başarılı olarak dünyadan kopmaksızın çalışmak zorundadır. Değişim içinde ayakta kalabilmenin yolu, değişime iyi uymak, dünyanın gidişini iyi görmek ve daha büyük ülkelerden, uluslardan daha iyi avantajlarla ortaya çıkabilmektir. Yapılan hesaplar açıkça şunu göstermektedir. Eğer bir ülke, dünyadaki diğer ülkelere göre küçük bir dezavantaja düşerse, o ülke uzun dönemde ekonomik ve sosyal bakımdan çöküntüye düşer" diye konuştu.

"KALICI MUTLULUK İÇİN KALICI DOĞRULARI YAPMAK ZORUNDAYIZ"

Son olarak söz alan Bakan Abdüllatif Şener ise "Bu ülkenin geleceğinden sorumlu bilim adamları, öğretim üyeleri, siyasiler ve yöneticiler olarak aldığımız kararları doğru almak, küresel rekabette avantajlarımızın ne olacağını sürekli olarak tartışmak, bu konuda bilgilerimizi yenilemek ve güçlü olarak geleceğe yürümek zorundayız. Popülist, günü kurtarmaya yönelik arayışlarla politikalar aslında ülkelere fayda getirmez. Ülkelerin refah düzeylerini arttırmaz. Sorumluluk duygusu içinde olanların karar mekanizmaları içinde yer almaları, sadece kendi yönetimi dönemlerinde olaylara bakmaları ve geleceği aydınlatmaları gerekmektedir. Son dönemlerde izlenen ekonomik politikaların özünde bu vardır. Ülkenin kaynaklarını israf edecek uygulamalarla, insanları kısa sürede mutlu da etseniz, bu mutluluk kalıcı olmaz. O halde, kalıcı mutluluk için kalıcı doğruları yapmak zorundayız" açıklamalarında bulundu.

Şener sözlerine şöyle devam etti: "Yapacağımız her işin ülke açısından bir kaynak sağlaması gerekmektedir. İzlenen politikaların hedefi de budur. Bu politika ülkeye ekonomik istikrarı yakalatmışsa, enflasyon ortamını tasfiye etmeyi başarmışsa, o ülke geleceğe umutla bakmaktadır. Bizim jenerasyon dahi, düşük enflasyonu görmemiştir. Türkiye, tek rakamlı bir enflasyonu hatırlamıyor. Böyle bir ortam, fiyat istikrarının olmadığı, insanların gelecekle ilgili kararları sağlıklı bir şekilde göremediği bir ortamdı. Bizim zamanımızda bu ortamın ekonomik büyümeyi tetiklediği söylenirdi. Ancak gördük ki yaşanan üç basamaklı enflasyona rağmen, ülke ekonomisinde bir büyüme yok. Ancak şu anda yıllık enflasyonu yüzde 7.5'tur. Ancak, son 3 yılda ekonomimizdeki büyüme yüzde 25 olmuştur. 1953'ten beri Türkiye, karşılaştığı en yüksek büyüme oranını yakalamıştır. Son yıllarda yabancı sermaye girişlerinde önemli artışlar oldu. Bundan önce sürekli yıllık bir milyar doların altında seyreden yabancı sermaye, son yıllarda artmaya başladı. 2005 yılında 3 milyar dolara yakın yabancı sermaye girişi gerçekleşmiştir. 2005 yılı sonu itibariyle bu girişi yüksek düzeyde yabancı sermaye girişini yakalayabileceğimizi söyleyebilirim. Önümüzdeki 3 yıl içinde toplam 15 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye girişi hedeflenmiştir. Nitekim bu hedefin yakalanacağı, hatta geçileceği anlaşılmaktadır".

Türkiye'nin önündeki en önemli sorunun kayıt dışı olduğunun altını çizen Bakan Şener, "Buna yönelik çok yönlü çalışmalarımız var. Nitekim Mortgage sisteminde de insanlar yüksek kredi alabilmek için, alacakları evlerin değerini tam olarak bildirmek zorunda. Bu da kayıt dışının aşılmasını sağlayacak. Kaçak konutlar, imar planlarına aykırı konutlar bu sistemden yararlanamayacaktır" dedi.

"DEPREME DAYANIKLI OLMAYAN KONUT, BU SİSTEMDEN YARARLANAMAZ"

Konuşmaların ardından sempozyuma kısa bir süre ara verildi. Bu sırada gazetecilerin Mortgage sistemiyle ilgili sorularını yanıtlayan Şener, imara aykırı, deprem yönetmeliğine aykırı kaçak binaların bu sistemden yararlanamayacağını belirterek, "Olaylar yalın bir şekilde, matematiksel formüller koymaya elverişli değil. Faiz oranları piyasada belirlenir. Aslında bu kavramı da değiştirmek gerekir. Yasa tasarısı meclise gitmiştir. Gündemde bazı tartışmalar vardır. Batıda ve dünyada buna 'Mortgage' deniliyor. Ancak Türk Dil Kurumu Başkanı bir yazı göndermiştir. Mortgage kelimesinin Türkçe karşılığının 'tutulu satış' olduğunu söyleyerek, bu ifadenin kullanılmasının doğru olacağını belirtmiştir. Bazı köşe yazarları farklı isim önerilerinde bulundu. Bugün bir hocamız bize bir öneride bulundu. 'Mortgage demeyelim, UDKE diyelim. yani Uzun Dönemli Konut Edindirme Sistemi.' Ben de bu ismi beğendim, bundan sonra bu ifadeyi kullanmaya çalışacağım. Bu ismin yerleşip yerleşmeyeceği, basın ve kamuoyunun takdirine kalmış, bulunduğumuz noktanın tasarısı, TBMM'ye gönderilmiştir. Bu tasarı Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülecek. 2006 yılının ilk aylarında, bu yasalaşma yürürlüğe girecektir. Fazla bir zaman yok, 2006 yılında UDKE'ye geçiş yapabilecek durumdayız" ifadelerini kullandı.

Şener, sistemin yürürlüğe girdiği zaman konut faizleri oranlarının ne olacağını şu şekilde açıkladı: "Çok yönlü dengeler var. Birincisi UDKE ile birlikte konut talebi artacak. Bu uzun vadede konut arzını da arttıracaktır. Ama kısa dönemde, konut talebi üstündeki baskı ve artış daha belirgin hale gelecektir. Biz baskıyı ortadan kaldırmak için, tasarıya proje halindeki bitmemiş konutların da sistemden yararlanmasıyla ilgili bir madde ekledik. Bu olumlu bir etki yapacaktır. Bankalar daha düşük faizlerle, daha uzun vadede kredi verebilecek. Kredi faizleri ve vadelerle ilgili matematiksel oranları şimdiden ifade etmemiz mümkün değildir. Bunun tamamı piyasada belirlenecektir. Ben öngörüde bulunduğum zaman, bu bilim adamlarının öngörüsü gibi olmaz, bu bir siyasinin açıklaması gibi olur. O da piyasada yanlış anlaşılır".
İmar planlarına aykırı, iskan raporu almamış binaların Mortgage sisteminden faydalanamayacağını yineleyen Şener, "Bu sistemle birlikte kentlerimiz güzelleşecek. Kaliteli konut üretimi genişleyecektir. Konut yönetmeliklerine, dayanıklılık standartlarına uygun binalar yapılacaktır. İlgili eksperler inceleme yapacaktır. Depreme dayanıklı olmayan konut, bu sistemden yararlanamaz. Üretim tamamlanmadan arz oluşturduk" açıklamalarında bulundu.

Basın mensuplarının, "Artık bu sisteme Mortgage demeyelim mi?" sorusuna Şener, "Ben elimden geldiğince dememeye çalışacağım" yanıtını verdi.

.
Yayın Tarihi : 25 Kasım 2005 Cuma 16:53:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?