13
Haziran
2025
Cuma
KADIN

SİYASET DÜNYASINDAN BAKIRKÖY PAZARINA

Kadın pazarcılar, pazar ne kadar kalabalık olursa olsun duruşları, sakinlikleri ve sevecenlikleriyle ilgi topluyor. Erkek meslektaşları "Gel vatandaş" diye bağırdıkça onlar susup tebessüm etmeyi tercih ediyor.

Genelde kendi ürettiklerini satıyorlar. Bu; domates, biber, patlıcan da olabiliyor; bambudan yapılmış bir terlik de... Klasik esnaf gibi ağlamaktansa hallerine şükrediyorlar. Aralarında otuz yıldır bu işi yapanlar da var, iki-üç haftadır yapanlar da... Kiminin pazarcılığı aileden geliyor, kimininki mecburiyetten. Hepsinin ortak özelliğiyse hayattan ve işlerin gidişatından memnun olması...

Kadın pazarcıların hikâyesini dinlemek için Bakırköy Halk Pazarı'na gittik. Pek çoğu bir çırpıda anlattı derdini. Ama Serap Sadış'ın anlattıkları diğerlerine nazaran oldukça ilginçti.

Rengârenk takıların arkasında büyük bir sevecenlikle müşterisini bekleyen Serap abla, güler yüzüyle dikkat çekiyor hemen. İki haftadır pazarcılık yaptığını öğrenince şaşırıyoruz. Daha önce ne işle uğraştığını sorduğumuzdaysa başlıyor anlatmaya... 47 yaşındaki Serap Sadış, gençliğinin büyük bir bölümünü zenginlik içinde geçirmiş: "Orta yaşlardakiler bilir. Atlas Plastik diye bir marka vardı. Ben onun sahibinin kızıyım. Çok zengindik. Babam iflas edince elde ne var ne yok sattık." Tüm bu zorluklar içinde İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olan Serap abla, bir de evlilik gerçekleştirir ve siyasetle uğraşmaya başlar: "Recep Tayyip Erdoğan'ın büyükşehir belediye başkanlığı döneminde Emine Erdoğan'la omuz omuza çalıştım. Sonra yollarımız ayrıldı ve eşimle birlikte Romanya'ya taşındık." Geçtiğimiz yıl tek başına Türkiye'ye kesin dönüş yapan Serap Sadış, seçimlerle birlikte yeniden siyasete atılır. Bu sefer oturduğu muhitin muhtar adayıdır. Küçük bir farkla seçimi kaybedince iş aramaya başlar: "Eşinden ayrı yaşayan bir bayanın İstanbul'da işe girmesi çok zor. Çok sıkıntı çektim." Kimseye muhtaç olmadan yapacağı bir iş gelir aklına. Gençlik dönemlerinde az festival gezmemiştir ne de olsa. Yeni hedefi Bakırköy Halk Pazarı'nda takı yapıp satmaktır: "Namusumla çalışabilmek ve çocuğumun rızkını kimseye yük olmadan çıkarabilmek için şimdilik pazarcılık yapıyorum. Sağ olsun esnaf arkadaşlar çok yardımcı oluyor."

Serap ablaya pazarcılığa devam edip etmeyeceğini soruyoruz: "Mustafa Sarıgül'ün yeni partisinden teklif aldım ve ciddi bir şekilde değerlendirmeyi düşünüyorum. Bakalım artık, birkaç ay içinde belli olacak."
 

10 liradan 300 terlik satıyoruz

Gözde ve Hafize Su kardeşler: "Tekstil şirketimiz vardı. Üç ay önce iflas ettik. O günden beri Yeşilköy, Bahçeşehir, Fındıkzade ve Bakırköy pazarlarına çıkıyoruz. Bambudan kaymayan terlik yapıyoruz. Tanesi 10 liradan günde 300 tane satıyoruz. En başından beri bu işi yapsaymışız, şimdiye milyarder olurmuşuz."

Günde 70 liraya çalışıyoruz

Sevim ve Zekiye abla: "18 senedir pazarlarda gözleme yapıyoruz. Gitmediğimiz pazar kalmadı. Bakırköy'de daha güzel iş oluyor. Gözleme yaptığımız yerin işletmecisi yeğenimiz. Günde 70 liraya çalışıyoruz."
 

AVM'ler pazardaki işleri bozdu

Fatma Karakabaoğlu: "15 yıl boyunca bu mesleği yaptım. Kadıköy, Beşiktaş, Fatih, Bakırköy, Zeytinburnu pazarlarında çalıştım. Yaşlanınca bıraktım. Gelinim hasta olduğu için oğlumun yanına yardıma geldim. Eski işler yok artık pazarlarda. Çünkü hem pazarcı çok, hem de alışveriş merkezi. Şimdi iç çamaşırı satıyoruz. Ama ben on beş sene boyunca hemen her şeyi sattım pazarlarda."

Ürettiğim ürünleri satıyorum

Asiye Zeytin: "30 yıldır yapıyorum bu işi. İşler iyi, Allah'a çok şükür. Pazarda sattığım biber, karayemiş, karalâhana, pazı ve kabağı Beykoz'da kendi bahçemde yetiştiriyorum. Genelde Karadeniz'e özgü sebze ve meyveleri, mevsimine göre satıyorum. Sattığım malların hiçbirinde hormon kullanmadığım ve yıllardır bu işi yaptığım için belli bir müşteri kitlem var. Günde 50-60 lira kâr ettiğim oluyor."

Pazarcı önce gururunu yener

Ayşe Yılmaz: "Kadınların hepsi pazarcılık yapabilir. Ama önce, bu işi yapacak kadının nefsini ve gururunu yenmesi lazım. Çünkü bu iş, ilk başlarda insanın nefsine ve gururuna ağır geliyor. Ben bir yıldır yapıyorum. Geçen sene oğlum pazarcılığa başlayınca ona yardım etmek için gelip gitmeye başladım. Sonra da bir baktım, ben de pazarcı olmuşum. 42 yaşındayım ve bugüne kadar hiç çalışmamıştım. Çanta alıp satıyoruz. İşlerim çok şükür iyi. Her gelen bir başkasına tavsiye edince epey bir sadık müşterim oldu."

Serkan Kara - Zaman
Yayın Tarihi : 25 Temmuz 2009 Cumartesi 17:17:18
Güncelleme :29 Temmuz 2009 Çarşamba 12:39:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?