3
Haziran
2024
Pazertesi
KADIN

TECAVÜZ KURBANI AFRİKALI KIZLARIN KAHRAMANI OLDU

Zimbabwe'de AIDS'li erkekler bakire kızlara tecavüz edip hastalıktan 'arındığına' inanıyor. 6 yaşında bu dramı yaşayan Betty Makoni ise, kendini bu kızlara adamış. Şimdi yılda 3 bin 600 kızın hayatını kurtarıyor...

Bir ülke düşünün ki topraklarına AIDS işlemiş olsun. Ve o topraklarda "yetişen" AIDS'li erkekler, bakire kızlara tecavüz ederek hastalıktan arınacaklarına inansın... Ve bir kadın çıksın o topraklardan, binlerce kızla aynı kaderi paylaşsın ama teslim olmasın o kadere. İsyan etsin, diğer kurbanlar için bir ışık olsun... Betty Makoni işte öyle bir kadın. 37 yaşındaki Betty'nin, ülkesi Zimbabwe için sıradan bir hayat hikâyesi var. Ülkedeki binlerce kız gibi tecavüze uğradığında, henüz 6 yaşındaydı. Tecavüzcüsü AIDS hastası bir esnaftı... Kimseye söyleyemedi: "Annem gerçeği söylememe izin vermedi. 'Şşşş, sakın kimseye söyleme. Böyle şeyler anlatılmaz' dedi."

BABASI ANNESİNİ ÖLDÜRDÜ
Babasının hamile annesini döverek iç kanamadan öldürmesine tanık olduğundaysa 9 yaşındaydı. Çocuk aklıyla şöyle yalvardı: "Tanrım, hiç ama hiçbir kız veya kadın bunları yaşamasın." Zimbabwe, Afrika'nın cennet bahçesinden kopan toprağı. Ancak ülkedeki 4 yetişkinden biri AIDS hastası. 15-25 yaş arası kadınların yüzde 24'ü, erkeklerin yüzde 5'i AIDS'li. Haftada 3 bin kadar kişi AIDS'ten ölüyor. Kadın nüfusunun erkeklerden fazla olduğu Zimbabwe'de masumiyeti temsil eden bakire kızların AIDS hastalarını "arındıracağına" inanılıyor.

Betty, "Tanık olduğum tecavüze uğramış en genç kız çocuğu bir günlüktü" derken, ben ilk gözyaşımı döküyorum. Zimbabwe'de 700 temas bürosu ve üç barınak köyüyle Girl Child Network Worldwide isimli (GCN) (Uluslararası Kız Çocukları İletişim Merkezi) gönüllü kuruluşun başkanı Betty'nin kahramanlık destanı, 9 yıl önce öğretmenlik mesleğini bırakıp, kendini GCN'deki tam zamanlı işine adamasıyla başlamış. Ertesi yıl bir arazi satın almayı başarıp tecavüze uğrayan kızlar için ilk köyünü kurmuş. Şimdi günde 10 kızı tecavüzden kurtarıyor. GCN'nin bizzat, polis veya NGO'lar (sivil toplum örgütü) aracılığıyla ulaştığı kızlar, 'Betty Abla'nın şefkatli kucağında iyileşiyor. "Kızlar merkezlerimize veya köyümüze gelir gelmez ilaç, eğitim ve psikolojik danışmanlık desteği alıyor" diyen Betty, hayırsever kişi ve kuruluşlardan aldığı yardımlarla bugüne kadar 35 binden fazla kızı tecavüzden kurtarmış. Bu, yılda 3 bin 600'den fazla kızın hayatını kurtarmak demek.

'ÜÇ KARDEŞİ UNUTAMAM'
Betty'nin kollarında ölen kızların sayısı bin 600'den fazla. "Bunu mutlaka yazmalısın Şule, bu sadece benim sayabildiklerim" diyen idealist kadının aklından çıkmayan 3 kız kardeş var: "AIDS'li babaları tarafından tecavüze uğrayan 3, 6 ve 9 yaşlarındaki kızları unutamam. GCN'yi kurduğumda 2000 yılıydı. Baba öldü, kızları kurtardık. O zaman küçük bir ofisim ve bir tek divanım vardı. Kızlar o kirli halleriyle küçücük divana sığışıp uyuyakalmıştı." Kendisi de bağışla geçimini sağlayan Betty Makoni 2 yıl önce de Türkiye'ye gelmiş. Uluslararası Genç Liderler ve Girişimciler Federasyonu'nun 2007'de Antalya'da düzenlenen kongresinde "Dünyanın En Olağanüstü 10 Genç İnsanı" ödülünü alan Betty'nin zamanı, kızlar için yardım toplamakla geçiyor. "Öyle acı dolu bir hayatım var ki... Eşim ve çocuklarım beni ayakta tutuyor. Bir de kurtardığım kızlardan gelen paha biçilmez teşekkür mektupları" diyen Betty'nin sözleri bana neticede bir insan olduğunu hatırlatıyor. Son sözüyse benim gözümden son damlayı düşürüyor: "Tecavüze uğramış her kız, bana 30 yıl önceki halimi hatırlatıyor ve o görüntüm
aklımdan hiç gitmeyecek."

HAYALİ OPRAH WİNFREY İLE TANIŞMAK...
Barınak köylerine gittiğinde, Betty Makoni (beyazlı) küçük kızların büyük ilgisi ve sevgisiyle karşılanıyor. Betty Makoni'nin hayali ise, kendisi gibi küçükken cinsel tacize uğrayan ABD'li ünlü talk showcu Oprah Winfrey ile tanışmak...

HAYIRSEVER PLAYBOY'UN YOLU DA AFRİKA'DAN GEÇİYOR

BETTY'NİN hikâyesi beni Haziran'da ABD'de gösterime giren Philanthropist (Hayırsever) isimli TV dizisine, yani yine Afrika'ya götürdü. Şimdiye kadar hiç denenmemiş bir temayla çıkan ünlü yapımcı Tom Fontana, izleyicinin "hayırsever" hisleri üzerinden reyting almaya çalışıyor. Başrolü, geleceğin James Bond'u kabul edilen karizmatik James Purefoy'un oynadığı dizinin ana karakteri, Teddy Rist isimli bir playboy. Parasını ihtiyacı olan insanlara sunan yakışıklı Rist, dizinin ilk bölümünde Nijerya'da hasta çocukların aşılanmasına ön ayak oluyor. Betty'nin hikâyesinin Hayırsever'le örtüştüğünü anlattığımda; Fontana "Tıpkı Betty gibi, Hayırsever de yardımın paradan çok, yürek ve ruh işi olduğunu kanıtlıyor" diyor ve ekliyor: "Biz bu diziyle şunu demek istedik: Dünya çok büyük ve çok karmaşık sorunlar var. Ama hepimiz insanız, ihtiyaçlarımız ve hayallerimiz var. Hep birlikte bunları çözmek için çalışmalıyız..." Fontana'ya göre, kadınlara düşkün Rist'in yolunun Afrika'daki umut hikâyeleriyle kesişmesi izleyiciyi ekrana bağlayacak. Kimbilir, belki de hayırsever Teddy Rist'in yolu
bir bölümde Betty ile kesişir...



 

Sabah
Yayın Tarihi : 17 Ağustos 2009 Pazartesi 21:21:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?