2008'DE DE 'KADININ ADI YOK'TU

Geçtiğimiz yıl, kadın hakları savunucularını üzdü. 2008’de, daha önce elde edilmiş pek çok kazanımın kaybedildiğini söyleyen kadın hakları savunucuları, ‘Bu konuda gerileme yaşanan bir yıl oldu’ dedi...

Türkiye’de yıllardır kadınların haklarını savunan, mağdur kadın cephesinin yürekli hamileri, 2008’i darbelerle bitirdi. İstanbul Barosu’nun, Kadın Hakları Uygulama Merkezi’ni kaldırarak Adli Yardım bünyesine yönlendirmesi, yeni yıldan itibaren sığınaksız kalan Mor Çatı, yerel seçimde yüzde 50 eşitlik isteyen KA-DER’in kampanyasına MHP’nin aldığı tavır bunlardan sadece birkaçı. Kadın hakları savunucuları, “2008, kadın hakları alanında ilerleme değil, gerileme yaşanan bir yıl oldu” dedi.

‘Mücadeleyi yok saydı’
İstanbul Valiliği İnsan Hakları İl Masası Başkanı Vildan Yirmibeşoğlu: “Kadın haklarında ilerleme değil, gerileme yaşanan bir yıl olduğunu düşünüyorum. Özellikle istihdam, töre cinayetleri, kadına yönelik şiddet de dahil olmak üzere karar mekanizmalarına ve siyasete katılımda da olumsuzluklar yaşandı.
İstanbul Barosu, avukatlar arası eşitlik adına yıllardır kadın hakları adına verilen mücadeleyi yok saydı. Ne dünyada ne Türkiye’de insan hakları iyiye yöneldi. Ekonomik krizle, ister istemez kadınlar dışlanıyor. Özetle istihdam, eğitim ve kadına yönelik şiddette güçlü olumsuzluklar belirdi.”

‘Can damarı kesildi’
İstanbul Kadın Kolları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu: “Sığınma evlerinin açılmaması bir yana, amacına hizmet eden Mor Çatı’nın kaynaklarının kesilmesi, son zamanlarda bazı aile mahkemelerinde derhal tedbirlere hükmetmek yerine ‘adeta şiddete devama yol açacak nitelikte’ 20-25 gün sonraya duruşma günü verilmesi, sistemli bir şekilde her alanda kadınların sindirilmeye çalışılması gibi endişe verici uygulamalar yaşandı. Baro Yönetim Kurulu’nun Kadın Hakları Merkezi’ni kapatma kararı ise kadın hakları yolunda yasal mücadelenin can damarının kesilmesi anlamına gelir.”

‘Kazanımlar geri alındı’
KA-DER Genel Başkanı Hülya Gülbahar: “2008 yılı, Türkiye kadın hareketi için yeni kazanımlar bir yana Sosyal Güvenlik Yasası da dahil olmak üzere, birçok alandaki kazanımların geri alındığı bir yıl oldu. Ülkedeki kimi demokratik hakların geri alınışında kadınlar da etkilendi. O kadar ki kadın örgütleri ve kadınlar çok değişik baskılarla karşı karşıya kaldı.

‘Aynı hoşgörüsüzlük’
Yerel seçimlerde kadın adayların artırılması için KA-DER’in yaptığı kampanya da aynı hoşgörüsüzlükten payını aldı. Kadın adayların adının bile anılmadığı bir ortamda, kadın temsilinde yüzde 50 eşitliği konusunda liderlere düşen sorumluluğunu hatırlatan kampanya afişleri parçalandı, hukuk ve ceza davaları açıldı.”

‘Erkek egemen zihniyet’
Feminist Kolektif Üyesi Meriç Eyüboğlu: “Baronun tavrı, kendi politikasının yanı sıra erkek egemen zihniyetin de bir devamı. Merkezin işleyişinin ve işlevinin önemini, kadın hayatındaki önemini anlayamamak anlamına geliyor.”