27
Mayıs
2024
Pazertesi
KADIN

İLK KADIN MİLLETVEKİLLERİ 74 YIL ÖNCE SEÇİLDİ

Türkiye Büyük Millet Meclisi 1934'te Türk kadınına milletvekili seçme ve seçilme hakkını verdi. Hemen arkasından 1935 seçimleri oldu. Atatürk henüz hayattaydı ve en büyük arzusu kadın milletvekillerini Meclis'te görmekti.

İki dereceli seçim sistemiyle tek parti CHP (o zamanki adı Cumhuriyet Halk Fırkası) tarafından "intihap" edilmiş adaylar Atatürk'ün onayıyla seçim listelerine kondu. 8 Şubat 1935 günü yani tam 74 yıl önce bugün 17 Türk kadını seçilerek TBMM'ye girdi. Kısa bir süre sonra ara seçimle sayıları 18 olacak kadın milletvekilleri arasında 1890 Ankara doğumlu Hatı Çırpan (Satı Kadın) gibi hiç okumamış da vardı, 1903 İzmir doğumlu Benal Nevzad gibi Paris Sorbonne'dan mezun olanları da.

Seçimlere katılım, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde rekor düzeyde yüksek oldu. Büyük kentlerde oy verenlerin yüzde 48'ini kadınlar oluşturdu.

Etkili çalışmalar yaptılar

Meclis'e ilk kez giren kadın milletvekilleri görev süresince hiç boş durmadılar. Hatta denebilir ki Kazım Özalp'in Meclis başkanı olduğu dönemde en hararetli çalışmaları onlar yaptı.

Atatürk bu seçimle birlikte bir kez daha cumhurbaşkanı seçildi ve hemen arkasından önceki dönemde başbakan olan İsmet İnönü görevinden ayrıldı. Sonraları daha da alevlenecek olan İnönü ile Bayar arasındaki çekişme işte tam bu sırada ortaya çıktı.

Bu sıcak gelişmelerde dahi tartışmaların içinde olan kadın milletvekilleri Meclis tutanaklarına geçen etkili konuşmalarla tarihe geçtiler.

Tüm oturumlara hemen hepsi şık; başları açık, saçları ondüleli, döpiyes ya da tayyör giymiş olarak geldiler. Önceleri en arka sıralarda otururken sonra yavaş yavaş ön sıralara geçtiler. (Bu konuda İsmet Paşa'nın ikazı olduğu söylenir.)
Çoğu kadın milletvekiline öncelikle söz hakkı verildi, kürsüden ilginç konuşmalar yaptılar. İfadeler hayli heyecanlı ama nezaket kaidelerine de uygundu. Örneğin Başbakan İsmet İnönü'ye "paşa" değil, hep "general" olarak hitap ettiler, erkek milletvekillerini de refik ya da arkadaş olarak andılar.

Avrupa hayran kaldı

Seçimden bir süre sonra Atatürk kendi el yazısıyla hatırat defterine mealen şu notu düştü: "Bu sonuç Türk kadınına içtimai (sosyal) ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında, kafes arkasındaki Türk kadını artık tarihe karışmıştır. Türk kadını evdeki medeni mevkiini salahiyetle işgal etmiş iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Belediye seçimlerinde tecrübesini gösteren Türk kadını, bu sefer saylav (milletvekili) seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin çoğunda kadından esirgenen bu hak bugün Türk kadınının elindedir ve onu büyük salahiyet ve liyakatle kullanacaktır!"

Türkiye'deki gelişmeler anında Batı basınına intikal etti. Amerikan, İngiliz ve Fransız gazetelerinde yazılar çıktı. Türkiye'ye birçok heyet gidip geldi. Batı o kadar şaşkındı ki Türk devriminin kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermesine inanamıyordu.

İngiltere ve Amerika'da bile kadın hakları konusunda gürültüler sürüp giderken uygarlığın beşiği sayılan İtalya'da kadınlar ancak 1948 yılında seçimlere girecek, Uzakdoğu'da modern Japon kadını ise seçim hakkını ancak 1950'lerde alacaktı.
İşte tam bu sırada Atatürk'e gelen bir teklif devrimlere gösterilen ilgiyi daha da artırdı. Fransa parlamento heyetinden oluşan bir grup uluslararası ilk "Kadın Kongresi"nin İstanbul'da toplanmasını önerdi. Atatürk öneriyi büyük memnuniyetle kabul etti.

Türk kadınına övgü

18 Nisan 1935'te kongre, Beylerbeyi Sarayı'nda Atatürk'ün yüksek himayesinde başladı. Bazı oturumlarına Yıldız Sarayı'nda devam edilen kongrede Fransızların ünlü fizikçisi Madam Curie de vardı. Atatürk kendisine iltifat gösterdi ve bilimsel çalışmalarından dolayı kutladı.

Açılışta kullandığı şu cümleyi zamanın önemli gazeteleri tüm dünyaya duyurdular: "Burada bulunan tüm hanımefendiler Türk kadınının dünya kadınlarıyla birlikte barış için çalışacaklarına inanmalıdırlar!"

Devam eden ifadesi de etkileyiciydi: "Kadınlarımız için gerçek zafer, kılık kıyafetten çok, bilgiyle, gerçek faziletlerle süslenip, donanmaktır. Ben aziz kadınlarımızın Avrupalılardan aşağı kalmayacaklarına, pek çok yönden onların üstüne çıkarak bilgiyle donanacaklarına şüphe etmiyorum!"

Cumhuriyet devrimleri kadınla yüceldi

Atatürk devrimleri deyince 1924 ile 1936 yılları arasında geçen 12 yıllık süreyi anlıyorum. Bu dönemde çok önemli devrimler yapıldı ve bugünlere gelindi. Türk kadını haklarını aldı mı almadı mı? Amacım siyasi bir polemiğe girmek değil. Ancak şu bir gerçek ki Atatürk kadın hakları için çok uğraştı.

Geçen gün "Küba Devrimi"nin yıldönümü münasebetiyle hafızamı tazelemek adına birkaç kitap karıştırdım. Küba'daki kadın milletvekili sayısı toplamın yüzde 46'sına tekabül ediyormuş. Küba'nın nüfus yapısına baktım; kadınlar toplam nüfusun yüzde 47'si! Belli ki kadınlara oransal temsil hakkı getirilmiş.

Bence Türkiye için kavga edip duran erkek temsilcilerimizin üzerinde durması gereken önemli bir konu bu. Kadınların yeterince temsil edilmediği toplumların sonu hiç de parlak değil. Sosyalizm edebiyatı filan yapmıyorum! Öyle olsaydı Sovyetler Birliği'nin zamanında "emekliler" yüzünden çöktüğünü söylemezdim! Stalin dönemi dahil, yöneticilerin tamamı ihtiyar erkeklerden oluşmuştu.
Peki, bizde nasıl? Yaş sorunumuz yok çok şükür. Şu anda toplam kadın milletvekili sayısı 48. Yani erkeklerin yüzde 10'u! Kadın hakları deyince mangalda kül bırakmayan partilerimizde kadın milletvekili oranı hâlâ yok denecek kadar düşük.

Acaba liderler Atatürk'ün şu mealen verdiğim sözlerini hatırlayıp da zamanında hareket etselerdi böyle mi olurdu? Bakın ne diyor Atatürk: "İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki eşit cinsten oluşur. Mümkün mü birinin ilerlemesi diğerinin de geri kalması? Ey kahraman Türk kadını sen yerde sürünmeye değil, omuzlarımız üzerinde gökyüzüne yükselmeye layıksın!"
Kadınlarımızın seçme ve seçilme hakkı verilişinin 74. yılını büyük heyecan ve kıvançla kutluyorum!

İlk kadın milletvekilleri kimlerdi?
1. Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar)
2. Hatı Çırpan (Satı Kadın-Ankara)
3. Türkan Örs Baştuğ (Antalya)
4. Sabiha Gökçül (Balıkesir)
5. Şekibe İnsel (Bursa)
6. Hatice Özgener (Çankırı)
7. Huriye Baha Öniz (Diyarbakır)
8. Fatma Memik (Edirne)
9. Nakiye Elgün (Erzurum)
10. Fakihe Öymen (İstanbul)
11. Benal Nevzad Arıman (İzmir)
12. Ferruh Güpgüp (Kayseri)
13. Bahire Bediş (Konya)
14. Mihri Bektaş (Malatya)
15. Meliha Ulaş (Samsun)
16. Esma Nayman (Seyhan)
17. Sabiha Görkey (Sivas)
18. Seniha Hızal (Trabzon)
 

Nur Demirok - Referans
Yayın Tarihi : 7 Şubat 2009 Cumartesi 15:56:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?