16
Mayıs
2024
Perşembe
KADIN

'5 yılda 1091 töre cinayeti oldu'

TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Önleme Komisyonu Başkanı AK Parti Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin, komisyon tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye'de son 5 yılda bin 91 töre ve namus cinayeti olayının meydana geldiğini bildirdi.

Okan Üniversitesi tarafından düzenlenen ''Kadın ve Aile İçi Şiddet'' konulu panelde konuşan Şahin, komisyonun çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Komisyonun 4 aylık çalışmasını rapor halinde TBMM'ye sunduğunu dile getiren Şahin, çalışmalarının ilk ayında bu konuyla ilgilenen herkesi dinlediklerini söyledi.

Bu konuda bir istatistik verisinin bulunmadığını, yerel analiz ve anketlerin ise Türkiye'nin geneli gibi görüldüğünü anlatan Şahin, ''Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'na yaptırdığımız araştırmada son 5 yılda Türkiye'de bin 91 töre ve namus cinayeti olayının meydana geldiği belirlendi. Göç alan şehirlerde, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgeleri'nde töre ve namus cinayetlerine daha çok rastlandı. Karadeniz'de de orta derecede töre ve namus cinayetlerinin görüldüğünü söyleyebiliriz'' diye konuştu.

İstatistik verileri ortaya çıkardıktan sonra suç oranı daha yüksek olan illerde saha çalışmalarıyla sorunun temelini araştırdıklarını kaydeden Şahin, ''Cezaevinde 50 civarında erkekle görüştük. Doğu'da ve Güneydoğu'da 100'e yakın aşiret reisiyle görüştük. Kadın sığınma evinde kadınlarla görüştük. Cezaevindeki erkeklerin tamamına yakını pişmanlık duyduklarını söyledi. 'Bir şeyleri temizlemek için yaptık ama her şey çok kirlendi, çok karıştı' diyen erkeklerle karşılaştık'' dedi.

Türk Ceza Kanunu'nda töre ve namus cinayetlerinin ''nitelikli adam öldürme'' kapsamına alındığını ve bu tür suçlara verilen cezaların ağırlaştırıldığını hatırlatan Şahin, önemli olanın suçların ortaya çıkmadan önlenmesi olduğunu vurguladı.

-''ENSEST İLİŞKİ''-

CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur da aile içi şiddet konusunda üzerinde durulması gereken sorunlardan birinin ''ensest ilişki'' olduğunu söyledi.

Erbatur, bu konunun mağdurlarının genelde çocuk yaşta olmasının ve başlarına gelen olayları anlatamamasının sorunu daha da derinleştirdiğini belirtti.

''Ensest ilişkinin'' bir insanlık suçu olduğuna dikkat çeken Erbatur, ''Toplumumuza yakıştıramadığımız ensest ilişki, varlığını reddettiğimiz zaman değil, ancak sorunun çözümü için üzerine gittiğimiz zaman çözülebilir. Biz bunu örtbas ettikçe, görmezden geldikçe, toplumda ensest ilişkilerin kurbanı kadınlar, çocuklar ve erkekler de buna 'hayır' diyecek iradeyi kendinde bulamayacaktır'' diye konuştu.

Her gün binlerce kadının erkek şiddetine maruz kaldığını söyleyerek, ''haklı şiddet'' tanımının kabul edilemeyeceğini, şiddet mağduru bazı kadınların uğradığı şiddeti haklı görmeye çalıştığına işaret eden Erbatur, şiddetin ortadan kaldırılması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

''Kadınların ekonomik açıdan özgürleşebilmeleri için gerekli önlemler alınmalıdır. Kadın yoksulluğuyla mücadele edilmelidir. Kadın istihdamının artırılması için proje bazlı çalışmalar yapılmalıdır. Kadınlara yasal hakları öğretilmelidir. Sığınma evlerinin sayısı çoğaltılmalıdır.''

-KOÇYİĞİT'TEN ''ENSEST'' KONULU SENARYO-

Sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit de aile içi şiddetin azaltılması için kadınların eğitiminin önemine dikkat çekerek, şöyle dedi:

''Kadınların ve kız çocuklarının aile kurumunun temelleri konusunda eğitime ihtiyacı var. Çünkü erkekleri de yetiştirecek olan onlardır. 'Eğitim' diyorum, 'öğretim' demiyorum. Çünkü eğitim hayat boyunca her alanda alınabilir. Öğretim belli bir süreyi kapsar. Onun için 'kadın eğitimi' diyoruz. Kadınlarımızı yaşları ne olursa olsun her fırsatta eğitebiliriz.''

Sinemayı eğitimin bir parçası olarak gördüğünü ifade eden Koçyiğit, özel televizyon kanallarının bilgilendirmeye değil eğlendirmeye yönelik programlara yönlendiğini söyledi.

''Ensest ilişki'' konusunda bir senaryo yazmakta olduğunu dile getiren Koçyiğit, ''Ensest daha sonradan çok ağır travmalara neden olan, insan hayatını yaşanamaz kılan korkunç bir durum. Bu konuyla ilgili bir senaryo çalışması içerisindeyim. Ancak doğru zamanda doğru bir mesaj mı veriyorum, diye endişem var. Sivil toplum kuruluşlarının desteğini yanıma alabilirsem bu projeyi gerçekleştireceğim'' dedi.

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Başkanı Canan Arın ise dini nikahla kurulan birlikteliklerde şiddete maruz kalan kadının yasalarla daha fazla koruma altına alınması gerektiğini dile getirdi. Arın, resmi nikahı olmayan şiddet mağduru kadınların haklarını savunamadığını söyledi.

Vakfa, geçtiğimiz ay doğrudan veya başkaları aracılığıyla 135 kadının başvurduğunu anlatan Arın, kendi gelerek başvuru yapan 93 kadından 56'sının sığınak, 3'ünün psikolog, 24'ünün avukat, 10'unun da boşanma konusunda yardım istediğini bildirdi.


aa
Yayın Tarihi : 9 Mart 2007 Cuma 15:53:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?