Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, kadın ve insan hakları konusunda yapılan yanlışların dine dayandırılamayacağını belirtirken, sırlarla ilgili televizyon programlarının, kaza ve kader anlayışını sağlıklı olmayan bir yöne doğru çektiğini söyledi. 

Bardakoğlu, Kayseri Erciyes Televizyonu'nda yayınlanan Siyah-Beyaz adlı programın konuğu oldu. Programda dinin algılanışı ve güncel konularla ilgili soruları cevaplayan Ali Bardakoğlu, kadın hakları konusunda yapılan yanlışlara da değindi. Bardakoğlu, "İslam dininde kadın hakları sorunu yoktur. Ama İslam coğrafyasında, Müslümanlar'ın yaşadığı bölgelerde ve dönemlerde kadın hakları sorunu vardır ve bizim bunu hızla iyileştirmemiz gerekiyor. Bu sorunun kökü İslam dini değildir. İslam dini hiçbir zaman 'kadını hor görün, kadına şiddet uygulayın, kız çocuklarını okutmayın' gibi bir emirler vermez. Aksine cinsiyet ayrımının ne kadar yanlış olduğundan söz eder. Ancak Müslümanlar İslam'ın prensiplerini algılarken, kendi coğrafyalarının, kültürlerinin, eğitimlerinin veya eğitimsizliklerinin etkisi altında ona belli bir renk verirler. Onun için kadın hakları konusunda sorunlar çıkar. Kadın hakları sorunu batıda da var, doğuda da. Kadın hakları konusunda yaşadığımız sorunlar genellikle bizim kültürümüzden, törelerimizden, ataerkil yapımızdan, sosyal yapımızdan ve kadının ekonomik hayata yeterince katılmaması gibi biz dizi sebepten kaynaklanıyor. Ama ne oluyor? Zamanla insanlar bu yanlış algılamalarını dine dayandırıyorlar ve dinin de bunu onayladığını zannetmeye başlıyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, 3.5-4 yıldır ısrarla kadın hakları konusunda, insan hakları konusunda yaptığımız yanlışların dine dayandırılmayacağını, dinin asla buna izin vermediğini, hatta bu yanlışları düzeltmemizin dinin emri olduğunu anlatmaya çalışıyoruz" dedi. 

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, hurafe içerdiği ve çocuklara kötü örnek olduğu gerekçesiyle şikayet edilen sırlarla ilgili programlar hakkında RTÜK'ün Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan istediği öne sürülen fetva konusunda da açıklama yaptı. Bardakoğlu, fetva veren bir kurum olmadıklarını vurgulayarak, "Her dini soruya verilen cevap, fetva değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı her kurum ve kuruluşa kendi yetki alanında bilgi verme görevindedir. Bizim görevimiz dini açıdan toplumu bilgilendirmektir. RTÜK de bize bu konunun dini yönden değerlendirmesini sordu. Bu, yakın zamanda değil, daha önce sorulmuş bir soruydu. Biz de 5-6 ay önce değerlendirmemizi yaptık. Bu tür dizilerin, bu tür programların her ne kadar bazı yönlerden olumlu mesajlar içerse de, bazı yönlerden insanlardaki kaza, tevekkül ve kader anlayışını çok sağlıklı olmayan bir yöne doğru çektiğini, insanları adeta pasifize ettiğini, umutsuz bir bekleyişe ittiğini belirttik" açıklamasını yaptı.