16
Haziran
2025
Pazertesi
KADIN

'Başörtülü fahişeler'e dava

Müzeyyen İlmiye ÇığBaşörtüsünün ilk olarak Sümerler’de genelev kadınları tarafından kullanıldığını yazan sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ve yayıncısına dava açıldı. Bir yıla kadar hapsi istenen Çığ, “Ben iddia etmiyorum, tarih böyle” diyor. 

93 yaşındaki sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’a geçen yıl yazdığı ‘Vatandaşlık Tepkilerim’ adlı kitabında yer alan ifadeler nedeniyle dava açıldı. Çığ, kitabında başörtüsünün Sümerler’de ‘genel kadınlar’ tarafından kullanıldığını yazmıştı. İzmir Barosu’na kayıtlı avukat Yusuf Akın, Çığ ve yayıncısı İsmet Öğütücü hakkında şikayette bulundu. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı, Çığ ve yayıncısına “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme ve aşağılama” suçundan dolayı dava açtı. Çığ ve Öğütücü’nün 9 aydan 1 yıla kadar hapsi isteniyor.


2005 yılında, Kaynak Yayınları’ndan çıkan kitabın 48, 100, 150, 163’üncü sayfalarında yer alan ‘örtünmeyle’ ilgili ifadeler nedeniyle açılan davada suç; “TCK’nın 125’inci maddesi ve 3’üncü fıkrasında basın yoluyla kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlere hakaret, ve yine TCK’nın 216’ncı maddesi gereğince halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” olarak belirtilmiş.

KİŞİSEL ÇIKARLAR UĞRUNA PROVAKASYON 

Kitabı ihbarda bulunan Yusuf Aydın’ın dilekçesinde de şu sözlere yer veriliyor: “Son derece hassas bir zeminde muhafaza edilmeye çalışılan dini ve laik değerler, böylesine hakaret dolu sözlerle eleştirilir ve kişisel çıkarlar uğruna uluorta provoke edilirse, bunun ceremesini yine Türk halkı çekecektir. Türk halkının değer verdiği, saygı duyduğu böylesine ciddi öğelere, böylesine aşağılayıcı bir şekilde saldırmak kimseye fayda sağlamaz.”

İŞTE O İFADELER 

Sayfa 163: “...Başörtüsünün başlangıcı da Sümerlilere dayanıyor. Çoktanrılı olan Sümer dininde özellikle büyük tanrıların ve şehrin tanrısının evleri, daha doğrusu mabetleri var. Bu mabetlere isteyen kadınlar, tanrının gelini olarak giriyor. Bunların çok çeşitli görevi var. Bu görevlerden biri de kutsal bir görev olarak genel kadınlık yapmak.
Vatandaşlık Tepkilerim, geçen Ekim'de piyasaya sürülmüştü.

Bunların diğer rahibelerden ayrılması için başlarını örtmeleri gerek. Daha çok sonra İÖ 1600 yıllarında bir Asur kralının yaptığı kanunda evli ve dul kadınların da başlarını örtmesi şart koşulmuş. Böylece bu kadınlar da yasal seks yapan mabet fahişeleri gibi kabul edilmiş olur. Bu gelenek önce Yahudi kadınlarına geçmiş, daha sonra da İslam kadınlarına uygulanmış.”

Sayfa 150: “...Sümerlilerin mabetlerinde, özellikle Aşk ve Bereket Tanrıçası mabetlerinde bulunan 5000 yıl önce rahibeler halka seks görevi yapıyorlardı. Bu rahibelerin diğer kadınlardan ayrılmaları için başlarını örtmeleri gerekti. Şimdi de bakıyoruz bazı başı örtülü kadınlar, din eğitimi veren dergahlarda seks yapıyorlar. Başı açık kadınlardan giden görülmüyor oralara.
Madem ki dinimizde bir imam nikahı ile seks doğal görülüyormuş, o zaman gizli yerlerde değil, eski mabetlerde olduğu gibi, camilerde birer aşk odası konsun, isteyen gidip orada bir imam nikahı ile seks yapsın. Böylece hem camiye gelir olur, hem de imam para kazanır! Canı seks isteyen kadınlar ve erkekler orada imam nikahı ile kendilerine göre veya şeriata göre yasal seks yaparlar...”

Emekli olduktan sonra sosyal ve siyasal olaylarla ilgilenmeye, tepkilerini, eleştirilerini mektup ve telgrafla gerekli yerlere bildirmeyi kendine görev edinen Çığ, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Deniz Baykal gibi siyasilerin yanısıra gazeteciler, sanatçılar ve milletvekillerine yüzlerce mektup ve telgraf göndermiş. Bu mektup ve telgraflardan bir kısmını seçerek ‘Vatandaşlık Tepkilerim’ kitabında yayınlayan Çığ, mektup ve dilekçeleriyle ilgili şimdiye kadar Cumhurbaşkanı Sezer dışında kimseden bir teşekkür ve tepki almadığını söylüyor. Muazzez İlmiye Çığ, NTVMSNBC’ye dava açılmasıyla ilgili olarak şu açıklamada bulundu.

DAHA ÖNCE YAZMIŞTIM, TEPKİ GELMEMİŞTİ 

Davaya konu olan yazı 1997’de Ütopya Dergisi’nde yayınlandığında herhangi bir tepki gelmemişti. ‘Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni’ kitabımda aynı bilgiler vardı. 1995’te yayınlanmıştı ve herhangi bir dava ya da tepki sözkonusu olmamıştı.

BİLİMSEL YAZIYORUM, YORUM YAPMIYORUM 

“Bu tip rahatsızlıklar hükümetin mantalitesi ve onu takip eden insanlardan kaynaklanıyor. Danıştay’a yapılan saldırı ortada. Kitabımın haberi önce Zaman Gazetesi’nde yayınlanmış. Sonra İzmir’de bir avukat ihbarda bulunmuş. Bu çocukların kafaları maalesef bozuldu.”

ONLAR TANRI’NIN İŞİNİ YAPIYORLARDI

“Bilgiler Prof. Schmöckle’nin ‘Sümer’ kitabında yer alıyor. Asur Kanunları’nda var. Mabetlerde genel kadınlık yapan kadınlar, rahibeler var. Onlar tanrının işini yapıyorlar orada. O yüzden saygınlar. Bu Hristiyanlık’ta rahibelere geçmiş. Bizde rahibe yok. Bizim kadınlarda bakıyorum şimdilerde şerit takıyor. Aynı rahibeler gibi. O da yeni moda oldu.
Şimdiye kadar en ufak tepkiyle karşılaşmadım. Ben bilimsel yazıyorum. Üstelik yorum yapmıyorum. Olanı yazıyorum.”

VATANDAŞLIK VAZİFEMİ YAPIYORUM 

“Kitabımı hazırlarken mektup gönderdiğin isimlerden hiç yanıt gelmedi. Bizde adet değildir. Kimlere mektup göndermedim ki... En ufak bir cevap gelmedi. Teşekkürü bırakın, ‘aldık’ bile denmedi. Bir tek Cumhurbaşkanı Sezer’den teşekkür mektubu aldım. Bir de Sultanbeyli Kaymakamı’ndan çok güzel bir mektup aldım. İnanın o kadar gazeteci, sanatçı hepsine gönderdim. Milletin eli kalem tutmuyor, bir telefon bile edilmiyor. Aldırmıyorum. Kendimi tatmin ediyorum.Vatandaşlık vazifemi yapıyorum.”


NTV-MSNBC/Yasemin Arpacı
Yayın Tarihi : 30 Ağustos 2006 Çarşamba 15:24:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ömer Tuğrul Özen IP: 85.108.193.xxx Tarih : 31.08.2006 11:10:10
Bu durumda yıllar önce benzeri çevrelerin çok ünlü bir isminden kiralanan evde Sn. Müslim Gündüz ile Ya da bir "Tarikat şeyhi"!.. birlikte olan Fadime Hanım'ın o zamanki görevi nasıl tanımlanıp tevsif edilebilir?

gönül aydemir IP: 62.29.68.xxx Tarih : 10.09.2006 23:03:07
Sayın Hocamız GÖREVİNİ YAPMIŞ,bilimsel gerçeği ortaya koymuştur.Bundan gurur duymalıyız.Yasalarımızda bilimsel bir gerçeği ortaya koyma suç değildir.bİLİMSEL GERÇEĞİ İNKAR ETME,ÇARPITMA ,DEĞİŞTİRME SUÇTUR. bURASI ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİNİhedefleyen modern Türkiye Cumhuriyeti'dir. Başörtü namus dayanağı değildir. BEDENİNİ SATMAK ZORUNDA KALAN KADINLARIMIZ DA HEPİMİZ KADAR NAMUSLUDUR.oNLAR VATANLARINI DEĞİL,BEDENLERİNİ SATIYORLAR.NAMUSLU ERKEKLER DE o BEDENLERİ SATIN ALIYOR. SAYIN SAVCILARIMIZ,HIRSIZLARLA,YOLSUZLARLA,KATİLLERLE UĞRAŞSIN. ANA,BABA,KOCA,ERKEK ZULMÜ SONUCU KONACAK DAL BULAMAYIP,BEDENİNİ SATMAK ZORUNDA KALAN KADINLARIMIZA ZULÜM EDENLERİN PEŞİNE DÜŞSÜN. BEDENLERİNİ SATARAK KARINLARINI DOYURMAYA ÇALIŞAN KADINLARIMIZI HOR GÖRMEKTEN VAZ GEÇELİM. bÖYLE DAVALARIN AÇILDIĞI BİR ÜLKEDE YAŞAMAKTAN UTANIYORUM.

ahmet aslan IP: 81.215.190.xxx Tarih : 24.09.2006 16:51:08
Öncelikle Av. Yusuf Akın'a böyle bir şekilde asıl olan vatandaşlık tepkisini koyduğu için teşekkür ediyorum. Bu ülke zaten bir sürü ayrımlarla ve sorunlarla can çekişmekte, sayın çığ'ın yapmış olduğu değerlendirmeler bu tür sorunların tuzu biberi olmuş durumda. Artık yeter diyorum, yazık, insanları sen şöylesin sen böylesin diye ayırım yaparak iyiden iyiye insanları bölüyoruz. artık yek vucut olmak lazım emperyalist güçlerin oyuncağı olmaktan kurtulmak lazım, Sayın Çığ bundan sonraki yazılarında daha dikkatli olursa daha da seviniriz T.C. vatandaşı olarak. ve yine Sayın Akın'a teşekkür ediyorum ve tüm halkımızı bu tür olaylara sessiz kalmamaya davet ediyorum. sevgiyle kalın.

delican IP: 84.5.217.xxx Tarih : 30.08.2006 21:54:38
Sayın Çığ'ın inceleme sonuçlarının doğru olduğuna inanıyorum. "Tek Tanri" fikri Sümerlerle başlamıştır. Çok Tanrılı dönemde kadınlarda cinsel olgunluk göstergesi olarak başlayan başörtü takma adeti, tek Tanrılı dinlerin tümünde var. Anadolu'da evleninceye kadar başını örtmediği için genç kızlara pek karışılmaz ama, evlendikten sonra örtmesi gerekir. Musevilikte bugün onu peruk takarak uyguluyorlar. Hristiyanlıkta sadece din kadınları takıyor, Kur'anda baş kapatma emri olmadığı halde (sokağa çıkarken ziynet yerlerinizi kapatın!) bunu İslam ülkeleri genelleştiriyor ve bugünkü çatışma çıkıyor. Üç dinin kaynağı ile Sümer kültürü aynı bölgenin ürünleri değil mi zaten?

av.gönül aydemir IP: 62.29.76.xxx Tarih : 5.01.2007 02:51:15
Hocamızın evrensel tesbiti ile kadın,sömürü,erkeklerce konulmuş saçma sapan kurallar,ikiyüzlülük gibi temel kavramların tartışılacağını umdum.Kuşkusuz insanların fahişelik yapmak zorunda olması kabul edilemez.Bütün diktatörlüklerde,hoşgörüsüz,azgelişmiş toplumlarda kadınlar mutfağa,yatak odasına,ibadetehaneye hapsettirilir.Bu üçgenden çıkan kadınlara pek hoş görü ile bakılmaz.Aslında beyni az gelişmiş bir erkek yanında beyni kendisinden daha az gelişmiş kadın ister.Türk kadının sorunu başının açık,kapalı olması değil,beynini ,yeteneğini gerektiği,istediği gibi kullanamama,sürekli erkeklere muhtaç,erkek şiddeti ve baskısı altında kalmak zorunda olmasıdır.Kadınını eğitemeyen,geliştiremeyen toplumlar gelişemez.Erkek egemenliği kırılmadıkça da daha çok yapay sorunlarla uğraşacağız,başı açık kadınlar da,başı kapalı kadınlar da bu ülkede dayak yemekten,aşağılanmaktan kurtulamıyor.Devletin adam gibi politikaları olmadıkça,kadınların da erkeklerin de kurtuluşu mümkün değil,beyinlerini geliştirmeleri de.Türk kadının sorunu başının açıklığı değil,ısınma,barınma,okuma,çalışma,insan olduğunun hazzına varmadır.Lütfen bunu sağlayalaylım,önce çocuk ve kadınlarımıza,sonra erkeklerimize.

öğrt.masal şener IP: 88.232.100.xxx Tarih : 24.01.2007 16:15:22
türk tarihinin sayfaları asil türk kadınının kahramanlığı,cesareti,vicdanı ile süslenmiştir.ancak ne yazıkki bugün onların 'TÜRBAN'ADI VERİLEN O ÇAPUT PARÇASININ ALTINA GİZLENMESİNİ BİR TÜRK KADINI OLARAK İÇİME SİNDİREMİYORUM.tabiki baş örtüsü takmak insanların bir nevi dini inançlarının bir gereğidir.ancak bu,hani bildiğimiz anneannelerimizin taktığı geleneksel örtü olmalı,taktığı kişiye siyasi bir nitelik kazandıran türban olmamalı.müzeyyen hocama bilimsel çalışmalarından dolayı ellerini öpeceğimize onu susturmaya çalışıyoruz.TÜRK KADINI BUGÜN HAKETMEDİĞİ BİR YERDE ve sorunlarının en önemlisi sosyal siyasal yaşamda kendisini özgürce ifade edememesidir.başı kapalı da olsa bu böyledir başı açık da olsa!

tarkan tarı IP: 88.253.22.xxx Tarih : 30.09.2007 22:29:32

93 yaşindaki bir bilimkadını. yorum değil gerçekleri yazmış. kaynakları arkeolojik kazılar. kanun savunucusu okumuş insanların verdiği tepkiye bak. okumuşu böyleyse, Allah cahilinden korusun hepimizi.


sevil aydıngöz IP: 78.162.219.xxx Tarih : 25.09.2008 15:09:39

sadece şunu sormak istiyorum sizin anneleriniz veya bir yakınınız olmadı komşunuz çevrenizde hiç mi kapalı yok merak ediyorum siz onlara ne gözüyle bakıyorsunuz insanların dinini yaşamasını kısmen engelleyecek böyle ucuz yollarla kaç tane aklı başında insanı kandıra bilirsiniz sizce bu yazarımızın gerçek amacı ne dikkatinizi cekerim o sizin kahraman türk kadınları dediğiniz insanlarda kapalılardı yani zorunluda olsa kapalılara saygı duymalı onlar hakkında ileri geri konuşmamalısınız


Yılmaz GÜNÇ IP: 88.240.117.xxx Tarih : 7.11.2009 10:08:14

Ne yani o zaman hayat kadınları başlarını örtüyordu diye şimdiki temiz hanımlara hakaret etmiş olunmuyormu . O zaman şöyle düşünelim şimdiki hayat kadınlarıda açık saçık giyiniyorlar zizin tezinize göre tüm açık giyinen hanımlarda hayat kadınımı olmuş oluyor saçmalıktan başka bir şey deyil bu . o zamanlar islam diye bir şeymi vardımıki bunu şimdiki müslüman hanımları giydiği baş örtüsüne mal ediyorsunuz ,sizi bu saçmalıktan dolayı ciddiyete davet ediyorum daha güzel ve daha yararlı şeyleri araştırmanızı tavsiye ederim.


Gönül Aydemir IP: 78.183.202.xxx Tarih : 5.06.2010 17:23:19

Sümer dönemi,Tanrı kavramının yeni yeni benimsendiği bir dönem.Dokumacılık gelişmediği için insanların büyük çoğunluğu örtünemiyor,hatta çıplak.Giyinmek bir ayrıcalık.Hatta birçok dinde ibadet sırasında örtünme ,özgür kadınlara verilen bir ayrıcalıktır.Köle kadınlar avret yerlerini kapatmakla yetinebilir.İnsanların büyük çoğunluğunun çıplak dolaştığı bir dönemde,örtünme gibi ayrıcalıklı durum herkese nasip olamamıştır.O dönemin büyücüleri kendi pis nefislerini tatmin için kadınları cennet vaadi ile  kandırıp,tapınaklara kapatmıştır.Bu durum bize garip gelebilir ama;eski Yunan uygarlığında da böyledir.Muazzez İlmiye Çığ başörtünün kökeninin Sümeliler'e dayandığını Sümer tabletleri ile ispatlamıştır.Ülkemizde dokumacılık çok geliştiği için,biz bunun hep böyle olduğunu sanıyoruz.Düne kadar bizde de insanlarımız giysi sıkıntısı çekerdi.Hala Afrika'da insanlar giyinme, örtünme güçlüğü içinde.Hiç kimse başı açık veya kapalı kadının iffetinden kuşku duymuyor,duyamaz.Ama,örtünme yalnızca Müslümanlara has bir giyim tarzı değildir.


Adnan Yolaşan IP: 188.58.64.xxx Tarih : 30.05.2010 01:22:41

Fahişeliğin tarihi sümerlerle başlamayıp insanlık tarihi kadar eskidir.Fahişe iş yapmak için müşterisne orasını burasını gösterir ki, para kazansın.Başını örterek müşteri kaçıran fahişe hangi akla yatar.Bunu 93 yaşındaki bir insanın bunmasına verip vah zavallı  diyorum da, buna ciddi ciddi inanacak kadar IQ özürlülere söz bulamıyorum.Müşteri çeksin diye vitrininin önünü perdeyle kapatan hayatınızda kaç satıcı gördünüz?.Fakat sizde o pratik zeka olsa zaten o yolda olmazdınız.Körler sağırlar bir birini ağırlar.