'Demokratikleşme' böyle olur

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, kadınların ve engellilerin hayata tam ve eşit katılımları sağlanmadıkça Türkiye'nin gerçek anlamda demokratik bir ülke olamayacağını söyledi.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu toplantısında konuşan Çubukçu, Türkiye'nin ilk kadın Milli Eğitim Bakanı olarak hitap etmekten büyük heyecan duyduğunu ifade etti.

Başta şiddetle mücadele olmak üzere, kadınlara yönelik her sorunun temelinde eğitimin yattığını belirten Çubukçu, Türkiye'de yükseköğrenim gören kadınların şiddete uğrama oranının çok düşük olduğunu vurguladı. 2012'ye kadar kadınların okullaşma oranını yüzde 100'e çıkartmayı hedeflediklerini belirten Çubukçu, bu anlamda başlatılan hiçbir çalışmayı kesintiye uğratmayacağını ifade etti. Çubukçu, erken çocukluk dönemi eğitiminin artırılması ve engelli çocukların eğitim almasının sağlanmasının önemine vurgu yaptı. Çubukçu, "Toplumdaki dezavantajlı grupların, kız çocuklarımızın, engelli çocuklarımızın toplumsal hayata tam ve eşit katılımını sağlamadıkça, gerçek anlamda demokratik bir ülke olamayacağımızın farkındayız. Bunun yanı sıra engelli bireyler için yatırım eksikliğini gidermek, bilgi, iletişim teknolojilerinin altyapısını hazırlamak, yeniden yapılandırmak da önceliklerim arasında yer alacak." dedi.

Şiddetle mücadele toplumsal olmalı

Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu toplantısında konuşan Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ise kadına yönelik şiddetin günümüz dünyasının bir an önce çözülmesi gereken en önemli sorunlarından biri olduğunu ifade etti. Hangi şekil ve ad altında olursa olsun kadınların hayatına korku ve güvensizlik salan şiddetin, kadınların haklarını kullanmalarına da engel olduğunu ifade eden Bakan Kavaf, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmanın, ancak toplumun tüm kesimlerinin ortaklaşa yer aldığı kolektif bir mücadele ile mümkün olduğunu belirtti. Bakan Kavaf, "Türkiye'de kadına yönelik şiddetle mücadeleye zemin oluşturacak gerekli yasal düzenlemeler yapıldı. Ancak bunların uygulamaya tam anlamıyla yansıdığını, kadına yönelik şiddeti tamamen ortadan kaldıracağını söylemek mümkün değil. Söz konusu sorunla baş edebilmek için yegane yol toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanmasıdır." şeklinde konuştu.