16
Mayıs
2024
Perşembe
KADIN

Ertuğrul Özkök provoke ediyor...

Hürriyet gazetesi yayın yönetmeni ve köşe yazarı Ertuğrul Özkök , Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun, Deniz Baykal'ın eşi hakkında söylediklerine büyük tepki gösterdi... Özkök, "Haydi Nimet Çubukçu'nun bürosunu basmaya" diye kaleme aldığı yazıyı ilgiyle okuyacağınızı umarız.. 

Haydi sizi provoke ediyorum


BU bir provokasyon yazısıdır.AKP’lileri kışkırtmak istiyorum.Hani şu Meclis’te bütçe görüşmeleri sırasında, Baykal’ın üzerine yürüyen AKP’li milletvekillerine sesleniyorum.

Haydi, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun bürosunu basmaya.

* * *

Dünkü Milliyet Gazetesi’nde bir mülakat yayınlandı.

Konuşan kişi bir kadındı.

Üstelik bu ülkenin "Kadından Sorumlu Devlet Bakanı"ydı.

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, bakın, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı, nasıl bir argümanla köşeye sıkıştırmak istiyor:

Önce "çokeşlilik" konusu...

"Bizimkilere gelince imam nikáhlı, CHP’ye gelince özel hayat. Sağcı, solcu fark etmez. Erkekler dünyanın her yerinde sekreterleriyle evleniyorlar."

İlk bakışta insana doğru bir benzetme gibi geliyor.

Oysa hiç alakası yok.

Bir tanesi, "imam nikáhını, dinden destek alarak meşru bir kurum" olarak kabul ediyor.

Öteki ise, sadece ahlaki çerçevede değerlendirilebilecek fiili bir durum.

Bunları bir terazinin iki tarafına koyup, sanki aynı fiillermiş gibi sunmak çok yanlış.

* * *

Asıl itirazım, Çubukçu’nun Baykal’ın türban konusundaki tavrını eleştirirken yaptığı şu karşılaştırmaya:

"Eşiyle akşam yemeği bile yemeyen, yanında hiçbir yere götürmeyen biri, başörtüsüyle eşini her yerde temsil eden, eşinin yanından ayrılmayan kadını oraya yakıştıramıyor..."

Yanlış hatırlamıyorsam, Baykal, bugüne kadar, "Erdoğan, eşi türbanlı olduğu için Çankaya’ya çıkamaz" diye bir söz etmedi.

Hatta bunun tam aksini söyledi.

İtirazının, "eşi ile ilgisi bulunmadığını" da birkaç defa açıkça söyledi.

Yani, Bakan’ın sözlerine temel oluşturan iddia doğru değil.

Ben bunu Baykal’a değil, Olcay Hanım’a ağır bir hakaret olarak değerlendiriyorum.

Türk kamuoyu belki Olcay Baykal’ı pek tanımıyor.

Ben tanıyorum.

Şunu açıkça söyleyebilirim.

Eşiyle birlikte görünmeme, Olcay Baykal’ın kişisel tercihidir.

Doğru. Bugüne kadar eşinin yanında çok ender göründü.

Basın önüne yanılmıyorsam sadece bir kere çıktı.

O da, eşinin siyaseti bıraktığını açıkladığı gündü.

Ben de bu tavrını öven bir yazı yazmıştım.

* * *

Olcay Hanım, böyle geri planda durma tavrını bizzat kendisi tercih etmiştir.

Baykal değil.

Ben bu duyguyu çok iyi anlıyorum.

Çünkü benim eşim de, Olcay Hanım’a benzeyen bir karaktere sahiptir.

Öğretim üyeliği yaptığım yıllardan beri davetlerde pek görünmez.

Gece hayatı hemen hiç yoktur.

Babası çok ünlü bir siyasetçi olduğu halde, o kendine ait sessiz bir dünyayı tercih etmiştir.

O nedenle Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun bu karşılaştırması fevkalade talihsizdir.

Hele hele bir kadın bakana hiç yakışmamıştır.

Üstelik "türbanı, kadınların şahsi tercihi olarak" sunan bir partinin üyesi olarak kendi iddiasına ters düşmüştür.

Bir kere daha gördük ki, eşler üzerinden siyaset kötü bir alışkanlık.

* * *

Son sözüm AKP’lilere.

Bütçe görüşmeleri sırasında Baykal’ın, Başbakan’ın eşinin türbanı ile ilgili sözlerine, ifadenin kastını aşan bir ölçüsüzlükle tepki göstermişlerdi.

Bence, o tepkinin hiç olmazsa yarısını, Nimet Çubukçu’nun bu talihsiz karşılaştırmasına da göstermeliler.

Tabii türbanın, gerçekten eşlerinin, kızlarının şahsi tercihi olduğu konusunda samimi iseler.


Ertuğrul ÖZKÖK
Yayın Tarihi : 6 Ocak 2007 Cumartesi 17:10:51
Güncelleme :6 Ocak 2007 Cumartesi 17:29:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
K. Mükremin BARUT IP: 88.226.238.xxx Tarih : 7.01.2007 02:42:31
BAKAN NİMET ÇUBUKÇU'NUN "Eşiyle akşam yemeği bile yemeyen, yanında hiçbir yere götürmeyen biri, başörtüsüyle eşini her yerde temsil eden, eşinin yanından ayrılmayan kadını oraya yakıştıramıyor..." SÖZLERİNE TAMAMEN KATILIYORUM. BİZ AİLECE LAİKLİĞE İNANMIŞ AMA TANRI VE DİN KONUSUNDA YÜREKTEN İNANÇLI KİŞİLERİZ. EŞİM VE KIZ KARDEŞLERİM NE GENÇLİKLERİNDE NE DE ŞİMDİ ÖRTÜNMEDİLER. AMA ÖRTÜLÜ İNSANLARA HİÇ TEPEDEN BAKMADIK. GENELDE BİZİM "LAİK" KENT SOYLU AYDINLARIMIZIN ÖRTÜLÜ KESİMLERE BAKIŞLARI; ÜST PERDEDEN VE SINOBİYENDİR. BAYKAL'DA DA AYNI HOR GÖRME SEZİNLENİYOR. ERTUĞRUL ÖZKÖK SON YAZILARINDA ALİTERASYONARA FAZLACA DÜŞMÜŞ DURUMDAYDI. KENDİSİNİ YENİLEME SORUNUNU AŞMASI İÇİN GEÇ KALMIŞ DEĞİL, AMA HER HALDE KENDİSİ İÇİN SİYASETE ATILAMAYI HAYIRLI GÖRMÜŞ OLACAK. BİR KÖŞE YAZARINA "Haydi Nimet Çubukçu'nun bürosunu basmaya" SÖZLERİ YAKIŞIYOR MU ? FAZLA MAFYA DİZİSİ İZLİYOR OLSA GEREK. BU ÇIKIŞINDAN SONRA BAYKAL VE ÖNDER SAV ONU BİR YERDEN VEKİL LİSTESİNE YAZABİLİRLER. BELKİ BÖYLESİ DAHA HAYIRLI OLUR. MECLİS KAVGAYA DÖĞÜŞE ÇOK MÜSAİT. O DA; MEHMET SEVİGEN, SIRRI ÖZBEK ve ZEKERYA AKINCIYA'YA KATILARAK, ÜÇ SİLAHŞÖRLER VE DARTAN'YANIN YENİ VERSİYONLARINI TÜRETİLER. HALKIN DA ÖZLEMLE BEKLEDİĞİ BU. BİR KAÇ PROVOKATİF YAZI ONU BU TATLI HEDEFE ZİYADESİYLE YAKLAŞTIRIR.SAYGILARIMLA. K. Mükremin BARUT 7.0CAK.2007-ANKARA