Dünya Ekonomik Forumuna bağlı bir kuruluşun 58 ülkeyi kapsayan araştırması, cinsiyet ayrımcılığının en az olduğu ülkelerin, İskandinav ülkeleri olduğunu ortaya koydu.
Raporda, cinsiyet ayrımcılığının önlenmesi konusunda uluslararası çabaların artmasına rağmen, henüz bu ülkelerin hiçbirinde kadınlarla erkeklerin sosyo-ekonomik koşullarının tam olarak eşit olmadığı belirtildi. Ekonomik, politik ve sosyal alanda fırsat eşitliği, katılım oranları, eğitim ve sağlık koşullarının incelendiği araştırmada, İsveç, Norveç, İzlanda, Danimarka ve Finlandiyanın ilk sıralarda, Türkiyenin ise listenin sonlarında yer aldığı kaydedildi.
İskandinav ülkelerinin dünya için model olması gerektiği belirtilen araştırma sonuçlarına göre ABD, Litvanya, Letonya ve Estonyanın gerisinde kalarak 17. olurken, Türkiye, Pakistan ve Mısır son sıralarda yer aldı.
Kanadanın 7., İngilterenin 8., Almanyanın 9., Fransanın 13., Rusyanın 31., İsviçrenin 34., Japonyanın 38., Zimbabvenin 42., İtalyanın 45., Yunanistanın 50. Brezilyanın 51., Hindistanın . olduğu araştırmada Türkiye, tüm bu ülkelerin gerisinde kalarak 57. olabildi.
Araştırmada, ayrımcılığın tüm insan davranışlarına "derin biçimde yerleşmiş" olması nedeniyle cinsiyet eşitliğini sağlamanın çok yavaş ilerleyen bir süreç olduğu kaydedildi.
Özellikle gebelik dönemindeki çalışma koşullarının ayrımcılık konusunda iyi bir ipucu olduğu belirtilerek, ABDde "ücretsiz" olma koşuluyla 12 hafta doğum izni verildiğine dikkat çekildi.
Raporda ayrıca, dünyadaki okuma yazma bilmeyen nüfusun üçte ikisini kadınların oluşturduğu, her yıl 20 milyon kadının sağlıksız koşullarda kürtaj yaptırdığı, bu nedenle büyük çoğunluğunun kalıcı hastalıklara yakalandığı ve yaklaşık 80 bininin hayatını kaybettiği belirtildi.