Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Batı ülkelerinde İslam toplumlarında kadınların yeri konusunda bazı tezler ileri sürdüldüğünü belirterek, “İslam toplumlarında kadınların sorunları, sıkıntıları vardır, yok demiyoruz. Bu sıkıntıların kaynaklarından biri dinin kendisi değil, din zannedilen törelerin ta kendisidir” diye konuştu. 

İslam Konfensı Örgütü’ne Üye Ülkelerin Kalkınmasında Kadının Rolü Birinci Bakanlar Konferansı İstanbul’da Dedeman Otelde başladı. Konferansın açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, kadının İslam dünyasındaki yerine değindi. Batılıların İslam dünyasındaki kadının rolüne ilişkin eleştirilerini dile getiren Erdoğan, konuşmasında başörtüsü konusuna hiç değinmedi. 

Erdoğan, Türkiye olarak kadının toplum içindeki rolünün güçlendirilmesi konusunda G-8 çerçevesinde bir görev üstlendiğini hatırlatarak, toplumun en üretken kesimini oluşturan kadınların medeniyetlerin inşaasında, gelişmesinde önemli rol oynadıklarını söyledi. Her milletin tarihin akışına uygun olarak kendi şartları içinde kadınların toplumsal rolü bakımından belirli mesafeler katettiğini vurgulayan Erdoğan, hemen hemen her toplumda bu alanda bazı sıkıntıların yaşandığını kaydetti. Erdoğan, kadınların sosyal statüsündeki gelişmelere değinirken şöyle konuştu: 

“KADINLARIN SIKINTILARININ KAYNAĞI DİN DEĞİL TÖRELER” 

“Sanki günümüzde bazı toplumlarda bütün sorunların çözüldüğü, bazılarının ise bunun ilerleme ve gelişme göstermediğini, inançlarının buna engel olduğu, bu toplumlarda kadınların ezildiği, sömürüldüğü şeklinde bir anlayış mevcuttur. Bu çok indirgemeci yaklaşım batı ülkelerinde İslam toplumlarında kadınlardın yeri konusunda ileri sürülen tezler bu bağlamdadır. İslam toplumlarında kadınların sorunları, sıkıntıları vardır, yok demiyoruz. Sosyal hayata katılmaları önünde engel vardır. Bu sıkıntıların kaynaklarından biri dinin kendisi değil din zannedilen törelerin ta kendisidir. Bunu birbirinden ayırmak gerekir.” 

Kadının kalkınma sürecinde yer alması ve sosyal hayata katılması sıkıntılarının sadece İslam ülkelerinde yaşanmadığını farklı şekillerde bütün dünyada yaşandığını söyleyen Erdoğan, bunu kimsenin inkar edemeyeceğini ifade etti. Erdoğan, bir çok konuda olduğu gibi kadının sorununda belli bir coğrafyada tek bir inanç ya da medeniyet sisteminde aramanın yanlış olduğunu kaydetti. Kadınların toplumdaki yeri konusunda yaşanan sorunların dolaycı ve toptancı yaklaşımlarla anlaşılamayacağının unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, böyle algılamayla sorunun çözülemeyeceğini belirtti. Başbakan Erdoğan, kadınların her alanda çalışmalarını, sosyal alanda daha etkin olmalarını sağlayacağız diye onların kendi cinsiyetlerinden gelen özelliklerini gözardı etmenin yanlış olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: 

“Bunu eski kominist toplumlarda çok gördük. Bu komünist toplumlarla ilgilenenler öyle zannediyorum ki kadının o toplumda cinsiyetin tamamiyle yani fıtratını tamamiyle zıttına nasıl kullanıldığını onlar bilirler. Şuanda aramızda da bu hanım kardeşlerimiz gördüler ve biliyorlar. Kadınlarımızın sadece kadın olduğu için haksız rekabete maruz kaldıklarını, ayrımcılığa uğramalarını elbette kabul edemeyiz. Her zaman söylüyorum kadına karşı ayrımcılık ırkcılıktan daha yanlıştır, daha tehlikeli, daha ilkel bir anlayıştır. Ancak cinsiyet ayrımcılığına yapılan vurgular insanları daha başka hatalara götürebiliyor. Bazı hataları beraberinde getirebiliyor. Bir uçtan başka uca savrulmak, ifrat ve tefrik arasında gidip gelmek bana göre bugün karşı karşıya olduğumuz tehlikelerden biri olarak görülmelidir.” 

Başbakan Erdoğan, dünyada birçok başka meselede olduğu gibi kadın meselesinde bir denge bulunması gerektiğini belirterek, bunun yanında kadınlara her alanda varolabilcekleri hem de kadınlıklarını bir kadın olarak yaşayabilecekleri bir ortamın hazırlanması gerektiğini kaydetti. Erdoğan, “Bu dengeyi kurarken geleneğimizden ve medeniyet kültürümüzden ilham alabiliriz” dedi. 

İslam toplumunda kadının rolüyle ilgili batılı çevrelerin yapdığı eleştirileri tümüyle “Eski şarkiyatçı” yaklaşımlarının önyargılarından kaynaklanan yanlış değerlendirmeler olarak da görmediktlerini ifade eden Erdoğan, konuşulması ve çözüm üretilmesi gereken sorunların varolduğunun kabul edilmesi gerektiğini kaydetti. Bunun başında da Türkiye’de görülen ve kamuoyunda “Töre cinayetleri” sorununun geldiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: 

TÖRE CİNAYETLERİ 

“Bunların münferit hadiseler olduğunu söyleyebiliriz. Yine de cehaletten kaynaklanan insanlık dışı cinayetleri gözardı edemeyiz. Bu konuda parlamenterlere, siyasi partilere, medyaya, akademisyenlere, akademik kuruluşlara büyük görev düşüyor. Hükümet olarak bu konuda her türlü işbirliğine açığız. Kadın ve kız çocukların karşılaştığı diğer sorunların da üzerinde durmalıyız.”