27
Nisan
2024
Cumartesi
KOZAN - ADANA
Belediye Sayfaları
Nufus
2.006.650
Yüz Ölçümü
14.030
İlçe Sayısı
16
Vali
Nufus
123.980
Yüz Ölçümü
1.690
Belediye Sayısı
87
Köy Sayısı
0
Kaymakam

Kozan Gezgin Gözüyle

Çarşı içindedir. 1448 de Memlük Emiri Abdullah Hoşkadem tarafından yaptırılmıştır. Ulu camia niteliğinde ve Memlük mimarı uslubundadır.Kesme taştan yapılmıştır. Çok az penceresi vardır.11 basamaklı bir merdivenle çıkılan giriş kapısı renkli mermerlerle süslüdür. Tek şerefeli minaresi yeniden yapılmıştır.

SOLUHAN KERVANSARAYI


Kozan ile Feke ilçeleri arasındadır. Torosların  Horzum yaylası yakınında , eski Kozan --Kayseri kervanyolu üzerindedir. Ortaçağdan kalma bir menzil hanıdır.Selçuklu-Osmanlı mimari özelliklerini taşır. Çok yıkık haldedir.

BUCAK KALESİ

 
Kozan’ın 10 km. güneyinde Hamam köyün doğusunda  bir ortaçağ kalesidir. Bazı kısımları ayakta kalabilmiştir.

KAYA KABARTMALARI


Anavarza  kalesinin doğusundaki kayalıklara oyulmuş mezarlarda dinsel törenleri gösteren kabartmalar vardır.

SU KEMERLERİ

 
Kozan’ın 22 km. güney doğusundaki Dilekkaya köyünde bulunan anavarza kalesine 12 km. uzaklıktadır.Anvarza’ya kaynak suları bu su kemerleri ile getirilmekteydi.

Yarıkkaya (Uzunoğlan) Kalesi
 

İlçe merkezinin kuzeydoğusuna düşen Yarıkkaya kalesi, Ferhatlı ve Eskimantaş köylerini birbirinden ayıran Uzunoğlan tepesinde bulunur. Karstik bir araziden olu şan tepe, Anavarza ve Karasis kalelerini görebildiği gibi, Dededağı’nı da görür. Yaklaşık 750 metre yükseklikte kurulu kalenin, güney ve güneydoğusunda Ferhatlı, kuzey ve kuzeybatısında Eski mantaş köyleri yer alır. Uzunoğlan tepe sinin hemen karşısında (güneybatısında) Tülek tepesi, kuzeybatısında ise Çamlıtepe bulunmaktadır.
Uzunoğlan ve Tülek tepelerini birbirin den ayıran 530 metre rakımlı, Gedikboğazı mevkiinden asfalt bir yol geçer. Kalenin hemen yanından geçen bu yolun iki ucu da kaleyi, ilçe merkezine bağlar. 

Hakim bir tepeye kurulu bu kale çok eski bir tarihi geçmişe sahiptir. Eski Hitit kaleler zincirinin bir halkasını oluşturan bu kale, halen sapasağlam ayaktadır. Anadolu’daki diğer kaleler gibi bu kale de tarih çağlarında çok el değiştirmiştir. Kalenin en yüksek yerinde bulunan ibadet hanedan, bu kaleyi inşa edenlerin Hititler olduğu kanaatine varılabilir. Çünkü tabanı mermer ile kaplı ve çevresinde büyük sütunlar dikili olan bu ibadethanenin, güneybatıya bakan kısmında yer alan bir kayada, Hitit tanrıçasının kabartması bulunur. (Yerli ve yabancı arkeologların kalede yaptığı araştırmada bu kabartmanın bir Hitit Tanrıçası olduğu belirtilmiştir. 

Kalenin zirvesinde yer alan açık hava tapınağı, günümüzde sütunları ve kaya kabartması ile hala sapasağlam ayakta durmaktadır.
Ayrıca kale ve yakın çevresinde, yeraltından çıkan geyik ve aslan heykelcikleri ile çeşitli motifler burayı Hititler’in yaptığı tezini güçlendirmektedir. Uzunoğlan’ın eteklerinde ve yakın çevresinde şehir yerleşmelerinin izlerine rastlamaktadır. Elek sırt, Beşiktaş mevkileri ile Tülek ve Çamlıtepe eteklerinde vardır. Belirtilen yerlerdeki şehir harabeleri kale ve şehir yaşantısı hakkında, bizlerin bilgi sahibi olmasını Sağlar 


Andıl (Andala) Kalesi
 

Dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi Anadolu’da da, eski çağlardan günü müze kadar çok sayıda uygarlık kurul muş, belli bir süre yaşamış ve sonra yok olmuştur. Özellikle Toros dağlarında gerek tarih öncesi, gerekse tarih çağlarında yoğun bir yerleşim olmuştur.
Tarih çağlarında kıyıdan içerilere, derin vadileri takip ederek uzanan yolları, düşmandan ve soygunculardan korumak amacı ile birbirini gören yüksek noktalar da kaleler veya gözetleme kuleleri inşa edilmiştir. Bu amaçla yapılan Anadolu’daki kalelerden biri de Kozan’daki Andıl Kalesi’dir. 

Orta Toroslar’da bulunan çok sayıdaki kale kalıntılarından biri olan Andıl kalesi, Çukurova’yı İç Anadolu’ya bağlayan ticaret yolunun güvenliğini sağlamak için yapılmıştır. Kozan’dan Feke ve Saimbeyli’ye giden tarihi kervan yolunun batı yanına inşa edilen kale, haberleşme açısın dan çok önemli bir rol üstlenmiştir.
Bu kale hakkında yapılan araştırma raporları kalenin, 13. yy.da bir manastır olarak da hizmet verdiğini ortaya koy maktadır. (R. Edwards). 

Andıl Kalesi, Kozan’ın 15. km. kuzeyinde olup, ilçe merkezinden görülebilir bir mevkide yer alır. Denizden 1510 metre yüksekte yer alan Andıl dağının zirvesine kurulu kale, geniş bir çevreye hakimdir. Bu kale Kozan’da bulunan kalelerin en yüksek olanıdır.
Andıl kalesi, Çukurova’daki kaleler zincirini oluşturan kalelerin büyük çoğunluğunu görebilmektedir. Bunlar; Karasis, Uzunoğlun (Yarıkkaya) Anavarza ve Kozan Kaleleridir. 

Bu kaleye, Kozan merkezinden Turgutlu’ya giden ve oradan da Andıl köyüne geçen, büyük çoğunluğu asfalt olan, bir yol ile ulaşmak mümkündür. Kozan’ın önemli kalelerinden birini oluşturan bu kalenin, kesin tarihi hakkın da bir bilgimiz yoktur. Fakat, kalenin yapımında kullanılan malzemelerden, inşa at tekniklerinden ve kale ile yakın çevre sinden çıkan çeşitli sikke ve araç-gereç- ten bu kalenin bir orta çağ kalesi olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. 

Kale hakkında ilk ilmi araştırmayı yapan kişi, W. Robert Edvards’tır. Bu araştırmacının 1949 yılında yaptığı araştırma raporları, bizim Andıl kalesi tetkiklerimizle örtüşmektedir. 

Kale ve yakın çevresinde çok sayıda sikke bulunmuştur. Köylüler tarafından bulunan bu sikkeler içerisinde, Kilikya Ermeni Prensliği’ne ve Roma dönemine ait olduğu bilinenler de vardır. Orta çağa ait olan bu sikkeler içinde, Ermeni prenslerinden 2. Levon ve 2. Het’um’a ait olanlar da bulunmaktadır. 


KİLİKYA MANASTIRI

 
1292-1921 yılları arasında Kilikya Ermenilerinin merkezi olan Sis Ermeni Manastırı, Kozan Kalesi eteklerinde bulun maktadır. Kilikya Manastırı eski devirlerde hükümet kurmuş Ermeni mülükünün üçüncü tabakasından, Rubinyan Krallarından “Haytum” tarafından Ayasofya’nın benzeri olarak inşa edilmiştir. Bu manastırın bir benzeri de Ermenilerin merkezi olan “Açmiyazin” şehrinde olduğu söylenmektedir. 

Kilikya Manastırı, Ermeni papalarının ruhani bir merkezi sayılırda. Manastırın etrafında bulunan çiçekler, yedi kulplu altın kazanların içine konulur. 3-4 senede bir yağ çıkartılırdı. Buna “Pelesek Yağı” denilirdi. Altın kazanların ağzının açılış töreni için açık artırma yapılır ve en çok parayı veren altın kazanın ağzını açarmış. Pelesek yağı (suyu) her ta raftan gelen Hıristiyanların katıldığı büyük bir merasimle elde edilir. Kilikya Manastırının o zamanın Hıristiyan dünyasın da çok büyük bir yeri vardı. 

Manastırın iki büyük kapısının, 366 odasının ve bir kaç tane de altın kazanının olduğu anlatılmaktadır. Ayrıca manastırın bir çok bölümünün mermerlerle kaplı olduğu belirtilmektedir. Bu manastır, 1921 yılında Beyrut’a taşınmış ve halen oradan faaliyetlerini sür dürmektedir. Kozan’daki manastırın, diğer Ermeni kilise ve manastırlardan statü olarak yüksek olduğu belirtilmektedir. 2 Haziran 1920’de Fransızlar Kozan’ı terk ederken Katalikos vekili Yahişa efendi manastırın bütün anahtarlarını bir çuvala koyarak Kozan Mutasarrıfı Ihsan Bey’e teslim ederken şunları söylemiştir. 

“Biz artık buralardan gidiyoruz ve bir daha dönüşümüz olmayacaktır. Bu manastır bir mabettir. Burasını bir cami yahut hasta hane veya mektep yapınız. Memleketiniz için çok hayırlı olur.” demiştir. Maalesef aradan zaman geçtikten sonra Kilikya Manastırı o zaman ki yetkili kimselerin fikirlerine yenik düşmüş, sonuçta ortada Kilikya Manastırı diye bir şey kalmamıştır. Yalnızca çevre duvarları ayaktadır.

Yayın Tarihi : 4 Şubat 2008 Pazartesi 10:52:29
Güncelleme :7 Mart 2008 Cuma 13:39:04

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?