1
Mayıs
2024
Çarşamba
ANTALYA

Anneden yürekleri yakan feryat

Antalya'da, 18 yaşındaki Çağdaş Gemik'i tabancayla vurarak öldürdüğü iddia edilen polis memuru Mehmet E., "Ayağım kaydı, dengemi kaybettim. O sırada elimdeki tabanca ikinci kez ateş aldı. Kesinlikle şahsı hedef almadım" dedi.

Polis Mehmet E.'nin 'kasten adam öldürmek' suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı. Antalya'da, geçen 27 Ekim Pazartesi günü saat 15.00 sıralarında devriye gezen ekibin 'Dur' ikazına uymayarak kaçan motosikletli iki gence ateş açan Antalya Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Şubesi'nde görevli polis memuru Mehmet E. (34), gençlerden Çağdaş Gemik'in ölümüne neden olmuş, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Duruşmayı, Çağdaş Gemik gibi oğlu polis kurşunuyla öldürülen Baran Tursun'un babası Mehmet Dursun da izledi.

SUÇ MAHALLEDE
Mahkemeden tahliyesini isteyen polis memuru Mehmet E., dengesini kaybetmesine yoldaki mucurun yol açtığını, olayın cereyan ettiği mahallede de suç oranının yüksek olduğunu iddia etti. Savunmasına ölen gencin yakınlarına başsağlığı dileyerek başlayan Mehmet E., Çağdaş Gemik'in yakınları tarafından "katil" diye protesto edildi.

Antalya'daki davada kendisinin son üç yıldır Önleyici Hizmetler Müdürlüğü'ne bağlı yunus timlerinde görev yaptığını bildiren 13 yıllık polis memuru Mehmet E., olayın cereyan ettiği 27 Ekim 2008 tarihinde Ahmet Ü. isimli polis memuru arkadaşı ile devriye görevine çıktığını söyledi.

Olay günü bir motosiklet hırsızlığı, bir evden hırsızlık ve uyuşturucu madde ile ilgili üç ayrı suçla ilgili şüphelileri yakalayıp ilgili birimlere teslim ettiklerini bildiren Mehmet E., öğleden sonra da görev sahaları olan Yeşildere Mahallesi'nde devriye görevine çıktıklarını söyledi. Görev yaptıkları Yeşildere Mahallesi'nin özellikle uyuşturucu ticaretinde suç oranının çok yüksek bir bölge olduğunu iddia eden Mehmet E., sokakta devriye gezerken karşılarından gelen üzerinde iki gencin bulunduğu motosikletten şüphelendiklerini söyledi. Motosiklet sürücüsüne dur ihtarında bulunduklarını ancak üzerindeki gencin durmak yerine kaçtığını savunan Mehmet E., şunları söyledi: "Meydana gelen kovalamaca bir süre devam ettikten sonra 1173 numaralı sokakta önümüzdeki motosiklet durdu. Arkadaki genç motosikletten indi. Biz de motosikleti durdurup aşağıya indik. Bu sırada önümüzdeki motosikleti kullanan başında kask olan genç arkadaşını indirdikten sonra direksiyonu kırıp gaza basıp kaçtı. Ben kendisine dur dedim. Durmayınca tabancamı çıkarıp havada mekanizmayı açtıktan sonra havaya ateş açtım. Bu sırada ayağım kaydı, dengemi kaybettim. O sırada elimdeki tabanca ikinci kez ateş aldı. Ben sol elimle kaskımı tutuyordum, sağ elimdeki tabancam ateş aldı. Kesinlikle şahsı hedef almadım. Bu mermi nasıl olup da başına isabet etti bilmiyorum. Ben görevimi yaptım. Tahliyemi istiyorum."

O BENİ CİĞERİMDEN AYIRDI
Çağdaş Gemik'in annesi Sevgi Efe ise, kendisinin sekiz yıl kadar önce eşinden ayrıldığını, çocuğun velayetinin de kendisine verildiğini söyledi. Lise sondan terk olan oğlunun folklor oynadığını söyleyen Sevgi Efe, şöyle konuştu: "Olay günü Çağdaş benden motosikleti alıp gezmeye çıkmıştı. Sonra eve polis geldi. Çağdaş'ın motosikleti çaldırdığını, motosikletin de Şarampol karakolunda olduğunu söylediler. Aradan birkaç saat geçtikten sonra bu kez beni Sanayi Karakoluna çağırdılar. Sanayi Karakoluna gittiğimde oğlumun nerede olduğunu sordum. Senin oğlun hırsızlık yapmıştır. Hırsızların içine bakın dediler. Benim oğlum hırsız değil dedim. Motosikletini çaldırmış. Siz de bulmuşsunuz dedim. Sonra saatler sonra oğlumun öldüğünü öğrendim."

Kendisinin davacı olduğunu belirten Sevgi Efe, sanık sandalyesinde oturan polis memuru Mehmet E.'ye dönerek, "O beni ciğerimden ayırdı. Allah onu da ciğerinden ayırsın" dedi. Baba Haşim Gemik de oğlunun hiçbir kötü alışkanlığı olmadığını belirterek sanığın cezalandırılmasını istedi. Dayı Cemal Efe ise, polis kurşunuyla öldürülen Çağdaş Gemik'e Çağdaş ismini kendisinin verdiğini belirterek, "O adı gibi çağdaş bir insandı. Saat 15:30 sıralarında bu olay oluyor. Biz gece 22:30'dan sonra öğreniyoruz. Polis bizden olayı saatlerce gizledi" iddiasında bulundu.

MEHMET'İN AYAĞININ KAYDIĞINI GÖRDÜM
Olay anında Mehmet E.'ye eşlik eden diğer polis memuru Ahmet Ü. de arkadaşının ateş ettiği sırada kendisinin motosikletten inen diğer şüpheli ile konuştuğunu söyledi.

İlk silah sesini duyduğunda Mehmet E.'nin tabancasının namlusunun havada olduğunu söyleyen Ahmet Ü., sözlerine şöyle devam etti: "Ben daha sonra tekrar yanımdaki gence döndüğüm sırada ikinci bir silah sesi duyuldu. Baktığımda Mehmet'in ayağı kaymıştı. Sol eliyle kaskını tutuyordu. Sağ elindeki silahın namlusu ise aşağıya bakıyordu. Polis görev sırasında kaçan şahsı durdurmak için havaya ateş edebilir. Ateş eden ben de olabilirdim. Hatta, olay sırasında ben nasıl olur da bu kurşun bu gence isabet etti diye bağırdım. Hemen ambulans çağırdım. Mehmet de vurulan gencin kan akan yerine eliyle tampon yaptı. Ambulans geldiğinde genç hayatını kaybetmişti."

BÖLGEDE UYUŞTURUCU TEHDİDİ VAR
Raziye A. isimli kadın ise tanık olarak dinlendi. Raziye A., mahkeme heyetine verdiği ifadede, kendisinin olayın meydana geldiği sokakta oturduğunu söyledi. İki kez silah sesi duyunca evinin penceresinden sokağa baktığını, yerde kanlar içinde üzerine motosikletin devrildiği bir genci gördüğünü, başında da bir yunus polisinin bulunduğunu anlatan Raziye A., şöyle konuştu: "Sivil bir gençle bir polis memuru da birkaç metre uzaktaydı. Sokağın asfalt yolunun kenarlarında yer yer çakıllar var. Ayrıca sokakta araçların yavaş geçmesi için bir de kasis var. Ben olayın nasıl meydana geldiğini bilmiyorum. Arkadaki polis yerde yatan gencin başındaki polise neden ateş ettin diyordu. Çocuk ise, abi ehliyetimiz yoktu onun için kaçıyorduk diyordu. Olaydan sonra ambulans geldi. Çocuk ölmüştü. Ardından savcı geldi."

Polisin belirttiği gibi bu bölgede uyuşturucu tehdidinin olduğunu iddia eden Raziye A., kendi oğluna da uyuşturucu alması için teklifte bulunanların olduğunu iddia etti.

BURADA UYUŞTURUCU TİCARETİ YOĞUN
Davayla ilgili bir diğer tanık SSK emeklisi Halil İbrahim T. isimli bir vatandaş oldu. Olayın cereyan ettiği noktaya 100 metre kadar uzaklıktaki bir noktada karşısından motosikletle gelen iki gencin kendisinin kullandığı motosiklete çarpıp kaçtığını savunan Halil İbrahim T., sözlerine şöyle devam etti: "Gençlerin arkasından yunus timlerinin bulunduğu motosiklet geçti. Polis yanımdan geçerken önümdeki gençlere dur işareti yapıyordu. Yanımda beton mikseri çalışıyordu. Silah sesini duymadım. Kısa bir süre sonra sokağa ambulans girdi. Ben gençlerin kanala uçtuğunu sandım. Çünkü hızlı gidiyorlardı."

Halil İbrahim T., hakimin sorusu üzerine bu bölgede uyuşturucu ticaretinin yoğun olduğunu bu nedenle de sık sık polislerin bu bölgede devriye görevi yaptığını da söyledi.

AVUKATLARIN GÖRÜŞÜ
Sanık avukatı Süleyman Çalıkuşu ise, polisin dur ihtarına uymayıp kaçmanın tipik bir direniş olduğunu savundu. Sanık polisin maktül sürücünün etkin direnişini kırmak için silah kullandığını savunan Çalıkuşu, Yargıtay İhtisas Dairesi'nin uygulama sırasında otomobiliyle kaçan bir sürücüyü vurup öldüren polisin beraatine karar verdiğini söyledi. Savcının hazırladığı kasten adam öldürme iddianamesinin de varsayıma dayalı, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunan Çalıkuşu, sanığın adli kontrol bulundurularak serbest bırakılmasını talep etti.

Davacı avukatlarından Nusret Gürgöz de Türkiye'de Baran Tursun cinayetinde olduğu gibi bu tür olaylarda hep polisin ayağının kaydığının iddia edildiğini belirtti. Burada bir senaryo üretildiğini anlatan Gürgöz, "Savunmalara itibar edilmemeli" diye konuştu.

Avukat Nilgün Gürgöz de Türkiye'de insanların suçlu olmasalar bile polisten kaçtığını iddia ederek şunları söyledi: "Sahte polisler bile kadınların saçını çekerek götürüyor. Kimse ses çıkarmıyor. Suçu olmasa bile insanlar kaçıyor. Bunların nedenini polislerin kendilerinin sorgulaması lazım."
Avukat Münip Ermiş de Polis Vazife ve Selahiyet ile ilgili yazının 16'ıncı maddesinde değişiklik yapılmadığı sürece bu olayların devam edeceğini savundu.

DAVA SONUCU
Mahkeme, duruşmayı 26 haziran tarihine erteledi. Duruşmadan sonra Çağdaş Gemik'in öldürülmesine tepki gösteren bir gurup adliye bahçesinde pankart açıp olayı protesto etti. Eyleme Gemik'in annesi Sevgi Efe ile Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun da destek verdi.

İHA
Yayın Tarihi : 28 Nisan 2009 Salı 18:42:09
Güncelleme :28 Nisan 2009 Salı 21:14:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?