22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANTALYA

Antalya: CHP Lideri Baykal: 'hükümet can güvenliğini sağlayamadı'

28 Mart yerel seçimlerinde CHP’den Muratpaşa Belediye Başkanı seçilen Süleyman Evcilmen’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, burada basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Türkiye’nin Irak’ta bulunan Türk vatandaşlarının can güvenliğini sağlamaktan aciz olduğunu ifade eden Baykal, "Vatandaşlarımız meşru olarak bir başka ülkede bulunuyorsa, can güvenliği konusunda Türkiye’nin bir garantiye sahip olma ihtiyacı var. Ülkemizde yaşayan vatandaşların can güvenliği nasıl iktidarın ve hukukun güvencesi altındaysa, aynı şekilde bir Türk vatandaşının meşru bir biçimde bulunduğu başka ülkede can güvenliği de sağlanmalıdır. Bunu sağlayacak olanlar da bizim hükümetimizdir. Hükümet, ’insanlar gitmeselerdi’, ’beni ilgilendirmez’ deme hakkına sahip değildir. Can güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almalıdır. Maalesef, bırakın Irak’taki vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamayı, orada vatandaşlarımızın bulunup bulunmadığından bile haberdar değil, varlığı kayda geçmiş değildir. Durumları hakkında net bir bilgi yoktur, bazen kaçırıldıkları halde kaçırılması bilgisi bizim yetkililerimize bir türlü intikal etmemektedir. Bu konuda ciddi bir çalışma şimdilik görünmüyor" dedi.

Türkiye ile Irak arasındaki ekonomik ilişkilerin önümüzdeki dönemlerde çok daha iyi olacağına inandığının altını çizen CHP Lideri Deniz Baykal, televizyonlarda yayınlanan rehine görüntülerini sert bir dille eleştirdi. Baykal, "O manzaralar hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir. Rehin alınmış vatandaşlarımız tehdit altında hükümetten ricada bulunuyor. Şirketlerden ricada bulunuyorlar. Şirketler panik içinde, hükümet panik içinde. Şirketin çekildiğine dair bilgiyi hükümet El Cezire televizyonuna hızla ulaştırıp, ’karar alındı’ demeye çalışıyor. Yani hoş olmayan, Türkiye’ye yakışmayan durumla karşı karşıyayız. Geçenlerde Başbakan, ’Irak’a geçmişte girmek istemiştik ama bugünkü şartlar başka. Eğer bugün önümüze gelse bu teklif, girmeyiz’ dedi. Bunun altında büyük bir itiraf yatıyor. Demek ki Türkiye bir yıl sonra ortaya çıkacak şartları bir yıl önceden görmüş değildir. Bu bir itiraf tabi. Türkiye’de, bir yıl sonrasını göremeyen dış politikanın olduğunu gösteriyor. Bunun ekonomik ve ticari bedellerini de şimdi ödüyoruz" diye konuştu.


Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de bulunduğu 5 alt kademe belediye başkanının öldürülen teröristin ailesine taziye ziyaretinde bulunmasını da değerlendiren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bunun oradaki siyasi yapının henüz ne yapacağına karar veremediğinin en büyük göstergesi olduğunu ifade etti. Belediye başkanlarının bir süre önce de teröristler tarafından şehit edilen güvenlik gücü mensubunun ailesine taziye ziyaretinde bulunduğunu ve bu hareketin tüm Türkiye tarafından memnuniyetle karşılandığını hatırlatan Deniz Baykal, "Şüphesiz hiçbir ölüme sevinilmez. Kimse çatışma istemez. Oradaki siyasi yapının bu konularda nasıl bir doğrultu tutturacaklarına karar verme ihtiyaçları var. Birbiriyle çelişen tavırlar Türkiye’yi rahatsız ve rencide ediyor. Biran evvel netleşmesi lazım. Terör olaylarına siyaseten destek verme anlamında her girişim hiçbir şekilde kabul edilemez. O bölgede yaşayan yerel otoritelerin bundan uzak durmasına ihtiyaç vardır" diye konuştu.

Türkiye’nin, Atina Olimpiyatları’nda bin 500 metredeki altın madalya umudu Süreyya Ayhan’ın olimpiyatların başlamasına bir hafta kala sakatlığı sebebiyle yarışlardan çekilmesinin son derece üzücü bir olay olduğunu söyleyen Deniz Baykal, olayda çok söylenti, iddia, haklı kuşkular bulunduğunu, bu sebeple de tam bir fotoğrafın çekilmesi için zamana ihtiyaç olduğunu söyledi. Tüm bunların yanında Türkiye’nin dünya şampiyonluğuna aday bir sporcuyu daha pistte yarışa sokamadan iddiasını kaybettiğini kaydeden Baykal, şöyle konuştu:
"Bu olayın içyüzü budur. Dünya şampiyonasında altın madalya alması çok büyük umut olan bir sporcumuzu daha piste sokamadık. Onu, bunu suçlayarak bu gerçeği gözden kaçıramayız. Çok özel bir şekilde sahiplenip, her türlü tehlikeden koruyup, en azından piste sokmamız gerekirken, bunu başaramamış olmamız hiçbir şekilde mazur görülemez. Bu, dünya çapında bir olay. Demek birileri bu kadar hataları yanlışları gördü, yarışa daha girmeden tehlikeyi ortadan kaldırdı. Böyle birşeye izin verilebilir mi? Bu nasıl spor yönetimi. Bu, Türkiye’nin zenginliğini israf etmesi, heba etmesi, kullanamaması demektir. Şimdi tek umudumuz Elvan kızımız. Ondan da umutluyuz. Ama Süreyya Ayhan da katılmış olsaydı ne kadar güzel bir manzara olacaktı. Biri birinci, diğeri ikinci olacaktı. Bu muhteşem bir olaydı. Bu kadar başıboş, bu kadar sahipsiz, yanlış yönetilen bir spor anlayışı olamaz."

iha-antalya
Yayın Tarihi : 9 Ağustos 2004 Pazartesi 12:54:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?