7
Mayıs
2024
Salı
ANTALYA

Arap Süleyman’ın tam 150 varisi çıktı

VATAN 50 yıllık tapu davasının ardından Antalya’nın en zengini olarak nitelendirilen ’Arap Süleyman’ın torunu emekli tapu memuru H.A’yı Denizli’de buldu. Türkiye’de en değerli arazilerden biri olarak kabul edilen Antalya-Konyaaltı’ndaki 3 bin dönümlük araziyle ilgili davayı kazanan H.A, üzerinde Sheraton Oteli, Falez Oteli, Cam Piramit ve Antalya Spor Tesisleri’nin de bulunduğu arazinin kendisiyle birlikte 150’ye yakın mirasçısı bulunduğunu söyledi. Değeri 4 milyar YTL’yi bulan arazinin yeni sahiplerine “milyoner” gözüyle bakılırken, bölgenin tapudaki sahibi olan Arap Süleyman’ın 7’nci kuşaktan torunu olan H.A, aynı görüşte değil. H.A’ya göre 3 bin dönümlük arazinin sadece 400 dönümü 150’ye yakın varise geçecek. H.A, açılacak yeni davaların ardından ise kendisine kalacak parayı en fazla 300 bin YTL olarak tahmin ediyor.

Çoğu istimlak edildi
Arap Süleyman’ın torunu arazinin mirasçılar arasında paylaşılmasını ise şöyle anlatıyor: “Yıllar Arap Süleyman ve Hacı Mehmet Ağa’dan itibaren neredeyse 7 kuşak geçti. Dolayısıyla mirasçı sayısı neredeyse 150’yi buldu. Bu yüzden paylaşım da hisse oranına göre yapılıyor. Hisse oranlarına bakıldığında en az hisse sahibi olan 1 dönüm alacak. En çok hisse sahibi olan ise 20 dönüm alacak. Bir başka ifadeyle en az alan 2 bin 300 dönümde 1 dönüm hak iddia edebilecek. En fazla hisse sahibi olan ise 2 bin 300 dönümde 20 dönüm üzerinde hak iddia edebiliyor. Ancak 50 yıllık süreç içerisinde 2 bin 300 dönümlük arazinin bin 700 dönümü devlet tarafından istimlak edilmiş. O dönemdeki kanunlara göre de davalık olan bir arazi istimlak edildiğinde, arazinin değeri devlet bankasına yatırılırdı. Ve bu paraya faiz de işlemezdi. Dava sonucuna göre hak sahibi bu parayı bankadan alırdı. Bu kanun yüzünden bin 700 dönümlük arazinin istimlak bedeli çok cüzi bir rakam tutuyor. Hatta bin YTL bile değil. O yüzden geri kalan 600 dönümlük arazi parasal anlamda değer taşıyor.”

Yorgi’nin payı devlete
Yargıtay’ın aldığı karar neticesinde sadece 600 dönümlük bir arazi kalıyor. Bunun 3’te 1’i Hacı Mehmet Ağa, 3’te biri Arap Süleyman ve 3’te 1’de Bakırcı Yorgi’nin mirasçıları arasında paylaştırılacak. Ancak Bakırcı Yorgi’nin hiçbir mirasçısı olmadığı için 200 dönüm doğrudan doğruya Maliye Bakanlığı’nın olacak. Geriye kalan 400 dönüm ise 150’ye yakın kişi tarafından paylaşılacak. Bu 150’ye yakın mirasçı ise 2 bin 300 dönüm üzerindeki hisse oranları kadar 400 dönümden hak iddia edecek. Örneğin 2 bin 300 dönümde 1 dönüm arazisi olan 400 dönümden ancak 300 metrekare hak iddia edebilecek. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin rayiç bedellerine göre buradaki bir arazinin metrekare birim fiyatı 500 YTL. Kaba bir hesapla 2 bin 300 dönümde 1 dönümü olan bu dava neticesinde en fazla 150 bin YTL’lik arazinin sahibi olacak.

Devlet ise 2 bin 300 dönümün 780 dönümüne sahip olduğu bu dava sonucunda 600 dönümün 200 dönümünün de doğrudan sahibi oldu. Kaba bir hesapla devlet 100 milyon YTL kazanmış oluyor.

Tapu kaydı 1860’a dayanıyor
* Güvenliği sebebiyle isminin açıklanmasını istemeyen Arap Süleyman’ın torunu, geçmişi 1800’lü yıllara dayanan arazinin öyküsünü Vatan’a anlattı: “Bütün herşeyin temel kaynağı ’Sefer 1264’ tarihli tapu kaydına dayanıyor. Bu da 1860’lı yıllara denk geliyor. Bu tapuda şu ifade yer alıyor: ’Hacı Bekirzade, Hacı Mehmet Ağa, Arap Süleyman ve Bakırcı Yorgi adlarına tapulu bir tarafı Konyabaşı, bir tarafı Bedir Hendeği, bir tarafı Leb-i Derya, bir tarafı da Konyabaşı tariki 3 bin dönümlü tapu’. Arap Süleyman’ın torunu, 1955’te tapulama müdürlüklerinin yaptığı yer ve hak sahipleri tetkik çalışmaları sırasında çıkan anlaşmazlık yüzünden mahkemelik olunduğunu söylüyor. ”2002 yılında Antalya’daki yerel mahkeme, 3 bin dönümlük arazinin 2 bin 300 dönümünün mirasçılara ait olduğuna karar veriyor. Ancak bu karara da itirazlar olunca dava Yargıtay’a taşınıyor. 2006 Temmuz’unda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını onuyor. Bu kararla tapuların yeni sahiplerine verilmesi karara bağlanıyor.”

Paranın ne zaman ödeneceği meçhul
Arap Süleyman’ın torunu, tapularını aldıklarını fakat sorunun önümüzdeki yıllarda devam edeceğini söyleyerek şöyle devam etti: “150’ye yakın mirasçı arasından 5 kişi 20 dönümün sahibi olacak. Geriye kalan mirasçıların payına ise 1 ila 8 dönüm arasında pay düşüyor. Ancak davayı kazandığımızı istimlak dışı alanda kamu kurum ve kuruluşları tarafından işgal edilmiş durumda. Bu arazi üzerinde Dumlupınar ve 100. Yıl Bulvarları geçiyor. Ayrıca fuar alanı, Tenis Kulubü, Cam Piramit ve Antalyaspor tesisleri de bizim tapulu arazimizi işgal ediyor. Bu işgal edilmiş alanlarla ilgili olarak da hukuki süreci başlattık. Ancak en iyi ihtimalle bu dava 3 yıl içinde biter. Mahkeme sonucuna göre bize bir bedel ödenecek. Ama mahkeme sonucu ne olur şimdiden bilemiyorum. Ayrıca istimlak edilen bin 700 dönümle ilgili olarak da başka bir hukuki süreç başlattık. Sheraton ve Falez Otelleri istimlak edilen arazi üzerine kuruldu. Bu iki otelin kamu yararı taşımadığı aşikardır. En büyük payın sahibi devlet oldu. Maliye Bakanlığı da işgal davası açacak mı bilmiyorum?”

Çocuklara ev alacağım
Arap Süleyman’ın torunu ne isminin açıklanmasını, ne de yüzünün görüntülenmesini istemiyor. Arazisinin parasıyla ne yapmayı planladığını soruyoruz: ’Aslan payı yine devletin. Kişisel olarak benden çok daha fazla hisseye sahip olanlar var. Benim payıma en fazla 300 bin YTL düşer ve bununla çocuklar için ev almayı planlıyorum.’
Vatan
Yayın Tarihi : 11 Şubat 2007 Pazar 10:12:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?