1
Mayıs
2024
Çarşamba
ANTALYA

'Böbreğimi hangi canıma vereyim?

Asiye annenin 3 kızı böbrek hastası. Çocuklarından birine böbreğini vermek istiyor ama çaresiz "Hepsi benim canım, nasıl seçeyim" diyor..

Antalya'nın Alanya ilçesine yaşayan Asiye Gürkan'ın yaşadıkları, "Sofi'nin Seçimi" adlı filmi aratmıyor. Alman subayının Yahudi anneye "Bir çocuğunu seç" demesi ve diğer çocuğun öldürülmeye götürülmesi anlatılıyor filmde... Antalyalı anne Asiye'nin ise 3 kızı var ve üçü de böbrek hastası. Asiye Gürkan'ın yaşadıkları belgesel haline getirildi ve Dünya Böbrek Günü etkinlikleri kapsamında önceki gün Akdeniz Üniversitesi'nde yayınlandı. Kendi dramını izleyen ve çok duygulanan anne, böbreğini kızlarından birine vermek istiyor. Ancak onu çok zor bir tercih bekliyor.. Anne, "Hangi kızımı seçeyim" diyor.

İSİMLERİ NAKİL LİSTESİNDE
Alanya'nın Kargıcak beldesinde yaşayan 3'ü kız 5 çocuk annesi ev hanımı Asiye Gürkan (39), 2002 yılında, şu anda 18 yaşında olan kızı Rahime'nin böbrek hastası olduğunu öğrendi. Ondan üç ay sonra ise Sevda'nın (16) böbrek hastası olduğu ortaya çıktı. Aile kızlarının tedavileriyle uğraşırken 2005 yılında da diğer kızları Semra (11) böbrek hastalığına yakalandı. Asiye Gürkan, kızlarını tedavi ettirebilmek için saçını süpürge etti. Kızlardan Rahime, hastalık nedeniyle 8'inci sınıftayken okulu bırakmak zorunda kaldı. Diyalize giren Semra ise Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde oluşturulan özel sınıflarda eğitimini sürdürüyor. Sevda ise lise ikinci sınıfta okuyor. Rahime ve Sevda haftada 3 gün diyalize girmek için Alanya'dan Antalya'ya tedavi için gidiyor. Anne Asiye Gürkan, çocuklarının yaşadığı bu sıkıntı karşısında hem kendisinin hem de eşi Durali Gürkan'ın (53) büyük zorluklar yaşadığını söyledi.

'SORUMLULUK ANNEDEN ALINSIN'
Bir kooperatifte çalışan baba Durali Gürkan 1.5 ay öncesine kadar yeşil kartlı, ancak artık Bağ-Kur'lu olduğunu söyledi. Rahime'nin 2008 nisan ayında böbrek listesine eklendiği, Sevda'nın haziran 2007, Semra'nın ise Ağustos 2005'ten beri böbrek beklediği öğrenildi. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sunar Birsöz annenin seçimiyle ilgili şunları söyledi: "Bu anne böyle bir kararı gerçekten çok zor verebilir. Çünkü verebileceği bir böbreği var. 5 parmağın beşi de bir. Hangi parmağını kesseniz acımaz ki? Bu hayati bir karar, çok zor bir karar. Bu konuda benim bir fikrim yok. Böbreğin kime nakledileceğinin faydalılık açısından düşünülürse bunun birtakım kriterleri konulabilir. Yaşama yararlılık açısından bir takım kriterler konulabilir. Ancak bunu anne koyamaz, bunu olsa olsa hekimler yapabilir. Bu sorumluluğun da anneden alınması gerekir."

* Doç. Dr. Alihan Gürkan (Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Cerrahi Sorumlusu): Çocuklarından hangisine vermesi konusunda bir ayrım yok. Doku ve kan uyumsuz böbrek nakli yapılabiliyor. Ancak ben bir hekim olarak yol göstermek istersem doku grubu hangisi en çok uyan ve genç olan çocuğuna böbreğini versin. En doğru tercih bu olur. En azından bir kişi diyalizden kurtulacak"

BÖBREK BEKLEYENLER ÇIĞ GİBİ
Doç. Gülhan şöyle devam etti: "Aslında bu işin kesin çözümü var. Oda şudur: Devletin bu iş için bir miktar para vermesi. Devlet kadavra başına bir miktar teşvik pirimi verse sorunlar azalır. Bu konuda detaylı araştırmayı Sağlık Bakanlığı'na gönderdik. Böbrek nakli için ülkemizde bekleyen hasta sayısı çığ gibi büyüyor. Geçen yıl 45 bin olan sayı bu yıl 50 bine çıktı. Yıllık 2 bin organ bağışçısına ihtiyacımız var. Bu 4 bin böbrek demektir. Önerimiz kabul edilirse 10 yılda böbrek bekleyen hasta sayısını 10 binlere düşürebiliriz. Her bağışçıya 50 bin TL verilsin. 2 bin bağışçı 100 milyon TL eder. Biz sadece diyalize yılda 2 milyar TL para ödüyoruz. Buna diyalize giren insanların işgücü kaybını eklerseniz 6-7 milyar TL'yi buluyor. 2020 yılında Sağlık Bakanlığı'nın bütçesinin neredeyse yüzde 80'i diyaliz ödemeye gidecek."

"TOPLUMSAL BİLİNÇ GEREKLİ"
* Dr. Selçuk Koçlar (Antalya Tabip Odası Başkanı): "Bu annenin içinde bulunduğu durum, fevkalade zor bir durum. "Sofi'nin Seçimi" diye bir film vardı. Alman subayı Yahudi anneye 'Bir çocuğunu seç' diyor. Diğer çocuğu öldürmeye götürüyorlar. Bu annenin de durumu bu filmi andırıyor. Ben bu annenin yerinde olsam, en azından bir çocuk hastalıktan kurtulması için doku sorunu yaşanmayacak ve küçük olan çocuğuma böbreğimi verirdim. Ülkemizde maalesef yeterli organ bulunamıyor. Vatandaşı bu konuda bilinçlendirmemiz gerekiyor. Toplumsal bilincin yükseltilmesi gerekiyor."

Çaresiz anne, Asiye Gürkan, önceki gün böbrek belgeselinin yayınlandığı sırada böbreğini kızlarından hangisine vereceğini bilemediğini söyledi. Anne, "İlk Rahime'yi sonra diğer kızlarımın hasta olduğunu öğrendim. Sürekli diyalize gitmek zorundalar. Çocuklarımın sağlıklı olmasını, okumasını, eğlenmesini istiyorum. Belgeseli izlerken çok duygulandım. Böbreğimi onlara vermeye hazırım ama bir tane böbreğim var. Hangi kızımı seçeyim? Siz olsanız hangisini seçerdiniz?" diye soruyor.
 

Maddi durumları iyi olmayan aile kızlarına gelecek böbrek haberini büyük bir umutla beklerken, acılı annenin kızlarıyla birlikte yaşadığı dram belgesel film oldu. Yasemin Oğuz'un yönettiği 47 dakikalık "Benim eşsiz yuvam" adlı belgesel, Dünya Böbrek Günü etkinlikleri kapsamında önceki gün böbrek yetmezliği hastalarının yaşam kalitesi ve bilinçlendirilmesi hedef alınarak yayınlandı. Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Koordinatörü Nilgün Keçecioğlu şunları söyledi: "Belgesel film ile böbrek hastalığına daha fazla dikkat çekmek istedik. Türkiye'de 50 binin üzerinde böbrek hastası var ve her yıl 5 bin kişi ekleniyor. 2007'de diyalize harcanan para ise 1.5 milyar dolar. Böbrek naklinin önemini bu filmle duyurmak istedik. Türkiye'de kadavradan nakil oranı çok az. Organ bağışının herkes tarafından çok iyi bilinmesi gerekir. Asiye kendi dramını izleyince çok duygulandı. Dördüncü dereceden akrabaya kadar doku uyumuna bakılmaksızın nakil yapılabiliyor. Diğer kişilerden nakil için etik kurulundan onay bekleniyor. Asiye'nin tercih yapması çok zor. Kızlar ve annenin kan grubu da aynı." Keçecioğlu, annenin bir kızını kurtarabileceğini, diğer kızları için ise ağabey ve babalarının böbreklerini verebileceğini söyledi.

Veysi SAĞLAM - Öner ŞAN / SABAH
Yayın Tarihi : 11 Mart 2009 Çarşamba 09:21:19
Güncelleme :11 Mart 2009 Çarşamba 10:21:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?