Antalya'nın güneşi, dünya turizminin ardından halı sektörünün de gözdesi durumuna geldi. Bugüne kadar Antalya'yı güneşlenip bronzlaşmak için tercih eden ülkeler, şimdi dokuma halılarının bakımı ve soluk pastel bir renge sahip olması için de şehrin güneşini seçiyor. Ektiğini biçen Antalyalı köylüler, ikinci hasadı canlı renklere sahip halıları soldurarak yapıyor. Yakıcı güneş ise bu işin olmazsa olmazı.

Başta Türkiye olmak üzere Rusya ve Moldovya gibi ülkelerde dokunan halılar, satışa sunulmadan önce Antalya'ya gönderiliyor. Burada bir dizi işlemden geçen halılar, son olarak yüzlerce dönüm arazi üzerine serilerek solduruluyor. Yaklaşık 4 ay süren bu işlem sonunda halılar, canlı renklere sahip olarak geldikleri Antalya'dan soluk ve pastel renklerle ayrılıyor.

Antalya'ya TIR'larla gelen yeni dokunmuş halıların ilk adresi, kent merkezine 35 kilometre uzaklıktaki Killi Köyü oluyor. Burada bu iş için kurulan atölyelerde önce tozdan arındırılıp deterjanla yıkanan, sonra kurutulup ateşle tüyleri alınan halılar, son olarak aylarca kalacağı yüzlerce dönümlük arazilere seriliyor. Zaten sulu tarım konusunda büyük sıkıntı çeken yöre halkı, binbir güçlükle topraktan aldığı ürünü kaldırdıktan sonra kendi tabirleriyle susuz tarıma başlıyor. Tarlalarda 1 ay öncesine kadar boy gösteren buğday ve arpanın yerini rengarenk halılar alıyor. Adeta bir renk cümbüşünün yaşandığı yüzlerce dönümlük araziler, çiçek bahçelerine dönüyor. Köylü ise bu işten hem ikinci bir gelir kazanıyor hem de köyde yeni bir iş kolu oluşuyor. Halı soldurma işleminden onlarca köylü ekmek yiyor.

Halıların Antalya'ya geliş amacının yeni halıya eski ve pastel bir görüntü verilmesinin sağlanması olduğunu söyleyen ve tarlalarını halılar için kiraya verip aynı zamanda bekçilik yapan köylüler, bu işin daha önce Türkiye'deki başka vilayetlerde de denendiğini, ancak hiçbirinin halılara Antalya güneşinin verdiği rengi veremediğini belirtti. Renkle birlikte halıların güvenliğinin de halı firmaları için önemli olduğunu söyleyen ve 25 yıldır tarlalarda adeta halı hasatı yapan İlyas Karaboğa, "Ekin eken köylünün yağmur beklediği gibi Afrika sıcaklarını bekliyoruz.. Çünkü bu sıcaklar normalde üç-dört ayda solan halılarımızı 2 ayda solduracak. Bu da bizim işimizi kolaylaştıracak. Yağacak yağmur ise bizim için tam anlamıyla felaket olur. Çünkü tarlada seriliyken yağmur yiyen halılar çürür " dedi.