46. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin dördüncü gününde AKM Aspendos Salonu'nda Ulusal Uzun Metraj Yarışma filmlerinden "Beş Şehir" ve bir öğretmenin uzak bir köyde geçirdiği bir yılını anlatan "İki Dil Bir Bavul" gösterildi.

BEŞ ŞEHİR ÖLÜM ÜZERİNE

Yönetmen Onur Ünlü'nün dördüncü uzun metraj filmi Beş Şehir'in gösteriminden sonra yapılan söyleşiye, oyunculardan Bülent Emin Yarar, Beste Bereket, Şebnem Sönmez, Ege Tanman, görüntü yönetmeni Eyüp Boz, sanat yönetmeni Oya Köseoğlu, yapımcı Funda Alp, müzisyen Cenap Oğuz ve makyöz Derya Ergun katıldı. Onur Ünlü filmin ismine Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Beş Şehir" kitabından yola çıkarak karar verdiğini söyledi. Ünlü, her insanın bir âlem olduğunu ve filminde beş ayrı insanı anlattığını dile getirdi.

KEDİ KOSTÜMLÜ ŞEBNEM SÖNMEZ

Filmde görülen beş karakterin de hayatlarının kesiştiği noktanın ölüm olduğu ve bu kadar ölümle iç içe bir konu seçmesine dair Onur Ünlü, "Karamsar ve sert bir film yapmak istedim. Ölümü hep hayatımızdan, günlük yaşantımızdan çıkarıyoruz oysa ölüm hep yanı başımızdadır" dedi. Ünlü, filmde kullandığı Ahmet Kaya müzikleri ile ilgili bir soruya ise "Ahmet Kaya'yı çok seviyorum, kim sevmez ki!" diye cevap verdi.

Şebnem Sönmez "Onur Ünlü'nün kalemi için çok heyecanlıyım ve herkesin Onur Ünlü'nün filmlerinin sıkı takipçisi olmasını diliyorum" diyerek övgü yağdırdı. Türev filmindeki performansı ile Altın Portakal kazanmış olan oyuncu Beste Bereket de, "Ben zaten onun filmlerinin sıkı takipçisiydim ve onunla çalışmayı çok istiyordum. Başta Onur Ünlü olmak üzere bu ekip nereye giderse ben de peşlerinden hiç tereddüt etmeden giderim" diye konuştu.

'İKİ DİL BİR BAVUL' FİLMİ

Günün ikinci galası genç yönetmenler Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan'ın pek çok festivale katılmış ve Adana Film Festivali'nden ödülle dönmüş ilk filmleri "İki Dil Bir Bavul" filmine ait. Filmin söyleşisine yönetmenlerin yanı sıra kurgusunu yapan Thomas Balkenhol, basın danışmanı Zümrüt Burul ve Çiğdem Mater katıldı.

Bir öğretmenin uzak bir Kürt köyünde geçirdiği bir yılını anlatan film, belgesel dili, kurmaca estetiği ve tarafsızlığıyla dikkat çekiyor.

Öğretmenin ilk kez gördüğü bu coğrafyada, bir yılını çocuklara Türkçe öğretmekle geçirmesini, belgesel bir tonda aktaran film hakkında yönetmenler ana dilde eğitim meselesinin önemli bir sorun olduğunu dile getirdi. Ayrıca yönetmenler, "Burada Emre öğretmen de mağdur çocuklar da mağdur. Ortada bir sorun var, bu saçma bir durum. Biz bir soruna işaret etmek istedik. Herkes eşit deniliyor ama bu doğru değil. Bu çocuklar 2-0 yenik başlıyorlar" diye açıklama yaptı.

Kendisi de ilköğretim yılında Kürtçe bilmeyen bir öğretmenle aynı sorunları yaşamış olan Özgür Doğan için Orhan Eskiköy, "Özgür şanslıydı, akrabası onu kendi şehrine alıp okumasını sağladı ama herkes onun kadar şanslı olamıyor" dedi.

Film 23 Ekim'de vizyona gireceği için ekip şu görüşleri dile getirdi: "Bizim dileğimiz, bu filmin ağızdan ağıza dolaşarak mümkün olduğu kadar çok kişi tarafından izlenmesi. Önyargılarımız var onları kırmak lazım. Dileğimiz, gösterime de girince bir tartışma ortamı ve süreci yaratması ve çözüm üretilmesini sağlamak. Hepimizin bu konuda kafası karışık, devletin de kafası karışık sorun ortada."