Antalya'da patronu tarafından yatağa kelepçelenerek, ayaklarına ve kollarına çekiçle vurulduğu, tırnakları çekildiği, annesi ile erkek kardeşinin de olaylara göz yumduğu iddia edilen Meryem Sak'taki yumuşak doku ezilmeleri ve travmaların, ilk muayenesinde tespit edilen böbrek yetmezliği nedeniyle hayatını tehlikeye atar nitelikte olduğu bildirildi.

Antalya Cumhuriyet Savcılığınca “Kişi hürriyetini yoksun kılma, kasten yaralama ve eziyet” suçlamasıyla açılan davanın beşinci duruşması Antalya Asliye 4. Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Mustafa Hüseyin Kıvrık, genç kızın kardeşi Ahmet Sak ile annesi Hatice Sak, avukatlarıyla katıldı.

HAYATİ TEHLİKEYE NEDEN OLMUŞ

Duruşmada, Meryem Sak hakkında Antalya Adli Tıp Şube Müdürlüğünce 10 Ocak 2007'de düzenlenen rapor sunuldu.

Raporda, el ve ayak tırnaklarının çekilmesine neden olan yaraların, sırtının her iki omuz bölgesinde devam eden doku lezyonlarının Sak'ın hayatını tehlikeye atmadığını ancak basit bir tıbbi müdahale ile de giderilebilir olmadığı belirtildi.
Vücudun alt uzuvları ve arka kısımlarındaki toplam 30 noktada çapları 2-3 santimetre olan lezyonların birçoğunun iyileştiği ve vücudunda kemik kırığı bulunmadığı vurgulandı. Sak'ın sağ göz çevresinde halen ödem olduğu ancak bunun hayati tehlike oluşturmadığı bildirildi.

Raporda, kişide tespit edilen küçüklü büyüklü travmaların uzun süre içerisinde tekrarladığı ve bu durumun vücudun kendisini yenilemesine izin vermediği için yumuşak doku ezilmelerinin aradan geçen süreye rağmen devam ettiği belirtildi. Meryem Sak'ın ilk muayenesinde böbrek yetmezliği bulgularının tespit edildiği vurgulanarak, bu lezyonların şahsın hayatını tehlikeye attığını ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olmadığı ifade edildi.

Duruşmada, Hüseyin Kıvrık'ın kızı Esra Kıvrık'ın verdiği yazılı ifade de okundu. Esra Kıvrık ifadesinde, Meryem Sak'ın fotoğrafını ablası ile birlikte çekerek Alanya'da Migros'un önüne attıklarını ve durumu polise ihbar ettiklerini söyledi. Esra Kıvrık, Meryem Sak'ı babasının dövmediğini, genç kızın geceleri evinde zincire bağlı tutulduğunu, ancak istemesi durumunda bu durumdan kurtulabilecek şekilde kapıların açık olduğunu ifade etti.

8-20 YIL CEZA İSTEMİ

Mahkeme Hakimi Faris Özsoy, toplanan deliller ışığında Cumhuriyet Savcısı İlhami Ercan'dan mütalaasını istedi.

Ercan, mütalaasında, Adli Tıp Şube Müdürlüğünce gönderilen rapor doğrultusunda eziyet suçunun oluştuğu kanaatine varıldığını belirterek, sadece zincire vurulma işleminin bile bu suçun oluşumu için yeterli olacağını savundu.

Ercan, Sak'ın 1-1,5 ay boyunca sadece akşamları bile olsa zincire vurulduğunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde açık olduğunu belirterek, mağdureye ev içinde hareket etme serbesti sağlanmasının bu suçu ortadan kaldırmayacağını iddia etti. Savcı, mağdurenin evinin polis noktasına yakın olması ve istediği zaman bu yardım isteyebilecek olmasının da sonucu değiştirmediğini ve bu nedenle hürriyetinin kısıtlandığını kaydetti.

Meryem Sak'ın ifadelerini samimi bulduğunu belirten Ercan, genç kızın annesi ile zincire vurulmuş halde daha önce çalıştığı iddia edilen bir gazinoya gönderilmesinin de “onur kırıcı” olduğunu kaydetti.

Cumhuriyet Savcısı İlhami Ercan, Hüseyin Kıvrık'ın “Kişi hürriyetini yoksun kılma, kasten yaralama ve eziyet” suçlarından toplam 8-20 yıl, Hatice ve Ahmet Sak'ın da “Kişi hürriyetini yoksun kılma ve eziyet” suçlarından 2-7 yıl hapis ile cezalandırılmalarını talep etti.

Hakim, sanık avukatlarının savunma için süre istemeleri nedeniyle duruşmayı erteledi. Hüseyin Kıvrık'ın eşi Lilüfer Kıvrık duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Meryem Sak'a tepki gösterdi. Kıvrık, Sak'ın 9 yaşındayken eniştesi tarafından tecavüze uğradığını iddia ederek, “İki elim yakasında. Hakkımı ona helal etmeyeceğim” dedi. Sak'ı o durumdan kurtarmak amacıyla kızlarına bu durumu kendisinin ihbar ettirdiğini öne süren Kıvrık, “Herkesle oynadı. Kendi kardeşiyle, annesini de yaktı” diye konuştu.

Kıvrık, Sak'ın avukatına da sözle sataştı.