1
Mayıs
2024
Çarşamba
ANTALYA

Jinekoloji Kongresi Kemer'de yapıldı

Türk-Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı (TAJEV) Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, 2000'li yıllardan sonra tüm dünyada sezaryen oranlarında artış olduğunu belirterek, annenin psikolojik faktörleri, doğum korkuları ve sosyokültürel durumunun bu yükselişte etkili olduğunu söyledi.

TAJEV tarafından Antalya'nın Kemer ilçesinde düzenlenen 8. Türk-Alman Jinekoloji Kongresi, yoğun katılımla gerçekleşti. Kongrede isteğe bağlı sezaryen, Epizyotomi (dikişli doğum) ve menopozda hormon tedavisi konularının yanı sıra jinekoloji alanındaki güncel gelişmeler tartışıldı.

TAJEV Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında, 1970 ve 1980'lerde olduğu gibi 2000'li yıllardan sonra da tüm dünyada sezaryen oranlarında artış söz konusu olduğunu belirterek, "İlk gebeliğinde sezaryen olan olguların ikinci gebeliklerinde de sezaryen olması, anne adaylarının yaş ortalamalarının artması, tedavi gebeliklerinin sayıca artması, artan obezite sorunları, makat doğumların sezaryen endikasyonlarının genişlemesi ve anne adaylarının sezaryen olma istemleri bunda etkili olduğu düşünülmektedir" diye konuştu.

 Ünlü, tüm dünyada sezaryen oranlarını azaltmak veya optimal düzeyde tutmak amacıyla girişimler ve tartışmaların sürdüğünü ifade ederek, "Özellikle anne adaylarının doğuma bakış açılarının birçok nedenden etkilendiği bilinmektedir. Annenin psikolojik faktörleri, doğum korkuları, sosyokültürel durumu bunda etkili olabilmektedir. Özellikle anne adaylarının sezaryen istekleri ve nedenleri tam irdelenmeli ve sezaryen doğumun getireceği ekstra sorunlar hastalarla tartışılmalıdır. Anne adaylarının ağrı korkusu ile sezaryen istemleri varsa vajinal doğumun ağrı yönetimi konusunda bilgilendirilme yapılmalıdır" şeklinde konuştu.

Çoğul gebeliklerin artışına da dikkat çeken Ünlü, 1980'li yıllardan 2000'li yıllara doğru çoğul gebelik oranlarının yüzde 77 civarında yükseldiğini söyledi. Ünlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu durum ise anne ve fetusun sağlığı açısından birçok riskleri beraberinde getirmektedir. Çoğul gebeliklerde en sık ikiz gebelikler gözlenmektedir. Tek yumurta ikizleri oranları 250 doğumda bir gözlenmekte ve ırka, yaşa, doğum sayısına göre değişmemektedir. Ancak son zamanlarda kısırlık tedavileri sonucunda bu ikizlerin arttığı da bilinmektedir. Çift yumurta ikizlerinin sıklığı ise yaşa, ırka, doğum sayısına ve kısırlık tedavisi görüp görmediğine göre değişebilmektedir. Çoğul gebelik oranlarındaki artış birçok anne ve bebek açısından sorunları da beraberinde getiriyor. Özellikle düşük oranı, bebeklerde anomali gözlenme olasılığı, düşük doğum ağırlığı, erken doğum sıklığı çoğul gebeliklerde daha fazla gözlenirken, tek yumurta ikizlerinde bir bebeğin diğerine göre daha fazla beslenmesi, yapışık ikiz gibi sorunlarla da karşılaşılabilmektedir. Ayrıca çoğul gebeliklerde annenin hipertansiyonu, gebeliğe özgü şeker hastalığı gibi sorunlar daha fazla gözlenebilmektedir. Erken doğum nedeniyle bebekler yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde daha sık kalabilmekte, akciğer problemleri nedeni ile hayatlarını kaybedilmekte veya uzun yıllar beyinde kalabilecek sekeller nedeniyle sorun yaşayabilmektedirler. Ayrıca sezaryen doğum oranları bu gebeliklerde daha sıktır."

Kongre Genel Sekreteri Doç. Dr. Cem Demirel ise, son dönemde çok gündemde olan fertilitenin (üreme yeteneğinin) korunması üzerine olan çalışmalardan bahsetti.

Özellikle kanser tedavisi nedeniyle kemoterapi veya radyoterapi alacak hastalarda bu sorunun sık karşılaşıldığını kaydeden Demirel, "Bu konuyla ilgili olarak over dokusunun dondurulması, gelecekte fertilitenin dondurulması açısından umut veren gelişmeler arasında bulunmaktadır. Oosit (yumurta) dondurulması ve bu yöntemle fertilitenin korunması da en önemli gelişmelerden biri olacak gibi gözükmektedir. Kemoterapi ve radyoterapi, over dokusu (kadın yumurtalığı) fonksiyon kaybına yol açmaktadır. Dünyada genç yaşta gözlenen kanser olguları artmakta ve aynı zamanda yeni tedavi yöntemleriyle sağ kalım oranlarının artışı gözlenmektedir. Genç yaşta bu hastalığa yakalanan ve daha sonra bu hastalığı yenen kadınlar muhakkak ki çocuk sahibi olmak istemektedirler" diye konuştu.
 

İHA
Yayın Tarihi : 8 Mayıs 2009 Cuma 11:45:46
Güncelleme :8 Mayıs 2009 Cuma 11:46:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?