Liderler ruh sağlığını bozuyor

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Sunar Birsöz, 29 mart seçimleri için meydanlara çıkan siyasi parti liderlerinin yaptıkları asabi konuşmalarla toplumun ruh sağlığını bozduğunu söyledi.

Halkın da siyasetçilerin kullandığı argo kelimeleri kullanmaya başladığını bildiren Birsöz, "Sonuçta bu seçim süreci, sadece adayların değil, tüm toplumun sinirlerini geren, stres yapan bir süreç haline geldi. Sürekli fikir üretmeden, birbirine saldırılar, parti liderlerini rol modeli olarak algılayan kitlelerin yani halkın aynı şekilde davranmasına yol açıyor. Bunların konuşmalarının her akşam televizyonlarda duyulması, duyurulması, sonuçta fikir üretmeden sadece saldırı şeklinde gerçekleşmesi, herkeste bir stres oluşturmakta" dedi.

"KRİZİN ÜSTÜNE TUZ BİBER OLDULAR"

Yaşanılan ekonomik krizin üzerine ortaya çıkan seçim sürecindeki bu gergin ortamın sadece adayların değil, kitlelerin ve normal seçmenlerin de sinirlerini bozan bir duruma yol açtığını bildiren Birsöz, "Bu konuşmaları gören kitleler de argo konuşuyorlar, Onlar gibi davranıyorlar. Onların sözcükleriyle çevreye hitap ediyor. Oysa seçim sürecinin amacı; yenilikleri yaratmak, daha iyi örnekler verebilmek, rol modeli oluşturabilmek, zeka pırıltıları yapan çevredekini, karşıdakini alt edebilecek performans gösterebilmektir. Bunun yerine sadece, fiziksel ve saldırı performansı haline geldi. Bunun son derece zararlı olduğunu düşünüyorum. Son zamanlarda gerek ekonomik kriz, gerekse bu tür şeyler toplumun ruh sağlığını olumsuz etkilediğini düşünüyorum" diye konuştu.

"KAYBEDENLER DE ŞOKA GİREBİLİR"

29 mart seçimlerinde kazanacaklarına kendilerine inandırıp, geleceklerini siyasete bağlayan adayların, kaybetme sonucuyla karşılaşması halinde de bir şok yaşayabileceğini bildiren Prof. Dr. Sunar Birsöz, "Sonuç olarak siyasete giren insanların kaybedebileceğini de düşünmesi gerekiyor. Bir yarışın sadece bir galibi, bir de mağlubu vardır. Eğer adaylar bu olgunlukta değillerse, şüphesiz olumsuz etkilenebilirler. Ama, ben aday olan kişilerin bu olgunlukta olduklarını düşünmek istiyorum en azından. Muhakkak bir kaybetme sürecinin yaşandığı bir hüzün dönemi, gelip geçici bir yas dönemi olacaktır. Ama bunun sürekli olmayacağı kanısındayım. Çünkü, yarışa giren, ister sportif olsun, ister seçim yarışı olsun, ister akademik ya da bilgi yarışması olsun bütün bunların bir kazananı bir de kaybedeni olacaktır. Seçimleri fikirleri, duyguları paylaşmak olarak görmek lazım" dedi.