Rusya'nın Antalya Başkonsolosu Sergey Alifanov, Türk güvenlik birimlerinin turistlerin güvenliği için gerekli önlemleri aldığını belirterek, Antalya'da durumun sakin olduğunu ve halk arasında panik yaşanmadığını söyledi. Rus Komosomolskaya Pravda gazetesinde de "Rus Turist Eskisi Gibi Yine Türkiye'yi Tercih Ediyor" başlıklı haberde, Rusların Türkiye'ye gitmeye devam edeceği kaydedildi.

Alifanov, Rus haber ajansı RİA Novosti'ye yaptığı açıklamada, Antalya'daki patlamada yaralananlar arasında Dimitriy Maksimov ve Olga Prezentseva adlı 2 Rus vatandaşının da bulunduğunu belirtti.

Rusların Antalya'dan tatil süreleri sona ermeden ayrılmalarının söz konusu olmadığını belirten Alifanov, "Ne yerli halk ne de yabancılar patlamaya panikle karşılık verdi" diye konuştu.

Rusya'dan Türkiye'ye en fazla turist gönderen şirketlerden Tez-tour'un temsilcisi Natalya Karamışeva da açıklamasında, patlama haberlerinin ardından Antalya'ya gitmeye hazırlanan hiçbir turistin turunu iade etmediğini söyledi.

Rus Komosomolskaya Pravda gazetesinde de "Rus Turist Eskisi Gibi Yine Türkiye'yi Tercih Ediyor" başlıklı haberde, Rusların Türkiye'ye gitmeye devam edeceği kaydedildi.

Rusya Federal Turizm Yönetimi Basın Sekreteri Sergey Sinitsin de yaptığı açıklamada, "Turistlerimiz tatile devam etmekte ve hiç kimse tatilini yarıda keserek geri dönmedi. Halkımız olağanüstü durumlara alışkın ve bundan dolayı Türkiye'ye gitmeme tavsiyesinde bulunma konusunda acele etmiyoruz. Bizim turistler patlamadan korkmuyorlar" dedi.

Antalya'da ölenlerin kimlikleri belli oldu

Antalya'daki patlamada ölen 3'üncü kişinin de kimliği belli oldu

Antalya’da dün meydana gelen patlamada ölen 3’üncü kişinin, 18 yaşındaki İlter Avşar olduğu öğrenildi. 

Alınan bilgiye göre, İrfan Avşar’ın, oğlu İlter Avşar’ın akşam eve dönmediğini polise bildirmesi üzerine yapılan araştırmada, patlamada ölen üçüncü kişinin 18 yaşındaki İlter Avşar olduğu belirlendi. Avşar’ın, üniversite sınavlarına hazırlanmak amacıyla dershaneye devam ettiği öğrenildi. 

Patlamada ölen 3 kişiden ikisinin kimliği daha önce İmran Arık (20) ve emekli polis memuru Baki Baykurt olarak açıklanmıştı.
Bu arada, patlamanın meydana geldiği bölgede polisin güvenlik önlemleri de sürüyor. Polis, olay yerinden fotoğraf ve görüntü alınmasına izin vermiyor. 

Taburcu olanlar

Antalya'da dün meydana gelen patlamanın ardından hayatını kaybeden üçüncü kişinin de kimliği tespit edildi. Patlama sonrası, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma, Antalya Devlet, Atatürk Devlet, Özel Yaşam ve Özel Anadolu Hastanesi'nde tedavi altına alınan 61 yaralıdan 22'si taburcu edildi. 

Patlamada hayatını kaybeden 3 kişiden İmran Arık, İlser Avşar'ın kimlikleri dün tespit edilirken, diğer şahsın da Bekir Akkurt olduğu belirlendi. Edinilen bilgiye göre, Akdeniz Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan diğer 9 kişinin tedavisine devam ediliyor. 

Özel Yaşam Hastanesi'ne kaldırılan Rus uyruklu 3 turist ve 5 Türk, taburcu edildi. Özel Anadolu Hastanesi'ne götürülen 2 Türk'ün taburcu edildiği, 2 Alman ve 2 Hollandalı turistin ise durumlarının iyi olduğu ve bugün taburcu edilebileceği bildirildi. Atatürk Devlet Hastanesi'ne götürülen 15 Türk'ten 12'sinin taburcu edildiği, diğer 3 yaralınınsa tedavisine devam edildiği öğrenildi. Antalya Devlet Hastanesi'ne kaldırılan 23 yaralıdan 18 Türk, 4 İsrailli ve 1 Ürdünlü turistin de tedavilerine devam edildiği açıklandı. 

Antalya'daki olay

Antalya Kalekapısı’ndaki belediye iş merkezi girişinde meydana gelen patlamada ölenlerin sayısının üç olduğu bildiriliyor.

Patlama, belediye iş merkezi girişinde meydana geldi. Nedeni henüz belirlenemeyen yangında olay yerinde iki kişi yaşamını yitirdi. Hastaneye kaldırılan yaralılardan biri de burada hayatını kaybetti. Patlama sonucu 1’i ağır 20 kişi de yaralandı.


Patlamada ölenlerden 2’sinin kimliği belirlendi. Patlamada ölenlerden birinin, Şırnak doğumlu İmran Arık, diğerinin de emekli polis memuru Bakil Aykurt olduğu açıklandı.

Yaralılar Atatürk Devlet Hastanesi, Antalya Devlet Hastanesi ile Akdeniz Üniversitesi hastanelerine kaldırıldı. Patlamanın ardından çıkan ve park halindeki bazı motosikletlerin de tahrip olduğu yangın, itfaiye ekipleri tarafından kısa sürede söndürüldü. Patlama çevredeki işyerlerinde hasara yol açtı.

Antalya Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, olayla ilgili 2 kişinin eşgali belirlendi.


Bombalar İngiliz basınında

Antalya'da 4 kişinin ölümü, 87 kişinin yaralanmasına neden olan patlamalar İngiliz basınında geniş yer buldu.

Terör örgütü PKK'nın tatil yörelerinde meydana gelen patlamalarda aralarında İngilizler turistlerin de bulunduğu çok sayıda kişinin yaralanması İngiltere'deki gazetelerde geniş yer buldu. The Guardian, Marmaris'teki plajların tenhalaştığını öne sürerken Daily Telegraph, "İngiliz turistler bombalara meydan okuyor" başlığını kullandı.

The Guardian gazetesi, bugünkü 1'inci sayfasında yaralı fotoğrafının yanında, "Turistlere bombalı saldırılarla sarsılan Türkiye'den uzak durma uyarısı" başlığını kullandı. İstanbul Bağcılar ve Marmaris'teki saldırıların sorumluluğunu, PKK'nın bir kolu "Kürdistan Özgürlük Şahinleri" (TAK) adlı grubun üstlendiğini duyuran gazete, grubun internet sitesindeki "Türkiye güvenli bir ülke değildir; turistler Türkiye'ye gelmemelidir" açıklamasını yayımladı. Gazete buna karşılık, İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın turistlere Türkiye'ye gitmemeleri gibi bir tavsiyede bulunmadığını vurguladı.

Terörist bombalamaların, yıllık hacmi 10 milyar sterlin olan Türk turizm sektörüne darbe niteliğinde olduğunu vurgulayan gazete şöyle devam etti: "Her yıl 2 milyona yakın İngiliz Türkiye'yi ziyaret ediyor ve binlercesi şu sıralarda Marmaris ve çevresinde bulunuyor. Plajların dün daha tenha olduğu gözlendi. Birçok kişi otellerinde oturmayı tercih ederken, bazıları tatillerini yarıda kesmeyi planlıyor"

‘İNGİLİZ TATİLCİLER BOMBALARA MEYDAN OKUYOR'

Bu konudaki haberi yine 1'inci sayfadan veren Daily Telegraph gazetesi ise Guardian'ın aksine "İngiliz tatilciler, bombalara meydan okuyor" başlığını kullandı.

Gazete, son 24 saat içinde, turistleri hedef alan 5 bombalı saldırıya rağmen İngilizler'in Türkiye'ye uçmaya devam ettiğini yazan gazete, şunları yazdı: "Şu anda Marmaris'te 14 bin İngiliz turist bulunuyor ve çoğunluğu kalma niyetinde. Tur operatörleri, İngilizlerin tatillerine normal şekilde devam ettiğini bildiriyor. Dışişleri Bakanlığı da Türkiye ile ilgili tehdit seviyesini değiştirmediği gibi, İngiliz vatandaşlarına bu ülkeye seyahat etmeme tavsiyesinde bulunmadı. Yetkililer bunun nedeni sorulduğunda, Türkiye'de bir süredir terör tehdidi bulunduğunu, ancak son 24 saatteki olayların, dehşet verici olmakla birlikte bu tür bir tavsiyeyi gerektirmediğini dile getirdiler."

TİMES: HEDEF TÜRK EKONOMİSİNE ZARAR VERMEK

The Times gazetesi ise, TAK'ın İngiltere'deki faaliyetlerini yasaklama kararının 2 hafta önce yürürlüğe girdiğini, patlayan bombaların doğrudan İngilizler'i ya da Batı'nın çıkarlarını hedef almadığını yazarken, şu görüşleri dile getirdi:

"Hedef Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak ve ekonomisine zarar vermek. Türkiye'de bu yıl 20 bombalı saldırı oldu. Bunlardan sadece 8'i, İngiliz turistlerin sayısının doruğa ulaştığı Ağustos ayında gerçekleşti.

Bombalamalar, ayrılıkçı teröristlerin son olarak 1990'larda denedikleri, Türk ekonomisinin en karlı alanlarından birini hedef alma taktiğine geri döndüklerine işaret ediyor. O dönemde tatil beldelerinde patlayan bombalar, Körfez Savaşı'nın etkisiyle birleştiğinde Türk turizmini çaresizliğe sürüklemişti. Kısa yaz sezonundaki geçici bir aksamanın bile yıkıcı sonuçları olacak. Türkiye'deki turizm sektörünün 20 milyar dolar gelir hedefi riske girdi. Marmaris sokaklarında ve restoranlarında pazar gecesi yaşanan panik, yerini kısa sürede her zamanki görüntülere bıraktı. Turistler yaz boyunca olduğu gibi plajları doldurdu. Ancak bölge esnafı ve turizm yetkilileri patlamaların uzun vadede yapacağı etkilerden kaygılı."

Times gazetesi başyazısında da Türkiye'deki patlamalara yer verirken şunların yazdı:

"Atatürk'ün Türkiye için çizdiği milli ve laik kimliği, nüfusun yüzde 20'sini oluşturan 14 milyon Kürd'ün tanınması yönündeki talepler ile uzlaştırma çabası, on yıllardır devam eden bir sorun. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl Diyarbakır'da yaptığı konuşmada, ortada bir Kürt sorunu olduğunu ve geçmişte hatalar yapıldığını kabul etmesiyle ilişkilerin bir dönemece girdiği izlenimi doğdu.

Sınırlı Kürtçe televizyon ve radyo yayınlarına izin verildi, Kürt alfabesindeki harflerin kullanımına yönelik yasak kalktı, Kürtçe dil okulları açılmasına olanak tanıyan yeni bir yasa çıkarıldı. Ancak Türkiye 1 yıl sonra, 1990'lardan bu yana görülen en kötü şiddet olaylarına sahne oluyor. Hükümetin Kürtlere yönelik açılımları, kısmen Avrupa Birliği'nin taleplerinden kaynaklanıyordu. Ancak ülkenin Brüksel kulübüne girme olasılığı bazılarını rahatsız etti. Birçok Kürt buna karşı, zira bağımsız bir devlet kurma umutları sona erecek.

Güçlerinin azaltılmasını istemeyen ve Kürtler'e ödün vermekten nefret eden, Türkiye'nin güçlü ulusal güvenlik kurumlarındaki birçok kişi de bu projenin sabote edildiğini görmekten mutlu olacaktır. Başbakan Erdoğan bu konuda Avrupa'nın yardımını hak ediyor. Ancak Fransa ve Avusturya'nın Türkiye'nin üyeliğini engelleme çabaları o boyutta ki, Ankara'da bir kısım çevrenin Brüksel'den vazgeçme tehlikesi doğdu. Bu hem Avrupa Birliği, hem Türkiye, hem de ülkeyi ziyaret eden İngiliz turistler için kötü olacaktır.